Meclis'te "diktatörlük" kavgası
TBMM Anayasa Komisyonunda AKP milletvekilleri anayasa değişikliği teklifi üzerinde genel görüşmelerinin tamamladığı yönünde önerge verdi. Önergenin oylanması üzerine CHP Grup Başkanvekili Engin Altay söz almak istedi. Söz verilmemesi üzerine CHP milletvekilleri ayağa kalktı. Altay, Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop’a yönelik, “Eşkıyalık yapma. Söz istiyorum. Ne yapıyorsun” demesi üzerine tartışma yaşandı.
AKP milletvekillerinin kifayet-i müzakere önergesi vermesi üzerine konuşan CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, “130'dan fazla vekil kayıtlıyken 20'nci vekilde ‘Bu kadar yeter' deyip önerge verdiler. Önerge üzerinde söz almak istediğimiz halde içtüzüğe aykırı olarak bize söz dahi vermeden oldubittiye getirerek ‘Kabul edenler-etmeyenler' deyip bunu geçirdiler ve görüşme yapmamızı engellediler” dedi.
TBMM Anayasa Komisyonu AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop Başkanlığında toplandı. AKP milletvekillerinin teklifin geneli üzerindeki görüşmelerin tamamlanarak maddelere geçilmesine ilişkin verdiği kifayet-i müzakere önergesi CHP'li vekiller tarafından tepki gördü. Komisyonda tansiyon yükselirken AKP ve CHP'li milletvekilleri birbirlerine plastik su bardakları fırlattı. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ise AKP milletvekillerinin küfür ettiğini söyledi.
“KİMİ KAST ETTİĞİMİ KAST ETTİKLERİM BİLİR”
Toplantıda konuşan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın, “Sayın Başbakan'ın söylediği bir şey vardı, ‘Rejim meselesi 1923'te bitti' diye. Çok doğru Sayın Başbakan çok doğru bir şey söyledi de sizin içinizde kimilerinin rejimle meselesi bitmedi” şeklindeki sözlerine AKP milletvekilleri itiraz edince, CHP'li Altay, “Benim kimi kast ettiğimi kast ettiklerim bilir. Bunlardan kastım, bu partide toplumca da bilinen Cumhuriyetin laik niteliğine, sosyal hukuk devleti olma özelliğine, bir parça da Atatürk'ün bu millete çizdiği istikametle sorunu olanlardan bahsediyorum. Onları kast ediyorum” dedi.
“BÖYLE BİR YETKİYİ KİM ALIRSA ALSIN ONDAN SADECE BİR DİKTATÖR OLUR”
CHP'li Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yürütme yetkisi bir gruba verilir. Ama yürütme yetkisini siz ‘Bir kişiye halk tarafından verdirelim' Kemal Kılıçdaroğlu da, Devlet Bahçeli de, Selahattin Demirtaş da olabilir, kim olursa olur. Siz bunu istiyorsunuz. Bu yanlıştır. Daha önce de söyledim gene söylüyorum böyle bir yetkiyi kim alırsa alsın ondan sadece bir diktatör olur. Dünyanın pür nurlu, ak yüzlü bir adamını bulsanız, yani kutsanmış birini bulsanız, bu yetkiyi ona verseniz, ondan da olsa olsa diktatör olur. Bir oldubitti ile buradan bir şey götürmeye, yasalaştırmaya çalışmayın bundan size de bir hayır gelmez memlekete de bir hayır gelmez.”
“BU CUMHURİYET 2-3 SAATTE MASA BAŞINDA KURULMADI”
Komisyondaki tartışmalar üzerine değerlendirmelerde bulunan CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, “Meclis'teki bütün partilerden milletvekilleri bu teklif üzerinde konuşmak istemişlerdi ama 130'dan fazla vekil kayıtlıyken 20'nci vekilde ‘Bu kadar yeter' deyip önerge verdiler. Önerge üzerinde söz almak istediğimiz halde içtüzüğe aykırı olarak bize söz dahi vermeden oldubittiye getirerek ‘Kabul edenler-etmeyenler' deyip bunu geçirdiler ve görüşme yapmamızı engellediler. Bu Cumhuriyet 2-3 saatte masa başında kurulmadı bu yöntemi doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.
KOMİSYON TOPLANTISININ ARDINDAN CHP'LİLERDEN AÇIKLAMA
TBMM Anayasa Komisyonu'nda AKP milletvekillerinin önergesiyle, Anayasa değişikliği teklifinin maddelerinin görüşmesine geçilmesi üzerine CHP'li milletvekilleri basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan CHP'li Altay şunları kaydetti:
“SÖZ TALEBİMİZİ YOK SAYARAK, DUYMAZDAN GELDİLER”
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Komisyon başkanı Mustafa Şentop, Türkiye'de bizce rejim değişikliğine yol açabilecek böylesine önemli bir Anayasa değişiklik teklifinin geneli üzerinde henüz 11 sadece 11 CHP'li milletvekili konuşma yapmış iken ani bir önergeyle, kifayet-i müzakere önergesini kabul ederek, bizim de verdiğimiz iki önerge henüz oylanmamışken bize de önerge hakkındaki söz talebimizi yok sayarak, duymazdan gelerek önergeyi kabul etmek suretiyle Anayasa değişiklik teklifinin tümü üzerindeki görüşmeleri keyfi bir tutumla ve parmak çoğunluğuyla kabul ederek maddelere geçtiğini ilan etti” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Bu akşam TBMM'de tıpkı 4+4+4 kanun teklifinin görüşmelerinde olduğu gibi CHP'li milletvekilleri olarak küfre, cebire, şiddete ve hakarete maruz kaldık. Bu önemli değil, Bunlar olabilir bunları kaldırabiliriz lakin TBMM bünyesinde Anayasa Komisyonu'nda TBMM İçtüzüğü'nün ve Anayasanın ayaklar altında çiğnendiğine de tanıklık ettik. Komisyon başkanı Mustafa Şentop, Türkiye'de bizce rejim değişikliğine yol açabilecek böylesine önemli bir Anayasa değişiklik teklifinin geneli üzerinde henüz 11 sadece 11 CHP'li milletvekili konuşma yapmış iken ani bir önergeyle, kifayet-i müzakere önergesini kabul ederek, bizim de verdiğimiz iki önerge henüz oylanmamışken bize de önerge hakkındaki söz talebimizi yok sayarak, duymazdan gelerek önergeyi kabul etmek suretiyle Anayasa değişiklik teklifinin tümü üzerindeki görüşmeleri keyfi bir tutumla ve parmak çoğunluğuyla kabul ederek maddelere geçtiğini ilan etti. Burası kanunların yapıldığı yerdir. Kanunlar isteriz ki hiçbir yerde çiğnenmesin. Ama kanunların hiç çiğnenmeyeceği bir yer varsa orası da TBMM'dir. Anayasa'nın hiç çiğnenmeyeceği bir yer varsa orası da Anayasa Komisyonu'dur, Anayasa Komisyonu toplantısıdır. Kabul edilebilir bir durum değildir. Türkiye'de daha Başbakan 3-4 gün önce saraydan alığı talimatla, saray adına zaten görüşmeleri Aralık sonunda, gün de vererek 29 Aralık'ta bitirileceğini ilan etmişti. Bu daha Anayasa değişmeden tek aram rejimine fiili olarak geçildiğini, geçilme konusunda ne kadar hırslı ve arzulu olduklarının da bariz bir örneğidir. Yasama üzerinde, yürütmenin bu boyutta bir tahakkümünü yasama organının üyeleri olarak, gazi milletimizin temsilcileri olarak kabul etmemiz, rıza göstermemiz mümkün değildir. Durumu şiddetle kınıyoruz. Pazartesi günü bu konudaki hukuk, içtüzük, Anayasa, demokrasi mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Yapılanları yüce milletimizin takdirine sunuyorum.” ifadelerini kullandı
“BU MİLLİ İRADENİN GASP EDİLMESİDİR”
Basın toplantısında konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ise şunları söyledi;
CHP’li Tezcan yaptığı açıklamada, “Burada çok açık bir şekilde sivil darbenin ayak izlerini görüyoruz. Bu sürecin böyle devam etmesi bu noktada ciddi meşruiyet krizine yol açacaktır. Bu çerçevede komisyon başkanını uyardık, uyarmaya devam ediyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi grubunu ve yetkililerini uyarmaya devam ediyoruz. Bu işin ortağı görünün MHP'yi, üyelerini uyarmaya devam ediyoruz” dedi.
Tezcan, “Gördüğünüz gibi Anayasa Komisyonu'nda sadece CHP'li Anayasa Komisyonu üyeleri olarak değil, bütün CHP grubu olarak Grup Başkanvekilleri ile birlikte bu konuya ne kadar önem verdiğimizi göstererek gece geç vakitlere kadar çalışmalara istisnasız ve etkili bir şekilde katıldık. Çok açık bir şekilde bu teklif bir basit Anayasa değişikliği değildir, hükümet değişikliği değildir. Bu çok açık bir şekilde Türkiye'de rejim değişikliğini öngören demokrasinin kırıntısını dahi ortadan kaldırıp otoriter bir diktatörlüğe Türkiye'yi taşımayı planlayan bir değişikliktir. Bu değişiklik bundan 100 yıl önce saraydan alınıp halka verilen egemenliğin halktan alınıp yeniden saraya taşınması projesidir. Bu proje herkese dokunulabilen ama kendisine dokunulamayan bir kadir-i mutlak şahsiyet yaratma projesidir. Bu proje devletin, ülkenin bütün yetkilerini bir kişinin elinde toplanması projesidir.
TBMM'nin CHP'li üyeleri, Grup Başkanvekilleriyle beraber Anayasa Komisyonu üyeleri ve milletvekilleri TBMM'yi tabuta koyma projesine karşı son nefesine kadar, mücadele etmektedir. Bugün çok açık bir şekilde Anayasa Komisyonu'nda her şeyden ve herkesten fazla Anayasaya ve içtüzüğe uymakla yükümlü olan Anayasa komisyonunda değil milletvekillerinin konuşma hakkı, Anayasa Komisyonu üyelerinin dahi konuşma hakkı kısıtlanarak, yok edilerek, ortadan kaldırılarak geneli ile ilgili görüşmeler bitirilmek istenmiştir. Bu milli iradenin gasp edilmesidir, milletvekillerinin yetkisinin gasp edilmesidir. Anayasa Komisyonu'nun CHP'li altı üyesinin sadece bir tanesi konuşabilmiş geneliyle ilgili. Ben de dahil olmak üzere geriye kalan beş üyesi söz hakkı kayıtlara geçmiş olmasına rağmen sırası gelmeden, konuşturulmadan geneline ilişkin görüşmeler tamamlanmak istenmektedir. Fiili bir durumla maddelere geçilmek istenmektedir.
Bu çerçevede özellikle CHP grubu olarak bizim verdiğimiz iki ayrı önerge vardır. Daha toplantıların başında verdiğimiz iki ayrı önerge vardır. Geneliyle ilgili görüşmelere geçildiği anda bunun farlı komisyonlara sevk edilmesine ilişkin bir önergemiz vardır. Aynı zamanda uzmanların ve Barolar Birliği gibi önemli sivil toplum örgütlerinin dinlenmesi gerektiğine ilişkin içtüzüğe dayalı önergelerimiz vardır. Bu önergelerimiz zaman itibariyle de son verilen yeterlilik önergesi denen uydurma önergeden daha öncedir. Buna rağmen konuşma hakkımız ortadan kaldırılmış, ne komisyon üyeleri ne de milletvekilleri konuşturulmadan geneliyle ilgili görüşmeler bitirilmek istenmiştir. Önergeler işleme konulacaksa önce bizim iki önergemiz var iken ve bunların öncelikli olarak işleme konulup görüşülmesi gerekirken bu önergeler tamamen yok sayılmış, unutulmaya bırakılmış ve sonraki bir önergeyle geneli ile ilgili görüşmeler bitirilmek istenmiştir. Burada çok açık bir şekilde sivil darbenin ayak izlerini görüyoruz. Bu sürecin böyle devam etmesi bu noktada ciddi meşruiyet krizine yol açacaktır. Bu çerçevede komisyon başkanını uyardık, uyarmaya devam ediyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi grubunu ve yetkililerini uyarmaya devam ediyoruz. Bu işin ortağı görünün MHP'yi, üyelerini uyarmaya devam ediyoruz. Bir tek adam rejimine doğru yönelen bu süreci daha şimdiden bu süreçten sonra Türkiye'nin yaşayacağı durumu yaşatarak komisyondan geçirip TBMM'den geçirme sevdasından vazgeçsinler. Bir an önce Anayasa Komisyonu özgürce, içtüzüğe uygun, geleneklerine uygun bir şekilde tartışmayı tamamlasın. Bu çerçevede arkadaşlarımızla değerlendirme yapacağız ve mücadeleye devam edeceğiz.” CHP'li Tezcan, sözlerini “Mücadelenin çok yöntemi var. Bunu önümüzdeki günlerde göreceksiniz” diyerek bitirdi.