Şimşek, enflasyonun 2026'nın sonunda tek haneye düşmesini öngördüklerini, enflasyonun uygulanan programa yanıt verdiğini ifade etti.
Enflasyonun baz etkisinin ötesinde düşüş kaydedeceğini vurgulayan Şimşek, "Para politikasının gecikmeli etkisi devreye girmeye başladı. Negatif mali itki ve daha destekleyici gelirler politikası dezenflasyon sürecini hızlandıracak. Firmaların fiyatlama davranışı iyileşmeye başladı" diye konuştu.
Bakan Şimşek, "Türkiye'nin güçlü büyümeyi sürdürebilmesi için fiyat istikrarına ihtiyacı var, büyüme ile enflasyon arasında bir çelişki yok" değerlendirmesinde bulundu.
Cari açıktaki daralmaya işaret eden Şimşek, "Petrol ve doğal gaz üretimindeki artış, enerji dönüşümü ve aktif sanayi politikalarıyla cari dengedeki iyileşmeyi kalıcı hale getiriyoruz. Bu sayede hem rezerv birikimine katkı sağlayacak hem de dış borcun milli gelire oranını düşüreceğiz" dedi.
"HIZLI BÜYÜYORUZ"
Türkiye'nin yatırım konusundaki avantajlarına değinen Şimşek, ülkenin 90 milyona yaklaşan nüfusu ve 15 bin dolarlık kişi başına geliriyle büyük bir ekonomi olduğuna dikkati çekti.
Şimşek, ülkenin büyüme performansının gelişmekte olan ekonomiler arasındaki emsallerinin çok üzerinde olduğunu belirterek, "Sadece büyük bir ekonomi değiliz, aynı zamanda hızlı büyüyoruz" dedi.
Ülkenin güçlü ve nitelikli bir iş gücü piyasasına sahip olduğunu vurgulayan Şimşek, her yıl 1 milyonu aşkın kalifiye iş gücünün üniversite ve meslek okullarından mezun olduğunun altını çizdi.
Sunumunun ardından soruları yanıtlayan Şimşek, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketinin (TUSAŞ) Kahramankazan'daki yerleşkesine yönelik silahlı saldırıya ilişkin soru üzerine, Ankara saldırısının Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından hemen sonra gelmesinin "tesadüf" olmadığını belirterek, "Bu, PKK'nın bir terör örgütü olduğunu ve bazı çevrelerin birlik ve barış istemediğini gösteriyor" dedi.
Türkiye'nin BRICS'e katılma isteğine ilişkin bir soruya karşılık Şimşek, BRICS'in mevcut formatıyla bir diyalog platformu olduğunu ve Avrupa Birliği (AB) gibi daha yapısal bir platformla eşit olmadığını ifade etti.
Şimşek, Türkiye'nin AB için bir yük olmaktan ziyade kazanım olduğunu kanıtladığını belirterek, "Gerçekten daha derin bir entegrasyon istiyorlarsa Türkiye'ye ihtiyaçları var ancak kendi siyasetleri buna engel oluyor" dedi.
Muhtemel ticari ayrışmalardan Türkiye'nin de etkilenebileceğini söyleyen Şimşek, bunun Türkiye ile AB'yi yakınlaştırıp yakınlaştırmayacağı veya Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesine yol açıp açmayacağını söylemenin Avrupa siyasi ortamı nedeniyle zor olduğunu belirtti.
Şimşek, Gümrük Birliği'ni hizmetler, kamu alımları ve tarımı da kapsayacak şekilde güncellemenin ticaret hacmini uzun vadede iki katına çıkarabileceğini vurgulayarak, "Herkes bundan faydalanabilir ancak siyaset buna engel oluyor" ifadesini kullandı.
Öte yandan ABD Hazine Bakanlığından yapılan açıklamada, Yellen'ın Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Yıllık Toplantıları marjında Şimşek ve Karahan ile bir araya geldiği belirtildi.
Yellen'ın, Türkiye'nin güçlü ve öngörülebilir ekonomik politikalara olan bağlığını övdüğü kaydedilen açıklamada, bu politikaların Türkiye ekonomisinde belirgin bir iyileşme sağladığı ve enflasyonun aşağı yönlü bir eğilime girmesine yardımcı olduğunu ifade ettiği aktarıldı.
Açıklamada, "Yellen ve Şimşek ayrıca yaptırımlara uyumun önemini ve Türk finans sisteminin yaptırımlardan kaçanlar ile terörist gruplar tarafından kötüye kullanılmasının önlenmesini görüştü" ifadeleri kullanıldı.