Bir ‘paralellik’ lafıdır almış başını gidiyor. Yağmur yağdı paralel, güneş açtı paralel, barajlar kurudu paralel, metrobüsler kalabalık paralel, vergi cezası kesildi paralel, tüp patladı paralel...
Akıldan, izandan, izahtan, meşruiyetten fersah fersah uzak bir paralel edebiyatı ile karşı karşıyayız. Bu sözlerimi hırsızlıklarını örtmek, suçüstü hallerinden kurtulmak için iraden, taammüden yapanlara söylemiyorum. Onlara sır perdesini de aralasanız, söyledikleri yalandan, attıkları iftiradan vazgeçmeyecekler. Benim sözlerim ruhlarında birazcık vicdan taşıyan, kafalarında azıcık dahi olsa soru işareti bulunan insanlara.
Paralel lafı ne hukukta, ne adalette ne de İslam’da karşılığı olan fabrikasyon bir kelime. Tamamen siyasi saiklerle üretilmiş bu kadük kelimeyi Hitler’in propaganda Bakanı Goebls’in taktiğiyle sabah akşam kullanmak, ona haklılık ve gerçeklik kazandırmıyor. Sadece Firavun’un sihirbazları gibi gerçekliği olmayan sanal bir görüntü oluşturuyorlar.
(...)