Meme kanserinde erken teşhis hayat kurtarıyor


Uzmanlar, her 8 kadından birinin karşı karşıya kaldığı meme kanserinde erken teşhisin çok önemli olduğunu vurguladı. Hastalığın ilk aşamasında tedavinin büyük oranda olumlu cevap verdiğine dikkat çeken Liv Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Levhi Akın, "Uygulanacak cerrahinin tipine karar vermek birçok faktöre bağlıdır. En uygun cerrahi tipinin seçimi kanserin evresine, kanserin özellikleri ile davranış biçimine ve bazı durumlarda hasta için hangi yöntemin kabul edilebilir olduğuna bağlıdır." dedi.

Prof. Dr. Levhi Akın 15 Ekim Dünya Meme Sağlığı Günü dolayısıyla meme kanseri ve tedavisi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Meme kanserinde cerrahi müdahalenin genellikle ilk tedavi basamağını oluşturduğunu dile getiren Akın, " Uygulanacak cerrahinin tipine karar vermek birçok faktöre bağlıdır. En uygun cerrahi tipinin seçimi kanserin evresine, kanserin özellikleri ile davranış biçimine ve bazı durumlarda hasta için hangi yöntemin kabul edilebilir olduğuna bağlıdır. Belli şartlar altında meme kanserli hastaların çoğu memenin tamamının alınması (mastektomi) ile meme koruyucu cerrahi (lumpektomi) arasında seçim yapma şansına sahiptir. Birçok olguda lumpektomi ve sonrası yapılacak radyasyon tedavisi kanser tedavisinde mastektomi ile aynı oranda etkiye sahiptir." ifadelerini kullandı.

'MEME TAMAMEN ALINMALI MI?'
Erken evre meme kanserlerinde lumpektomi yönteminin uygulanabildiğini söyleyen Akın, lumpektomi sonrası radyasyon tedavisinin zorunlu olduğuna vurgu yaptı. Akın, şunları söylerdi: "Memenin kısmen çıkartılmasının dezavantajları, 5-7 hafta ışın tedavisi yapılması zorunluluğudur. Işın tedavisi memenin olası estetik tamir zamanını ve seçeneklerini etkiler. Memede kanserin tekrarlama riski daha yüksektir, ancak memenin tamamı çıkarılarak tedavi edilebilir. Memede tümör tekrarlarsa tekrar ışın tedavisi almak mümkün olmaz. Yeterli sağlam kenar çıkartılamazsa cerrahi işlemin bir veya birkaç kez tekrarlama olasılığı olur. Memenin tümünün çıkartılması, her şey çıkartıldığı için daha çok kafa rahatlığı sağlar. Ancak tüm meme çıkartılmasına rağmen hastaya ışın tedavisi gerekebilir."

'KORUYUCU MASTEKTOMİ İLE RİSK AZABİLİR'

Bazı durumlarda ise koltuk altındaki lenf bezlerinin çıkartılması gerekebileceğini dile getiren Akın, koltuk altındaki lenf bezlerinin durumunun meme kanserinin bölgesel yayılım durumunu gösterdiğini kaydetti. Akın , şöyle devam etti: "Lenf bezlerinin bir bölümü veya hepsi çıkartılır. Koruyucu mastektomi ile yüksek meme kanseri riski bulunan kadınlarda kanser riski yüzde 90 azalabilir. Bu karar yaşamda önemli etki yapacağından, oldukça ciddi bir seçimdir. Karar verirken göz önüne alınabilecek faktörlerden bazıları; anne, kız kardeş veya öz kızında özellikle 50 yaş öncesi meme kanseri varlığı, meme kanseri riskini artıran gen anormallikleri bulunması, memede kansere dönüşme riski yüksek olan kanser öncüsü lezyonlar bulunması, bir memede daha önce kanser tedavisi görmüş olup diğer meme için kanser riski olması, 30 yaşından önce göğüs bölgesine ışın tedavisi uygulanmış olması, memede yaygın minik kireçlenme odakları veya çok yoğun meme dokusu varlığından dolayı tekrarlayan biyopsiler ve buna bağlı nedbe dokularının bulunmasıdır."

'AMELİYAT SONRASI FİZİK TEDAVİ'

Ameliyattan sonra ise fizik tedavi ve rehabilitasyonun devreye girdiğini anlatan Akın, "Kişide ödem varsa ya da ödem oluşma eğilimi varsa, lenf ödem masajı uygulanıyor. Bunun dışında ödemi azaltmak için prematif kompresyon cihazı ile aralıklı olarak uygulama yapılıyor. Tedavi ile birlikte hastanın enfeksiyon eğilimi olan kol şişliği azalıyor, hasta kol fonksiyonlarını geri kazanıyor ve kozmetik açıdan görünüm normale dönüyor." dedi.

'DOKTOR TAVSİYESİYLE EGZERSİZ YAPILMALI'

Meme operasyonu veya radyoterapiden sonra omuzda eklem sertliği ve kas kısalması da görülebileceğine dikkat çeken Akın, şu tavsiyelerde bulundu: "Bunu önlemek için eklem hareket açıklığı egzersizleri ve germe egzersizleri yapılmalıdır. Ancak bu egzersizlerin sıklığı ve şiddeti doktor tarafından belirlenmeli ve süreç içinde yavaşça arttırılmalıdır. Genel kondisyonu artıran aerobik egzersizler de ağrıyı azaltmak, yorgunluğu azaltmak, dayanıklılığı artırmak için önerilir."

'MEMEDE ELE GELEN HER KİTLE KANSER MİDİR?'

Öte yandan, memede ele gelen kitlelerin çoğunun kanser olmadığına işarete eden Akın, "Bunlar genellikle meme içinde büyüyen kistler, iyi huylu tümörler olabilir." diyen Akın şunları söyledi: " Bu kistler pek çok kadında görülür ve genellikle kanser riski taşımaz. Bu nedenle her görüldüklerinde alınmaları gerekmez, takip edilmeleri yeterlidir. Çok büyüyüp ağrı yaptıklarında ya da yapılarında değişiklik olup kuşku uyandırdıklarında tanı amacıyla boşaltılmaları gerekebilir. Memenin kendi dokusu da kimi zaman kitle gibi bir hal alabilir. Memelerde özellikle adet öncesi dönemde olan ağrı, dolgunluk hissi ve hassasiyet memede ele gelen kitle ile kendilerini belli edebilir." ifadelerini kullandı.
CİHAN
<< Önceki Haber Meme kanserinde erken teşhis hayat kurtarıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER