Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı İsmail Kahraman başkanlığındaki Meclis Anayasa Uzlaşma/Mutabakat Komisyonu, ilk toplantısına başladı. Komisyonda AK Parti, CHP, MHP ve HDP'den üçer üye bulunuyor. Toplantının başında TBMM Başkanı İsmail Kahraman, sürece ilişkin bilgiler verdi. Daha sonra ise komisyonda yer alan partilerin sözcüleri konuşma yaptı.
Eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek, görevlerinin Türkiye ve millete yakışır yeni bir anayasa yapmak olduğunu ifade etti. Çiçek, "Ülkemizi geleceğe taşıyacak hepimizin içinde kendisini bulacağı, 'işte benim anayasam' diyebileceği bir toplum sözleşmesine ihtiyacımız vardır. Bu konudaki mutabakat başlangıç noktamız olarak en büyük avantajımızdır. Toplumun tüm kesimleri yeni anayasa konusunda bizden büyük beklenti içindedir. Tercih çok basittir. Ya anlaşamayıp kamuoyu nezdinde darbeciler kadar olamadılar tartışmasını yaftasını üzerimizde taşıyacağız ya da milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Aziz milletimiz bizlere yeni bir anaysa yapmak konusunda ağır bir görev vermiştir. Tek bir Türkiye var ve hepimiz bu ülkenin vatandaşlarıyız. Demokratik bir anayasa bizim gelecek nesillere en başta gelen borcumuzdur. Ülkemizin bir anayasa sorunu vardır. Ülke gündemini sürekli tartışmalarla meşgul edimesi ve bu konunun çözüme kavuşturulamaması toplumu yormaktadır. Toplumsal gerginlikleri asgariye indirmek toplumun tüm katmanları olarak bizim elimizdedir. Bu süreçte birbirimizi suçlamak yerine sorunların çözümüne katkı sağlamak amacıyla her türlü fikrin tartışılmasına imkan verecek şekilde ortak noktalarımızı ön plana çıkarmak suretiyle sorunun üstesinden gelmeye çalışmalıyız. Kangren olmuş bu sorunumuzu ülkemize karşı sorumluluğumuzun bir gereği olarak el birliğiyle çözeceğimize inanıyorum." diye konuştu.
"MECLİS BAŞKANI KOMİSYONUN ÇALIŞMALARINA SAHİP ÇIKMALI; CUMHURBAŞKANI'NIN KAMPANYASI FİİLEN SABOTE EDEN BİR ÇALIŞMA OLABİLİR"
CHP'yi Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Türkiye'nin temel probleminin salt bir anayasa problemi olmadığını söyledi. Anayasa'nın darbe hukukunun bir parçası olduğunu dile getiren Tezcan, 1982 Anayasası'nın yapım şekli, süreci ve felsefesi, anlayışı itibariyle darbe ürünü olduğunu belirterek "Ama darbe hukukunun tamamı değildir. O yüzden bu süreci darbe hukukundan arınma süreci olarak görüyoruz. Tabi ki birçok tarif yapılabilir ama belki mutabık olacağımız bir iki nokta vardır ki 12 Eylül Anayasası'nın en temel iki sorunudur. Bunlardan birincisi devleti ön plana çıkarıp bireyi arka plana atan bir felsefe ile oluşturulmuş olması diğeri parlamenter sistemi tarifi ederken esaslarına aykırı bir şekilde cumhurbaşkanın yetkilerinin çok geniş tarif edilmiş olması. Kuşkusuz o dönemdeki siyasi konjonktür ve reflekslerle ilgili vardır. Tüm bunların tamamını ele alan bir düzenleme Türkiye'de gerçekten hak ve özgürlükleri ele alan bir çalışma olabilir." şeklinde konuştu.
Bu çalışma devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir başka kampanya başlattığını anlatan Tezcan, şunları söyledi: "Bu kampanya başkanlık rejimi kampanyası. Sayın Başbakan'ımız dünkü konuşmalarında kısmen bu kampanyaya destek vereceği işaretlerini başlattı. Ve Parlamento'yu bu komisyonunu çalışmalarını bir kenarda bırakıp hadi sivil toplum yürüsün ve 81 vilayeti gezerek başkanlık rejimi kampanyasını yürütelim anlayışının sayın cumhurbaşkanlığı makamına hakim olduğunu görüyoruz, seziyoruz demiyoruz; doğrudan ifade ettiği için biliyoruz. Meclis Başkanı'mızdan hassaten bir talebimiz var onun için: Bu komisyonun çalışmasına bu sürede sahip çıkınız. Bunun dışındaki çalışmalar, özellikle devletin cumhurbaşkanlığı gibi önemli bir makamının mali güç siyasi güç ve manevi gücünü kullanarak yürüteceği kampanya, sizin başlatacağınız bu çalışmayı niyet öyle olur ya da olmaz ama fiilen sabote eden bir çalışma olabilir. O yüzden Sayın Meclis Başkanı'mızın bu sürece sahip çıkacak gerekli girişimleri yapması gerektiği arzumuzu paylaşmak istiyoruz." dedi.
"ETEĞİ VE KADINI BİR AŞAĞILAMA ARACI OLARAK GÖREN BİR ZİHNİYETLE MASADA OTURUYORUZ"
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, komisyonda kadın temsiliyetinin az olmasının Anayasa'nın 'erkek anayasa' olacağı, (erkek) zihniyetinin hakim olacağı sorusunu toplumda oluşturacağını ifade etti. "Biz kadınlar toplumun yarısıyız. Erkekler kadar varız." diyen Beştaş, şöyle devam etti: "O nedenle bu Anayasa sadece erkeklere değil, aynı zamanda tüm yurttaşlar gibi kadınlara da yapılıyor. Daha önceki Anayasalarda kadının adının olmadığını, kadın sözünün, kadın hak ve özgürlüklerinin ayrıntılı şekilde düzenlenmediğini, elim bir zihniyetle bu sürecin götürüldüğünü dikkate alacak olursak, bunun ne kadar büyük eksiklik olduğunu görmüş oluruz. Bu masada ayrıca bir handikap var, büyük bir talihsizlik var. Eteği ve kadını bir aşağılama aracı olarak gören bir zihniyetle masada oturuyoruz. Biz kadına yönelik etek üzerinden bir aşağılamayı asla kabul etmediğimizi, etmeyeceğimizi, erkek egemen zihniyetle de mücadele edeceğimizi ifade etmek istiyorum."
Komisyonun çalışmalarının büyük bir çatışma ortamı içinde başladığını dile getiren Beştaş, Cizre'de 52 gündür sokağa çıkma yasaklarının devam ettiğini belirterek 13 gündür Cizre'deki yaralıların kurtarılmasına ilişkin hala sonuç alınamadığını kaydetti. Beştaş, şöyle devam etti: "Cumartesi gününden bu yana vahşet bodrumunda tedavi olmayı bekleyen, sağlık haklarının yerine getirilmesini bekleyen yaralılardan haber alamadığımız ortamda Anayasa tartışması yapacağız. Böyle bir ortamda kutuplaşmanın dorukta olduğu, her gün insanların öldüğü, Türkiye'nin her yerinde çocuklarının, evlatlarının tabutlara sarılmak zorunda kaldığı bir iklimde Anayasa tartışacağız. Biz bu süreçte Anayasa Komisyonu'nun barışçıl bir ortamın, tartışma ortamının yaratılması noktasında sorumluluk alması gerektiğini ve Türkiye toplumunun her kesiminin bu tartışmaya dahil olmasını sağlayacak mekanizmaları oluşturma konusunda sorumluluk almasını bekliyoruz."
"CUMHURİYETİMİZİ SAVUNMASIZ BIRAKACAK DEMOKRATİKLEŞME HAYALİ, HİÇ KİMSEYE YARAR SAĞLAMAZ"
MHP'yi Genel Başkan Yardımcısı Mersin Milletvekili Oktay Öztürk ise partilerinin devletin yapı taşlarının oynatılmasına izin vermeyeceğini vurguladı. Öztürk, "Özgürlük ve güvenlik, özgürlük ve milli dayanışma, özgürlük ve milli egemenlik ve özgürlük ve milli kimlik gibi unsurların birinin tercihi ve diğerlerinin feda edilmesi ile değil, bu değerlerin bir arada denge ve uyum içinde yaşatılması Anayasa tartışmalarının özünü oluşturmalıdır." dedi. Öztürk, Cumhuriyeti savunmasız bırakacak demokratikleşme hayalinin hiç kimseye yarar sağlamayacağının bilinmesini istedi.
Devletsiz yaşanmayacağının açık olduğunu ifade eden Öztürk, olabildiğince geniş bir uzlaşma sağlamanın önemine dikkat çekti. Öztürk, "Partimiz, Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı başkanlığında oluşturulacak siyasi parti gruplarının temsilcilerinin de yer alacağı bir heyetin Anayasa ve Hazırlık Uzlaşma Komisyonu olarak görev alması yönünde girişimde bulunmuştur. Sayın Genel Başkanımızın konuşmasında işaret ettiği usul ve esaslara uygun olarak 2011 yılında kurulan Anayasa Uzlaşma sürecinde ısrarla belirttiğimiz gibi; Milliyetçi Hareket partisi olarak esasen yürütmekte olduğumuz Anayasa yapım sürecinin her şeyden önce yeni Anayasa yapımı değil, Anayasa'nın yenilenmesi süreci olarak algıladığımız belirtmek istiyoruz. Çünkü; bağımsızlığını yeni kazanmış bir milletten, savaş, darbe, devrim gibi olağanüstü bir süreçten ya da herhangi bir sebep veya ihtiyaçtan devlet düzenini yeniden kurulması ve ya değiştirilmesi gibi bir ihtiyaç ülkemiz ve milletimiz açısından söz konusu değildir." şeklinde konuştu.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan ise komisyon toplantılarının basına açık olmasını istedi. Bu talep kabul görmedi. Ardından Meclis Anayasa Uzlaşma/Mutabakat Komisyonu üyeleri, aile fotografı çektirdi. CİHAN