“Mehmet Özyurt'un Ardından Çok Ağladım…” MF.Gülen

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Eylül 18 2021
Bir eylül ayının yaprak dökümü mevsiminde Şanlıurfa'dan Gaziantep'e giderken elim bir trafik kazasında vefat etmişti Mehmet Özyurt. 18 Eylül 1988 'de gerçekleşen bu elim trafik kazası üzerinden 33 yıl geçti. Samanyoluhaber.com yazarı Fikret Kaplan Mehmet Özyurt ile ilgili üç yazılık bir dizi kaleme aldı. .
“Mehmet Özyurt'un Ardından Çok Ağladım…” MF.Gülen
Fikret Kaplan -Samanyoluhaber.com

3. Bölüm…


Yaşadığımız şu hizmet diyarından Mehmet Özyurt asrın yiğit bir garibi olarak geldi geçti (18 Eylül 1988). Emaneti yüklendi, ihlasla sahip çıktı, hizmet bayrağını hayatı boyunca yere düşürmedi. Ve o bayrak bugün hizmet erlerinin omuzlarında her tarafta dalgalanıyor… 
 
Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) beyanları içerisinde ‘İslâm garip olarak başladı (gariplerle temsil edildi.)’ ‘Arkadaşlarım!’ dediği o güzide ashabı, garip olarak O’nun (sav) davasına sahip çıktılar. Bütün bir hayat boyu başlarını saran sevdalarıyla buhurdanlık gibi tütüp durdular. Canlarını, mallarını, her şeylerini feda ettiler. İşkencelere maruz kaldılar; evlerini, yurtlarını terk ettiler. Hep keder gördüler, dert yaşadılar. Ama ne hallerinden şikayet ettiler ne de kimseye dert yandılar.. İslâm dinini omuzlarında yükselttiler ve dünya onlara gülmeden çekip gittiler. Fakat, Yüce Allah’ın hususi iltifatına mazhar oldular…  

Allah tarafından övülen o garip arkadaşlarından birisi de Abdullah Bin Cahş’tı. Kureyş’in eza ve cefasından kurtulmak için Medine’ye hicret edenlerin ikincisiydi.  

Abdullah (ra) gönül verdiği mukaddes vazifenin sorumluluğunu yerine getirememekten çok korkuyordu. Bu şuurla hep teyakkuzda yaşamış ve Uhud harbinde gösterdiği kahramanlıkla dillere destan olmuştu. O gün Sad Bin Ebi Vakkas (ra) ile aralarında şöyle bir konuşma geçmişti. Sa’d (ra) bu konuşmayı şöyle nakleder:
“Uhud günü çarpışmaların çok şiddetlendiği bir andı. Abdullah İbni Cahş yanıma sokuldu, elimden tuttu, beni bir kayanın dibine çekti:
 “Şimdi burada sen dua et, ben amin diyeyim. Ben dua edeyim, sen amin de…'” dedi. Ben de peki dedim. Ben şöyle dua ettim:
“Al

Bu haberler de ilginizi çekebilir