Marmara Denizi’nde müsilaj kabusu geri mi dönüyor? Karadeniz’den gelen jet akıntısının, kirlilikle birleşerek müsilaj oluşumunu artırabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, artan kuraklık ve kirlilikle birlikte Marmara’nın geleceği için karamsar bir tablo çizdi.

Kuraklık ve Kirlilik Felaketi Körüklüyor

Kirlilik ve oksijen azlığının Marmara Denizi için başlıca sorunlar olduğunu vurgulayan Salihoğlu, kış aylarında dahi yağışların yetersiz kalmasının, Marmara’nın durumunu daha da kötüleştirdiğini söyledi. “Yağışların az olması ve Boğaz’dan gelen jet akıntısının etkisiyle müsilajın yüzeye çıkması kaçınılmaz hale geldi. Önümüzdeki aylarda da bu durumun devam edeceğini öngörüyoruz,” ifadelerini kullandı.

Jet Akıntısı ve Kirlilik Arasında Sıkışan Marmara

Uzmanlar, Karadeniz’den Marmara’ya giren jet akıntısının, özellikle kirlilikle birleşerek müsilaj oluşumunu hızlandırdığını belirtti. Salihoğlu, “Marmara Denizi’ne yoğun miktarda kirlilik taşıyan Susurluk Havzası ve diğer kaynakların etkisi büyük. Eğer şehir atık sularını ileri biyolojik arıtmadan geçirir ve doğal ekosistemlere dönüşümü hızlandırırsak, bu kirliliği en aza indirebiliriz,” dedi.

Marmara Denizi’nin oksijen seviyelerinin artması ve biyoçeşitliliğin korunması gerektiğini belirten Salihoğlu, “İklim değişikliğinin baskıları altında olan Marmara’yı kurtarmak için kirliliği hızla azaltmamız gerekiyor. Daha temiz, oksijen seviyesi yüksek bir Marmara, hepimizin önceliği olmalı,” diyerek uyarısını yineledi.

Uzmanların uyarıları, Marmara Denizi’nin geleceği için kritik adımlar atılmasını zorunlu kılıyor. Özellikle ileri biyolojik arıtma tesislerinin yaygınlaştırılması ve doğal habitatların korunması, müsilaj gibi çevresel felaketlerle mücadelede en etkili yöntemler arasında gösteriliyor. Ancak, kuraklık ve kirlilikle birleşen sorunlar, Marmara için uzun vadeli bir planlama yapılmasını zorunlu kılıyor.