Dünyayı sarsan son ekonomik kriz 2008 yılında ABD’de patlak verdi, Avrupa’ya ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere sıçradı. Aradan 7 yıl geçti. ABD toparlandı. Avrupa ABD’nin parasal genişleme politikasını kopyalayarak krizi aşmaya çalışıyor.
Peki Türkiye ne durumda?
Büyüme, milli gelir, enflasyon gibi rakamlar hedeflerin uzağında. Bakın 2014 yılına başlarken büyüme hedefi yüzde 4’tü. Sonra yüzde 3,3’e çekildi. Ama dün açıklanan büyüme rakamı indirilmiş hedefin bile altında, yüzde 2,9 oranında gerçekleşti. Ne yazık ki ABD ve Avrupa toparlanırken, biz kötüye gidiyoruz.
Türkiye ekonomisinin güç kazanması için acil olarak yatırıma ihtiyaç var. Ama dış yatırımlar kriz öncesindeki seviyenin çok uzağında: 2007 yılında 22 milyar dolarlık uluslararası yatırım girişi vardı, aradan 8 yıl geçmesine rağmen 2014’te gerçekleşen dış yatırım sadece 12 milyar dolar.
Tam 10 milyar dolarlık azalma var.
Hükümetin, Saray’ın, ekonomi yönetiminin dışarıda suçlu aramadan, bu rakamlara bakıp kendilerini sorgulaması gerekmez mi?
Yabancı gelmiyor, yerli işadamları da dışarı gidiyor.
Demek ki ortada ciddi bir sorun var.
Sorunu çözmek yerine komplo teorileri üreterek kabahati başkalarına yüklemeye çalışmak hem akılcı değil, hem çözüme yardımcı olmaz.
Bakın yabancı yatırımcılar için yeni teşvikler getirileceği açıklanmıştı. Hâlâ sözden ileri gitmiş bir şey yok.
Dış yatırımların düşmesi, ekonomide zincirleme etki yapıyor. Büyüme, milli gelir, ihracat gibi birçok göstergede bozulma var. Cari açık petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle gerilemiş görünse de bu durum kalıcı değil, dönemsel. İyileşme için yatırımların artması şart.
Ama Türkiye’de dış yatırımların seyri umut vermiyor. Son 9 yıla bakıldığında tablo vahim.
(...)