Bu sözler Gazze'nin tek kadın fotomuhabiri Eman Mohammed'e ait. Onun fotoğrafları, şimdi The Guardian, Le Monde, Washington Post, The Observer gibi ünlü medya organlarında yer buluyor. Birçok uluslararası ödül de alan Eman Mohammed, kanın su gibi aktığı coğrafyaların dindirilemeyen acılarını ve devam eden zorlu misyonunu, bu ayki MARS Tab dergisine anlattı.
19 yaşında fotomuhabirliğe adım atan Eman Mohammed, masa başında çalışmak yerine Ortadoğu'nun kanlı hikâyesini ve yıkılan yaşamları belgelemeyi seçmiş. Şimdi 26 yaşında ve iki kızı var. Ve tüm dünya Gazze'de yaşanan insanlık dramını onun kadrajından görüyor.
DIŞLAYICI BAKIŞLARI ARTIK ÖNEMSEMİYOR
Gazze'de bir kadın fotomuhabirin ortalıkta cirit atmasının ilk bakışta hoş karşılanmadığını itiraf eden Eman, zamanla hakkındaki önyargıları yıkmış: ?Bir kadın fotomuhabir olarak sahada hoş karşılanmadığımın farkındayım. Fakat bununla nasıl başa çıkabileceğimi öğrendim. Bazen bana bir uzaylıymışım gibi bakıyorlar. Lakin Gazze gibi tutucu bir toplumda bu gayet normal."
Eman Mohammed, erkek meslektaşlarının kendisine yönelik 'hınçlı' davranışlarından ilk dönemlerde olumsuz etkilendiğini; ama şimdi hiç önemsemediğini de ekliyor.
Annesi de, kızı Eman'ın hiçbir zaman gazeteci olmasını istememiş: "Sahaya çıkmama engel olmaya çalışırdı. Zamanla her şey değişti ve pes etti. Artık, kameramın lenslerini, çantamı ve bataryalarımı getirip dikkatli olmamı tembihlemeye başladı."
19 yaşında bozuk bir Nikon D70 ile fotomuhabirliğine ilk adımını atmış Eman. 2008 sonunda Gazze'de başlayan ilk savaş, fotoğrafçılık kariyerinin dönüm noktası olmuş. Fotoğrafları uluslararası ajanslar ve dergilerde yer almaya başlamış.
Peki şimdilerde Gazze'de neler oluyor? Birinci ağızdan dinliyoruz: ?Gazze'de şu an hayatın her alanında ve her türde yeni bir abluka ve kuşatma var. İnsanlar temel gıda maddelerinden yapı malzemelerine, yakıta kadar aklınıza gelen her şeyden yoksunlar. Tüm geçiş noktaları kapatılmış durumda. Dünya olup biten her şeyi izlerken Gazze Şeridi kurulduğundan beri en ağır ikinci ambargo uygulanıyor."
OMZUMDAKİ YÜKÜN YARISI GİDİYOR
Gazze'deki savaş ve çile ortamı, Eman Muhammed'i işi konusunda daha da motive etmiş. Söz konusu 'sorumluluk' hissini şu cümlelerle açıklıyor: "Gazze'de savaş başladığında bildiğim dünyanın ve her şeyin yıkıldığını gördüm. Savaşı belgelemek ve yaşananları aktarmak için benim ve sevdiklerimin hayatını riske attım. Söz konusu olan sadece ben değildim. Aynı zamanda sevdiklerimdi. Gazze'deki ikinci savaş sırasında 9 aylık hamileydim ve kendime niçin sahada olduğumu açıklayamıyordum. Ama bu yapmam gereken bir şeydi; savaş kurbanlarına ve mağdurlarına karşı bir sorumluluk hissiydi. Bu sadece bir iş değildi ve kadrajımdaki insanlar sadece birer özne değildi. Anlatılması gereken bir hikayeydi bu. Sanki hiç yaşanmamış gibi unutulup gitmesine izin veremezdim."
Peki dünyanın Gazze'ye onun kadrajından bakması nasıl bir his? İşte cevabı: "Omzumdaki yükün yarısı gitmiş gibi hissediyorum. Sadece benim fotoğraflarım olduğu için değil; mesaj yerine ulaştığı için… Tarihi belgeliyor ve görünür kılıyorsunuz."
ÇOCUKLARIN ÖFKE DUYGUSUYLA YETİŞMESİ ÜZÜCÜ
İki çocuk annesi Mohammed'in web sitesinde ?Çocuk Askerler" diye bir kategori de var. Eman hanımın "şiddet ve çocuk" olgusuna cevabı şu şekilde: "İşin içinde şiddet ve çocuklar varsa gerçekten çılgına dönüyorum fotoğraf çekerken. Dünyanın farklı bölgelerine dağılmış askeri kamplar var. Medyanın Filistin gibi bir çatışma bölgesine odaklanmasını ve bunu ilginç bulmasını anlıyorum; ama bu hâlâ çok büyük bir problem ve de kültür içinde gittikçe derinleşiyor. Çocukların öfke duygusuyla yetiştirilmesi ve birer asker gibi eğitimden geçirilmesi oldukça üzücü."
Küresel medyanın yansıttığı Gazze imajının çarpıtılmış bir fotoğraf olduğunu savunan Eman Mohammed sözlerine şöyle devam ediyor: ?Hep aynı bahanelerle savaş başlatılıyor. Gazze'de yapılan her katliamdan sonra İsrail tarafından hep aynı özür geliyor. Ardından korkunç bir rekabet başlıyor. Kaç İsrailli yaralandı ve kaç Filistinli katledildi diye. Sanki gücü elde etmenin yolu buymuş gibi… Gazze'deki Filistinliler, İsrail tarafının uydurduğu yalanlar yüzünden türlü işkencelere maruz kalıyor. Bir hata yapsalar da yapmasalar da durum değişmiyor. Bedeli ödeyen hep Gazze oluyor."
GAZZE'NİN GÖSTERİLMEYEN 'SEVİMLİ' YÜZÜ…
Haberlerde genelde "acınası, fakir ve mutsuz" bir Gazze imajı yansıtılmasını eleştiren Mohammed şöyle devam ediyor:
"Halbuki Gazze halkı şimdiye kadar gördüğüm en heyecan verici insanlar. Başlarına gelen her saldırıdan sonra onları hayatta tutan büyük bir güce sahipler. Gazze'nin umudu var. Gazze'de hiçbir şey normal olmasa da onlar sıradan insanlar gibi yaşamanın bir yolunu buluyorlar. Global haber bültenleri bunu hep gizlemeye çalışıyor. Hikayenin sadece acıklı kısmını gösteriyorlar. Gazzeliler muhafazakar insanlar; evet. Fakat onlar da seviyor, eğleniyor, gülüyor ve yaşıyorlar. Orada yaşamak ne kadar zor olursa olsun. Gazze'de sadece siyah renk yok kuşkusuz. Küresel medya hep bir stereotip sunuyor. Ve bunu değiştirmeye niyetleri yok. Batı'ya görmek istedikleri şeyleri veriyorlar. Gazze'de aslında ne olup bittiğiyle ilgilenmiyorlar."
MARS TAB dördüncü sayısıyla şimdi App Store ve Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google Play’de. Üstelik ücretsiz!
(CİHAN)