Başbakan Davutoğlu’nun ‘AKP’de Alevi aday var ama söylemem’ sözü nasıl yorumlanır? İnsan bu cümleyi duyduğunda ne aklına gelir?
Alevilerin oylarını zaten istemiyoruz, onlara sempatik gelecek kişilerin isimlerini niye açıklayayım mı demek istiyor, yoksa Alevi olan arkadaşlar var ama ismini söyleyerek onları deşifre etmek istemiyorum mu? Alevilik sanki gizli saklı bir oluşummuş, bu kimliğe sahip olmak büyük bir ayıpmış, açığa vurulursa toplum ona farklı bakarmış gibi bir anlayışla ve Alevi adayları açıklamayan, böylece onu koruyup kollayan bir Başbakan’la karşı karşıyayız.
Ben Başbakan’ın bir Roman danışman alacağını söylemesinin de ayrı bir patolojik durum olduğunu düşünüyorum. AKP’nin, AK Parti olduğu dönemlerde bu ülkenin etnik ve inanç farlılıklarından kaynaklanan zihinsel bölünmüşlüğüne bir derman olma ihtimali vardı. Farklı etnik ve inanç yapıları, aynı ülke içinde farklı bloklar olarak varlığını sürdürmüş, bu da dönem dönem toplumsal çatışmalara sebebiyet vermişti. Bu ülkede insanlar hiç kaynaşmadan bloklar halinde yaşıyordu. Bu açıdan bakıldığında Kürtlerden, Alevilerden, Ermenilerden, dindarlardan oy almayı başaran bir parti olmak, Türkiye’nin bütünlüğü için çok önemli ve değerliydi. Alevi, Kürt, Roman açılımları bu ümidi artıran hareketlerdi ancak zamanla anlaşıldı ki, bu tür adımlar samimiyetsiz ve gösterişten öteye geçmeyen, problemleri temelinden çözmek yerine medyatik şov yapmayı hedefleyen hareketlermiş
(...)