Belçika, Flaman Bölgesi Gazeteciler Derneği Genel Sekreteri Pol Deltour, Türkiye'de basına uygulanan zulmün takipçisi olduklarını ve bu durumu eleştirmeye de devam edeceklerini aktardı. Pol Deltour Türkiye’de yaşananların Belçika'da herkes tarafından hayretle izlendiğini ve durumun gün geçtikçe kötüden daha kötüye gittiğini söyledi. “Belçika ve Avrupa’da yaşayan herkesin olup bitenleri görerek hayretler içerisinde olduğunu söyleyebilirim. Olanlar gün geçtikçe kötüden daha kötüye gidiyor. Türk yetkililerini eleştirmemize rağmen Türkiye’deki basın özgürlüğü Avrupa standartlarına göre hâlâ ulaşılması gereken seviyeye ulaşamadı. Zaman Gazetesi gibi bir saygın gazeteye yapılanları gördük ve bu durum aslında açıkça her şeyi gösteriyor. Tutuklananların bazıları serbest bırakılmasına rağmen onlara şuan baskı hâlâ devam ediliyor. Baktığınız zaman sosyal medya üzerinden siyasi içerikli bir mesaj paylaşarak tutuklananlar da oluyor. Bunlar olmaması gereken şeyler. Biz yapılan baskıların yanlış olduğunu ve bunun düzeltilmesi gerektiğini Türk hükümetine söylemekten, baskı yapmaktan başka yapacak bir şeyimiz yok.” diye konuştu.

Flaman Gazeteciler Derneği Genel Sekreteri (VVJ) Pol Deltour, Hidayet Karaca’ya da destek vererek Belçika ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu olarak yanında durduklarını söyledi. “Hidayet Karaca’ya söylemek istediğim aslında klasik cümleler: “Cesaretinizi koruyun, dayanın ve umut edin. Umarım önceki günlerinize geri dönersiniz. Belçikalı Gazeteciler Federasyonu olarak ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu bu durumda iyi bir araç olacağını düşünüyoruz. AB’ye aday ülke olan Türkiye bu durumdan çok şey kazanacaktır. Avrupa’nın şuanda Türkiye’ye kolektif bir sinyal vermesi de önemli. Türkiye’nin, Avrupa’ya girmesinde bir sakınca görmüyoruz fakat ifade özgürlüğünün sağlanmasını istiyoruz. Bu bizim için esastır.’’ dedi.

Gazetecilerin yazdıkları her şeyden sorumlu olduğunu ama bir gazeteci kitlesinin hükümeti eleştirdiklerinden dolayı özgürlüklerinin ellerinden alındığına da dikkat çeken VVJ Genel Sekreteri Pol Deltour, “Aslında bu olanlar gazetecilerin yaptıkları işlerinden dolayı değil. Bence bir siyasi bir oyun oynanıyor. Bu baskılar bir grup gazetecilere yapılıyor. Bu gazeteciler korkmayarak istediği gibi Türk hükümeti hakkında açıkça eleştirisel yazılar yazdıkları için göz önündeler. Gazeteciler elbette yazdıklarından sorumludur ama bildiğim kadarıyla bu gazeteciler yanlış bir şey yazmıyorlar. Gazeteciler sadece görevlerini yerine getirerek işlerini yapıyorlar. Bu da gazetecilerin yapması gereken şeyler.’’ şeklinde konuştu.

VVJ Derneği Genel Sekreteri Deltour, Türk yetkililerinin gazetecilere silahlı terör örgütü yaftasını yapıştırarak onları tutukladıklarını söyledi. Deltour, “Türk hükümeti gazetecilere silahlı terör örgütü yaftası yapıştırarak onları tutuklamak istedi. Bunun için böyle bir hamle yaptı. Benim izlemime göre bu gazeteciler hiçbir muhalif veya başka bir grup için çalışmıyorlar. Bizim buradan gördüğümüz kadarıyla gazeteciler görevlerini yerine getirerek azda olsa muhalefetin de sesi olmaya çalışıyor. Muhalefetin sesini duyurmak bu mesleğin bir parçası. Bundan dolayı gazeteciler, hükümeti eleştirdikleri için tutuklanıp içeri atıldı. Onların özgürlüğünü almak doğru bir yöntem değil.’’ dedi.

Deltour, gazetecilerin bir makale veya bir yazıdan dolayı tutuklanmalarının şaşırtıcı bulduğunu, hâkim ve savcıların basın özgürlüğü konusunda ders almaları gerektiğini söyledi. Deltour, “İnsanların yazdıkları yazılardan dolayı tutuklanmasını ve ardından serbest bırakılmasını çok şaşırtıcı buluyorum. İleriye giderek onları cezalandırmak ise basın özgürlüğünü elinden almak demektir. Bunların temelde bir sorunu olduğunu düşünüyoruz. Yapısal ve bir anlayış sorunu olduğunu düşünüyoruz. Hâkim ve savcıların basın özgürlüğü konusunda ders almalarını gerektiğini düşünüyorum. Özgür bir sistem içerisinde bir yazı veya bir makaleden dolayı insanları tutuklayamazsın. Bu demek olmuyor ki gazeteciler kurşun geçirmez bir yeleğe sahip. Gazeteciler de yazdıkları ve yaptıkları her yanlıştan dolayı sorumludur. Türkiye’deki sorun, gazetecilerin Türk hükümeti hakkında yazdıkları tasdik edilmeyerek özgürlükleri elinden alınmak isteniyor. Ama bu doğru değil. Basının görevi insanları her şeyden haberdar etmektir. Sadece hükümet hakkında değil ama geniş toplum içerisinde muhalefete de yer vererek haberdar etmesi lazım.’’ dedi.

İki aydır Silivri Cezaevi’nde tutulan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’ya yapılan muameleye bir tepki de Frankofon Profesyonel Gazeteciler Birliği (AJP)’den geldi. Konuya ilişkin Zaman Belçika’ya açıklamalarda bulunan AJP Genel Sekreteri Jean-François Dumont yapılanların “provokasyon” olduğunu ifade etti. AJP’nin birkaç senedir Türkiye’yi ve özellikle Türkiye’deki gazetecilerin durumunu yakından takip ettiğini belirten Dumont, Karaca’nın hapsedilme gerekçelerini basit ve tutarsız olarak tanımladı.

Son dönemde gazetecilere karşı artan baskılardan endişe duyduklarını da ifade eden AJP Genel Sekreteri, Erdoğan rejiminin baskılarının kabul edilemez olduğunu söyledi. Hidayet Karaca’ya yapılanların yıldırmaya yönelik hamlelere benzediğini söyleyen Dumont, AJP olarak Türk meslektaşlarına her türlü desteği vermeye devam edeceklerini ifade etti.