Sultanbeyli Davası’nda yargılanan 116 Hava Harp Okulu öğrencisinden 67’sine verilen müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulduğu için dün tahliye edildi. Anne-babalar gece yarısı Silivri Cezaevinin önüne akın etti. 6 yıldır başta oğlu Taha Furkan Çetinkaya olmak üzere tüm Harbiyeliler için meydanlarda mücadele eden ev hanımı Melek Çetinkaya oğluyla ilk karşılaşmasını Bold’a anlattı.
Şu an neredesiniz?
Oğlumu aldıktan sonra İstanbul’da bir arkadaşımızın evine gittik. O hemen tereyağlı yumurta pişirdi. Altı yıldır çiğ yumurta yemiyorlardı. Hep birlikte yumurta yediler. Sabah 5-6’ya kadar muhabbet ettik. Telefonlarımız hiç susmadı. Şu anda yoldayız, Ankara’ya gidiyoruz.
Oğlunuz nasıl?
Furkan bu gece hiç uyumadı. Gözleri kan çanağı. Arkadaşının nikahı vardı. Online olarak onu izledi. Çok sevinçli değiliz açıkçası. Sultanbeyli Davası’nda yargılanan 116 öğrenci vardı, 67’si çıktı, diğerleri çıkamadı. Hepsi askeri öğrenci, birbirlerinden farkları yok ki. Neye göre 67’sini bırakıyorsun da diğerlerini bırakmıyorsun.
Diğerlerini niye bırakmamışlar?
Tanık diyorlar, ankesör araması diyorlar ama bunların da suç olmadığını başından beri söylüyoruz. İşte onun mahzunluğu var. Köprüde şehit olan Ragıp Enes Katran’ın ailesiyle görüştüm, Murat Tekin’in annesiyle de konuştum. Bizim adımıza mutlular ama buruk bir mutluluk.
Furkan ile ilk karşılaşmanız nasıl oldu?
Otobüsten inip poşetle geldiğini görünce ‘Oğlum geliyor’ diye bağırmışım. Sonrasını hatırlamıyorum. En mutlu olduğum an o andı. Elinde poşetle onu gelirken gördüm ya gerisi gitti bende zaten. Sürekli gerçek mi, gerçek mi diyordum. ‘Gerçek misin?’ diye oğlumun yüzüne dokundum. Hala daha algılayamıyor insan. ‘Anne kendine gel, neden böyle yapıyorsun?’ diyor oğlum.
Adaletin geldiğini düşünüyor musunuz?
Adalet geldi diyorlar ama henüz değil. Zulüm kademeli olarak bitti, tamamen bitmedi. Ben Furkan çıksın diye mücadele etmedim, Harbiyeliler çıksın diye mücadele ettim. Hepsi çıkmadığına göre şu an kimse benim mutlu, sevinçli olduğumu düşünmesin. Mücadeleme ve eylemlerime devam edeceğim. Furkan da zaten ‘Arkadaşlarım için ne gerekiyorsa beraber yapalım anne. Nereye gitmemiz, hangi yayına çıkmamız gerekiyorsa çıkalım’ diyor. Çünkü koğuştan çıkarken çok üzülmüş.
Koğuşundan kaç kişi tahliye oldu?
Dört kişi aynı odada kalıyorlardı. Onların hepsini bırakıp çıkmış, o yüzden çok üzgündü. ‘Arkadaşlar çok şaşkındı, biz niye tahliye olmadık diyorlar’ dedi. ‘Bizim rızkımız bitmedi demek ki’ diye teselli etmişler birbirlerini.