Gazete Duvar'da yer alan habere göre Şimşek, Düsseldorf kentindeki 8. Türk-Alman Ekonomi Günü programında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Avrupa Birliği (AB) ile biz 1963'ten beri diyaloğumuz var, angajmanımız var. Ortaklığımız var. O nedenle biz Avrupa ile dostuz. Bazı siyasi görüş farklılıklarımız olabilir ama biz yine de Gümrük Birliği üzerinden AB ile kendimizi dost görüyoruz.
Türkiye'nin önemli makroekonomik problemleri var. Bu problemleri çözersek Türkiye'nin potansiyeli daha da güçlenmiş olacak. Bizim en büyük önceliğimiz fiyat istikrarı. Yani enflasyonun tek haneye düşürülmesi, mali disiplin ve tabiiki yapısal dönüşüm. Yapısal dönüşümden kastettiğimiz yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve sanayide dönüşüm. Bütün bunlar bize daha yüksek sürdürülebilir büyüme imkanını artıracak.
"Türkiye'nin enflasyonu maalesef oldukça yüksek" diyen Şimşek, "Mayıs ayında yüzde 70'in üzerinde bir enflasyonla zirveyi bulacağız. Ama daha sonra uygulamaya koyduğumuz programla birlikte enflasyon hızlı bir şekilde düşecek ve 2026 yılında biz tekrar tek haneli enflasyona dönmüş olacağız. Uzun bir yolculuk ama başaracağız. Çünkü iyi bir programımız var" dedi.
Şimşek şöyle devam etti: "Bütçe açığı deprem nedeniyle geçen sene çok arttı. Deprem hariç bütçe açığımız yüzde 1,6, milli gelire oran olarak. Depremden dolayı yüzde 5,2. Geçen sene çok tedbir aldık. O tedbirleri almasaydık bütçe açığı çok daha yüksek olacaktı. Biz önümüzdeki yıllardan itibaren bütçe açığını deprem etkisi dahil kalıcı olarak yüzde 3'ün altına düşüreceğiz. Borcun da milli gelire oranını yüzde 35'in altında tutacağız. Yani Maastricht Kriterleri ile uyumlu olacağız. Bu arada, Almanya'ya deprem felaketi nedeniyle bizimle göstedikleri dayanışma için, yardım için teşekkür ediyorum. Alman halkına, Alman devletine biz müteşekkiriz. En zor dönemimizde Almanya hep bizim yanımızda olmuştur."
Maastricht Kriterleri nedir?
9-10 Aralık 1991 tarihinde imzalanarak 1 Ocak 1993'te yürürlüğe giren Maastricht Anlaşması’nda Ekonomik ve Parasal Birliğin (EPB) aşamaları, bu süreçte izlenecek ekonomik ve parasal politikalar ile bunların gerektirdiği kurumsal değişiklikler ayrıntılı olarak düzenlendi. Bu düzenleme çerçevesinde EPB’nin son aşamasına geçiş öncesinde, üye ülke ekonomileri arasındaki farklılıkların giderilebilmesini teminen bazı makro büyüklükler açısından yakınlaşma kriterleri tespit edildi ve bunlara uyulmaması durumunda yaptırımlar belirlendi.
Toplulukta en düşük enflasyona sahip (en iyi performans gösteren) üç ülkenin yıllık enflasyon oranları ortalaması ile, ilgili üye ülke enflasyon oranı arasındaki fark 1,5 puanı geçmemelidir.
Üye ülke devlet borçlarının GSYİH’sına oranı %60’ı geçmemelidir.
Üye ülke bütçe açığının GSYİH’sına oranı %3’ü geçmemelidir.
Herhangi bir üye ülkede uygulanan uzun vadeli faiz oranları 12 aylık dönem itibarıyla, fiyat istikrarı alanında en iyi performans gösteren 3 ülkenin faiz oranını 2 puandan fazla aşmayacaktır.
Son 2 yıl itibarıyla üye ülke parası diğer bir üye ülke parası karşısında devalüe edilmiş olmamalı.