Mehmet Emin Özkan 83 yaşında, işlemediği bir suç nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet cezası aldığından beri, 25 yıldır cezaevinde. Mahkumiyetindeki tek delil ise, ifadelerini sonradan geri çeken iki itirafçının beyanıydı.
Suçu işlemediğini söyleyen ise sadece ailesi ve avukatları değil.
Savcılık ve mahkemeler de Özkan’ın, Lice katliamındaki Bahtiyar Aydın suikastının faili olmadığını, iddianameler ve kararlarıyla kabul etti. Ancak faili olmadığı kesinleşen suçtan Özkan 8 yıldır yeniden yargılanıyor ve ısrarla tahliye edilmiyor.
Mehmet Emin Özkan son olarak medyaya, hastaneye götürülürkenki videosuyla yansıdı. Yürümekte zorlanan, ağır hastalıkları bulunan ancak buna rağmen elleri kelepçeli halde hastaneye götürülen Özkan hakkında Adli Tıp Kurumu ise pek çok kez “cezaevinde kalabilir” raporu verdi. Bu görüntülerin ardından sosyal medyada Özkan için “yarın çok geç olabilir” denilerek tahliye kampanyası da başlatıldı.
Özkan’ın maruz kaldığı hukuksuzluğu, avukatı Serdar Çelebi ile konuştuk.
İddianame: Özkan’ın katıldığına dair delil yok
Avukat Çelebi, “Şu anda sadece bir tutuklu olan Özkan neden tahliye edilmiyor?” sorumuzu şöyle yanıtladı:
“Dava 8 yıldır sürüyor, bir sonraki duruşma Eylül ayına bırakıldı. Ancak mahkeme, aslında hiç ilgisi olmadığı halde, Lice katliamının yargılandığı ve sanıkların asker olduğu davanın sonucunu bekleme kararı aldı. O dosya da Yargıtay’da.”
Çelebi’nin bahsettiği dosya, Lice katliamının faillerinin yargılandığı dava.
Lice katliamında Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesinden mahkum edilen Mehmet Emin Özkan uzun yıllar hapiste tutulurken, katliamdan 20 yıl sonra açılan davada savcılık, katliamın sorumlusunun Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu olduğunu ifade etmişti.
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te 14 sivilin, bir askerin ve dönemin Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesiyle sonuçlanan katliamın yargılandığı Lice Davası 8 Aralık 2018’de tek sanık olan dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu’nun beraatıyla bitmişti.
Mahkeme beraat kararında sorumlunun Hatipoğlu olmadığına karar verirken, 16 kişiyi kimin öldürdüğü sorusunu cevaplamadı.
Bu davanın iddianamesinde sorumlunun, o dönem söylendiği gibi örgüt değil asker olduğu ifade edilmişti.
Hatta iddianamede, “Mehmet Emin Özkan'ın bu eyleme katıldığına dair herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır” tespiti yer aldı.
Mehmet Emin Özkan da 8 yıl önce, mahkum edildiği dosyadan yeniden yargılanmaya başlandı ancak ne tahliye edildi ne yeni dosyanın delilleri değerlendirildi.
Mahkemenin elinde yeni deliller ve dosya var
Avukat Serdar Çelebi, “Özkan’ın yargılandığı davada da mahkemenin elinde bu yeni deliller var. Zaten devletin savcısı, cinayeti Özkan’ın işlemediğini açıkça ortaya koydu. Bu yönde iddianame düzenlendi, kabul edildi, yargılama yapıldı. Daha en başta hukuken infazının durdurulması gerekirdi ama mahkeme bunu yapmadı” diye konuştu.
8 yıldır da tahliye taleplerinin reddedildiğini belirten Çelebi, “Mahkeme halen diğer davanın sonucunu bekliyor. Anca o davanın sonucunun Özkan’ın dosyasıyla ilgisi yok. Oradaki yargılamanın konusu askerin fail olup olmadığı… Ne kadar sağlıklı yargılama yapıldı, o ayrı bir konu. Ancak faillerin tespitinin Özkan’ın davasıyla illiyet bağı yok. Zaten diğer davanın iddianamesinde, Özkan’ın suçu işlemediği delillerle tespit ediliyor. Mahkemenin dikkate alması gereken de yeni delillerle hazırlanan bu iddianameydi. Ama mahkeme ısrarla karar vermiyor” dedi.
Tahliyesi için yeniden başvuru yapıldı
Mehmet Emin Özkan’ın uzun süre bulunduğu hapishanedeki koşullar ve yaşı itibariyle hastalıkları daha da ağırlaştı.
Sağlık durumunun kötüye gittiğini ifade eden Çelebi, Adli Tıp Kurumu’na yaptıkları birçok başvurusunun “cezaevinde kalabilir” raporuyla sonuçlandığını anlattı.
Özkan’ın avukatları bu son durumunu da dikkate alarak yeniden bir infaz ertelemesi başvurusunda bulundu. Bu başvurunun sonucu bekleniyor.
Yardımsız yürüyemiyor, ayakta duramıyor
Yüzde 87 engellilik raporu bulunan Mehmet Emin Özkan yüksek tansiyon hastası. Uzun yıllardır hücrede kalmasının da etkisiyle işitme kaybı, sindirim ve solunum rahatsızlıkları, unutkanlık gibi birçok kronik hastalığı bulunuyor. Ayrıca beyninde bulunan iltihap ve hapishanede geçirdiği kalp krizinden ötürü hayatı ciddi risk altında. Hastalıklarından dolayı kişisel ihtiyaçlarını tek başına karşılayamıyor, yardımsız yürüyemiyor, ayakta duramıyor.
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre, hapishanelerde 604’ü ağır olmak üzere en az 1605 hasta mahpus bulunuyor.