Kınıklıoğlu'na göre her şey tekrar seçim olsun diye planlanıyor ve muhalefetin 7 Haziran seçim sonuçlarını anlayamaması Erdoğan'ın oyun planına hizmet ediyor. İşte Sözcü Gazetesi'nden Özlem Gürses'e konuşan Kınıklıoğlu röportajından ilgili bölümler...
***
- Siyasi bir teşhis koymak gerekirse Türkiye’de ne oluyor şu anda?
Türkiye birkaç şeyi aynı anda yaşıyor. 2011’den sonra ama özellikle 2013 Gezi Olayları’ndan sonra gördüğümüz “rahatsız edici otoriterliğin” 7 Haziran seçim sonuçlarını yok sayacak ve değiştirecek siyasi hamleler attığını görüyoruz. Türkiye toplumunun dokusunda çatırdama var. Türkiye yavaş yavaş kabileleşiyor. Kamusal söylem kabileleşti. Herkes kendi kabilesiyle oturuyor kalkıyor, kendi kabilesinin medyasına konuşuyor, onun sosyal medya hesaplarından besleniyor ve sonuç olarak sürekli aynı şeyi yeniden üretiyor. Ulus olma özelliklerimiz bir bir aşındırılıyor.
- Bu 8 Haziran sabahına kadar AKP’ye yarayan ve oy getiren bir yaklaşımdı ama son seçimlerde seçmen farklı bir mesaj vermedi mi?
7 Haziran’da seçmen sağduyusunu gösterdi, neredeyse gram hesabıyla bir karar verdi. Seçmen şunu söyledi : AKP’nin tek başına iktidarını istemiyorum, başkanlık sistemini de istemiyorum. Aranızda anlaşın, bir koalisyon kurun ve artık biraz daha uzlaşı ile ülkeyi yönetin…
- Siyaset niye yapmıyor üzerine düşeni?
Hepimizin şaşırdığı şey şu oldu; 8 Haziran sabahı herkes rahatlamış olarak kalktı ama birkaç gün sonra sonra Deniz Baykal’ı Tayyip Bey’le müzakere eder halde bulduk. MHP lideri Bahçeli’nin daha seçim gecesi yaptığı kapıları kapatan konuşması insanları sarstı. Bu seçim sonuçları ile seçmenin beklediği bir düzeltme yapmak mümkündü. Son yılların aşırılıkları, dengesizlikleri bir CHP ve MHP koalisyon hükümeti tarafından düzeltilebilirdi.
SEÇİM OLURSA MHP OYLARI DÜŞER
- Niye olmadı bu? Sizce MHP ne yapmaya çalışıyor, siyasi stratejisi nedir?
MHP’deki hesap; diğer 3 partiden ayrışıp, kendisini mevcut memnuniyetsizlikten uzak tutup partiyi “ben farklıyım” algısıyla bu işten kârlı çıkmak. Ama seçmen MHP’ye tepkili. Eğer erken seçim olursa MHP oylarının ciddi oranda düşeceğini tahmin ediyorum.
- AKP-CHP hükümeti niye kurulamıyor? Kurulamazsa sizce Cumhurbaşkanı hükümeti kurma görevini Sayın Kılıçdaroğlu’na verir mi?
45 günlük bir süre var, 23 Ağustos’ta bitecek. Ahmet Bey o süreyi mümkün olduğu kadar uzatacaktır. 7 Haziran’dan bu yana muhalefetin de stratejik aklının olmadığı görüldü. Meclis Başkanlığı seçiminde olanları, akıl almıyor. Meclis Başkanlığı seçimi Türkiye’de 7 Haziran coşkusunu ve iyimserliğini bitirmiştir. Birçok insanın sandığa gitmeyeceğini duyuyorum.
REZA ZARRAB UNUTTURULDU…
- Seçimden daha güçlü bir senaryonun MHP destekli azınlık hükümeti olduğu görülüyor.
Siyasette her şey olur. 23 Ağustos gününden bir gece önce her şey olur ve siyaset bunu allayıp pullayıp meşrulaştırmayı da becerir. Şiddet ve güvenlik ortamı devam ederse, Allah muhafaza her gün şehit cenazeleri kalkmaya devam ederse siyaset bunu meşrulaştırır, “Türkiye’nin menfaatleri bunu gerektiriyordu, onun için elimizi, gövdemizi taşın altına koyduk” denir. Ve kamuoyu bunu satın alır. Suruç katliamından bir gün önce Türkiye’de ne konuşuluyordu?
- Ne konuşuluyordu?
Reza Zarrab konuşuluyordu. Suruç’tan beri hiç duymuyoruz. Güvenlik çerçeveli bir siyasi iklimin içindeyiz: PKK, şehit, bomba, gözyaşı… İnşallah bu devam etmez, en başta PKK aklını başına alır ve tüm taraflar bu işleri durdurur.
Tayyip Bey’in hedefi, 276’yı yakalayıp fiili başkan olmak
- Neden birdenbire Türkiye “Bunlar Sünni kardeşlerimiz” noktasından hem IŞİD, hem de PYD’yi vurduğu bir gündeme geldi?
PKK’ya yönelik bu operasyonu ve IŞİD’i de aynı anda vurma kararını şu anda devam eden siyasi süreçten bağımsız okuyamayız. Bu artık sadece bir güvenlik meselesi olmaktan çıktı. Burada ince bir siyasi hesap var. Tayyip Bey Kürt seçmeninden ümidini kesti. 7 Haziran’da alınan sonuç muhafazakar Kürtlerin bile HDP’ye kaydığını gösterdi. Bu yüzden artık milliyetçi oya talip. Çözüm Süreci’nde zaten bazı sıkıntılar vardı ondan vazgeçmek de kolay oldu. Tayyip Bey şimdi “tekrar seçim”; kendisi öyle diyor ya, “tekrar seçim” ile 3 ya da 4 puan alırsam 276 ve yukarısını yakalarım, 4 yıl daha iktidar olur ve fiili başkanlık sistemine geçerim diye düşünüyor.
- Hedef bu mu yani?
Hiç şüpheniz olmasın. 7 Haziran’da azınlığa düşülmesine rağmen olanlara bakın: Davutoğlu bizim bildiğimiz anlamda bağımsız bir Başbakan değil. Sürekli “orayla” ya koordine etmek zorunda. Bugün artık herkes şunu biliyor: Kararlar Başbakanlık’ta alınmıyor, kararlar Saray’da alınıyor.
AKP bir tiyatro oynuyor seçim olursa bedel öderiz
- “Vur” emrini kim verdi sizce?
Tayyip Bey’in kararıdır. Onun oluru olmadan böyle bir operasyon yapılabilir mi? Sayın Davutoğlu kendi başına böyle kararlar alamaz.
- Koalisyonu kim kuracak kurarsa?
Şu anda Baykal’ın dediği gibi bir tiyatro oynanıyor. İktidar partisi ağustos ortası kamuoyu yoklamalarına bakacak. Bu gerginlik ve şiddet ortamı oylara nasıl yansıyor onu görmek isteyecek. Seçmenin bu şiddet sarmalına nasıl baktığı koalisyon görüşmelerinin akıbetini belirler. Havuz medyasındaki şahin tonlamaya bakın fotoğrafı görürsünüz. Acı ama maalesef gerçek.
- Davutoğlu sizce ülkedeki siyasi tıkanmayı ve bir süredir devam eden Cumhurbaşkanlığı krizini çözmek için böyle bir adım atmaz mı?
Keşke atsa. Buna kimin itirazı olabilir? Davutoğlu’na bu sebeplerden dolayı ümit bağlayan bir kısım AKP’li var. Bu yüzden Ahmet Bey’in etrafındalar. Ama Davutoğlu’nun onların beklediği oranda Saray’la arasına mesafe koyması pek mümkün değil. Meclis Başkanlığı seçimi ile birlikte Saray psikolojik üstünlüğü ele geçirdi.
- Türkiye’yi hep Tayyip Erdoğan mı yönetecek? Seçmen oy verdi ama yok hükmünde. Parlamenter demokratik sistem içinde buradan bir çıkış yoksa, buradan nasıl bir çıkış olacak?
Milletin daha görmesi gereken var demek ki… Olan bitene bakınca seçim olmamış gibi. Eğer tekrar seçim olur ve AKP 276 vekili bulursa esas o zaman Türkiye büyük bedel öder.
- Nasıl öder? Bir Ortadoğu ülkesi mi olur?
Türkiye artık tam anlamıyla bir Ortadoğu ülkesi oldu. Daha birkaç yıl öncesine kadar iyi kötü AB ile müzakere eden bir ülke iken şimdi her gün bombaların patladığı, gençlerin katledildiği, siyasetin çözüm üretemediği, hükümetin kurulamadığı bir ülke oldu. Türkiye ağır bir travmaya doğru hızla ilerliyor.
-Peki ne oldu AKP’ye? Nasıl gelindi buralara?
AK Parti 2011 yılından sonra belirli bir yola girdi. Bu bilinçli bir tercihti. 2011 meclis grubunda ve 2012 Büyük Kongresi’nde kapsamlı bir tasfiye oldu. Merkez profilli, mutedil insanlara kapı gösterildi, yerine daha ideolojik ve soru sormayan insanlar getirildi. 2007’de benim gibi demokratik bir dönüşümün eşiğinde olduğumuzu düşünerek partiye katılanlar olsun, muhafazakar olup partinin daha makul ve aklı selim unsurları olsun bu olup bitenin bir parçası değil. Bu işlerle mutabık olmanın imkanı yok.
Bu işlerin buralara gelmesinde alternatifsizliğin rolünü küçümsememek lazım. Halen kredibilitesi olan bir alternatif yok.
-Hala mı yok ?
Bence hala yok ! AK Parti’ye oy verip çıkış arayan bir seçmen var. Sıkışmış. Gidecek yeri yok. Yeni bir siyasi hareket ihtiyacı hiç olmadığı kadar acil.