TL’deki büyük değer kaybının sorumluluğunu ABD’ye atan ve “ABD’ye karşı ekonomik savaş veriyoruz” diyen hükümetten söylemlerin tam tersi yönde bir adım geldi.
Cumhuriyet'ten Emre Develi, McKinsey anlaşmasının detaylarını araştırdı.
Hazine Bakanı ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Yeni Ekonomi Programı kapsamında kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdiklerini açıkladı. Birleşmiş Milletler 73. Genel Kurul görüşmeleri için bulunduğu New York’ta, Türkiye- ABD İş Konseyi (TAİK) tarafından düzenlenen 9. Türkiye Yatırım Konferansı’nda konuşan Albayrak, “16 bakanlıktan temsilcilerin bulunduğu bu ofis, tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı her çeyrekte kontrol edecek” dedi.
Kozmik odaya girildi
Merkez Bankası (TCMB) eski başkanı Durmuş Yılmaz, gelişmeyi “ekonominin kozmik odasının kapılarını ABD’li bir şirkete açtılar” sözleriyle değerlendirdi. 1926’da kurulan ABD merkezli McKinsey, özel ve kamu kurumlarına yönetim danışmanlığı hizmeti veriyor. Türkiye’de İstanbul ve Ankara dahil toplamda 44 farklı ülkede 83 ofisi olan firma, 10 binin üzerinde çalışanı ve 3 milyar dolarlık bir ciroya sahip.
Ankara’nın Mckinsey ile yaptığı anlaşmanın detayları bilinmiyor ancak Berat Albayrak’ın bakanlık koltuğuna oturmasının hemen ardından şirketle çalışmaya başladığı bir süredir kulislerde konuşuluyordu. Hatta bürokraside “Biz yeterli değil miyiz de ABD’li şirketten destek alınıyor” tepkisi olduğu, Yeni Ekonomi Programı’nın hazırlanması sırasında da söz konusu şirketin katkısının alındığı öne sürülüyordu.
IMF komiserleri gibi
İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, kararı şu sözlerle değerlendirdi:
-Hükümet IMF’siz (Uluslararası Para Fonu) IMF programı uygulamaya çalışıyor. Üç ayda bir istikrar programını denetleme görevini yapan IMF komiserlerinin yerini de Mckinsey almış görünüyor.
-IMF finansman sağlıyordu ancak Mckinsey finansman sağlayamaz. Finansmanın nasıl sağlanacağı belirsiz.
-Ekonominin kozmik odasına ABD’li bir şirket girecek.
-Hükümet hâlâ ekonomideki durumun vahametini anlayamadı. Yan yollara saparak durumu kurtarmak mümkün değil. Hata üstüne hata yapılıyor.
-Reel sektörde büyük sorun var ve bir süre sonra bankalarda da sorun olacak. Ama hükümet olayı geçici bir likidite sorunu olarak görüyor.
-Daha önce kurumların yabancı şirketlerden danışmanlık hizmeti aldığı olmuştur ancak bugüne kadar böyle bir istikrar programının gözetimi için danışmanlık alınmadı. Türkiye Varlık Fonu’nun yapılandırılmasında da bu şirketten danışmanlık hizmeti alındığı iddia ediliyor.
Özelleştirmelerde rol almıştı
-Mckinsey, 2001 krizi sonrasındaki özelleştirme ve batık bankaların kurtarılması dalgası sırasında da Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na danışmanlık hizmeti vermişti.
-Şirketin adı, 2001’de ABD’li enerji devi Enron’un iflasına giden yolsuzluk skandalı sürecinde de gündeme gelmişti. Şirketin büyümesinde Mckinsey büyük rol oynamış, yolsuzluk skandalının patlak vermesi ve şirketin iflasıyla birlikte Mckinsey de eleştirilerin hedefinde yer almıştı.
-2015’ten itibaren Güney Afrika’da devlete ait enerji şirketine de danışmanlık hizmeti veren şirket, yolsuzluk skandalı sonrası bu yıl özür dilemek zorunda kalmıştı.
-McKinsey Ankara ofisinin yöneticisi Ali Üstün işadamı Bilal ibrahim Üstün’ün oğlu olmasıyla da biliniyor. Aynı zamanda Ali Üstün, eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın kızı Zeynep Atalay ile evli.
-Mckinsey ile yapılan anlaşmada temel amaçlardan birinin yabancı sermayeye güvence vermek olduğu yorumları yapılıyor.
-YEP’te yer alan 48 milyar liralık yeni özelleştirme paketinde kurumun danışmanlık yapacağı da belirtiliyor.
Sözleşmenin detayları açıklanmalı
Eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Ferhat Emil de Mckinsey ile yapılan sözleşmenin detaylarının açıklanması gerektiğini söyledi. Bakanlıktaki Maliyet ve Değişim Ofisi’nde 16 bakanlık temsilcisi ve diğer bürokratlar ile Mckinsey arasındaki ilişkilerin, görev ve sorumlulukların nasıl olacağının açıklanması gerektiğini belirten Emil, “Herhangi bir özel sektör kuruluşuna kamuda denetim sorumluluğu vermek vahim bir durum” dedi.
Emil’in açıklamalarından diğer satır başları şöyle:
-IMF ve Dünya Bankası ile yapılan anlaşmalarda karşılıklı görev ve sorumluluklar vardır. Mckinsey’in nasıl bir sorumluluğu olacağı belirsiz. Direktifler vereceklerse yadırganacak bir durum olur.
-Belirli bir teknik konuda danışmanlık alınabilir ama burada çok genel bir konu ve kurum var. Devletin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili angajmana girilmiş olabilir.
-Bu düzenlemeleri yapabilecek devletin kendi uzmanı, kendi iktisatçısı kalmadı mı?
-Yapılanları kim denetleyecek, ne şekilde hesap sorulacak. Sayıştay devreden çıkmış durumda.
-Devlet kurumları kenara itilip, özel sektör kuruluşuna “gel ekonomiyi toparla” denilmiş havası var. Danışmanlık ötesinde sanki politika belirleyici olacakmış gibi bir hava var.
-Bu sözleşmenin maliyetinin ve sözleşmenin ihale kanununa göre yapılıp yapılmadığının da açıklanması gerekiyor.
Cumhuriyet