Algılar ve Gerçekler’de İlahiyatçı Dr. Ergun Çapan ve Ö. Faruk Şentürk, Ramazan dolayısıyla insanların daha çok sevap kazanmak için bu ayda daha fazla vermeye rağbet ettiği zekât, sadaka, bağış ve infakların hangi niyetlerle ve nasıl yapılması gerektiğini kaynaklarıyla izah ettiler.
“DEVLET İDARECİLERİNİN İŞ YAPTIKLARI İNSANLARI BELLİ VAKIFLARA BAĞIŞ YAPMAYA ZORLAMALARI CAİZ DEĞİLDİR”
Mehtap Tv’de Algılar ve Gerçekler’de Kamu gücünü elinde bulunan devlet idarecilerinin özellikle iş yaptıkları insanları belli vakıf ve derneklere bağış yapmaya zorlamalarının caiz olmadığı ifade edildi. Dr. Ergun Çapan Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) “Bir insanın malı, ancak gönül hoşluğuyla verdiği zaman helâldir” diye buyurduğunu, zorla yapılan bağışın bağış olamayacağını belirtti.
Programda ibadetleri yaparken Allah rızasının dışında bir saikin-sebebin devreye girdiğinde ibadetlere gölge düştüğü, ibadetin ibadet olarak kabul olması için sırf Allah rızası için yapılması gerektiği belirtildi.
“DEVLET İDARECİLERİNE İŞ GÖRDÜRMEK İÇİN VERİLEN HEDİYELER GULÜL’DÜR, O DA HARAMDIR”
Devlette belli konumda olan idarecilere iş gördürmek için verilen hediyelere İslam’da “Gulül” dendiği, Gulül’ün gizlice almak, aşırmak manalarına geldiği; bunun da haram olduğu ifade edildi. Meselâ “inşaat yapacak bir vatandaşın üç kat imarı olan bir yere, belediyeden filanca aş evine ya da filanca vakfa bağış yapın biz size dört kat yapmanıza müsaade edelim” demenin ve buraya verilen paranın kesinlikle zekât olarak sayılamayacağı, vatandaşın işini yapmanın şarta bağlanamayacağı, bunun gulüle girdiği vurgulandı.
HARAM MALDAN VERİLEN ŞEY, SADAKA MIDIR?
Algılar ve Gerçekler’de haram maldan verilen sadakanın sadaka olarak kabul edilip edilmeyeceği de konuşuldu.
İlahiyatçı Dr. Ergun Çapan Peygamberimizin (s.a.s.) “Abdestsiz kılınan namaz ve haram maldan verilen sadaka kabul edilmez” diye buyurduğunu dolayısıyla nasıl abdestsiz namaz kabul olmazsa haram maldan verilen sadakanın da aynı şey olduğunu ve kabul olmayacağını söyledi.
“NAMAZLA ZEKÂTI AYIRAN KİMSELERE SAVAŞ İLAN EDERİM”
Programda ayrıca zekât vermenin önemine de değinildi. İlahiyatçı Ö. Faruk Şentürk, Hz. Ebu Bekir döneminde, yeni Müslüman olmuş ve “biz namaz kılarız ama zekât vermeyiz” diyen kabilelere de Hz. Ebu Bekir’in “Ben namazla zekâtı ayıran kimselere savaş ilan ederim” dediğini, tek başına kalıncaya kadar onlarla savaşmayı göze aldığını söyledi.
ZEKÂT VERMEYENLERİN KARŞILAŞACAĞI DURUM
Algılar ve Gerçekler’de Dr. Ergun Çapan da malının zekâtını vermeyenlerin ahirette yüz yüze kalacağı tabloyu Peygamber Efendimizin şöyle anlattığını söyledi: “Allah bir kimseye mal verir de o kimse, malının zekâtını vermez ise zekâtı verilmeyen mal kıyamet günü yaşlılığından ve dehşetinden başının tüyü dökülmüş, dehşetli kel başlı iki tane azı dişi olan bir yılan olarak o şahsa temessül eder. Onun boynuna dolanır sonra avurtlarından tutarak onu ısırır. Ve şöyle der: “Ben senin zekâtının vermediğin malınım.”