Calais yakınlarındaki Fransız kıyılarında 50’den fazla kişi de kurtarıldı. İstatistiklere göre, 2018’in başından bu yana Manş Denizi’nden geçiş yapanların sayısının 100 bini geçti.
Dunkirk yakınlarındaki Téteghem Belediye Başkanı Franck Dhersin, düzinelerce teknenin aynı anda karşıya geçmeye çalışması nedeniyle Cumartesi günü sabah saat 6 sularında geniş çaplı bir kurtarma operasyonu başlatıldığını söyledi.
Fransız yetkililer, iki İngiliz gemisi ve birkaç Fransız gemisinin arama kurtarma operasyonuna katıldığını söyledi.
Birleşik Krallık hükümet sözcüsü şunları söyledi: “Bu ölümler yıkıcı ve düşüncelerimiz şu anda hayatını kaybedenlerin aileleri ve arkadaşlarıyla birlikte” dedi ve ekledi:
“Bu olay ne yazık ki küçük teknelerle Manş Denizi’ni geçmenin ne kadar tehlikeli olduğunu ve insan kaçakçılarının iş modelini kırmamızın ve tekneleri durdurmamızın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlattı.”
Fransa ve Britanya arasındaki Manş Denizi dünyanın en işlek nakliye yollarından biri ve güçlü akıntılara sahip. Birleşik Krallığa ulaşmak isteyen göçmenler, Fransa kıyılarından küçük teknelere binerek tehlikeli bir yolculuğu göze alıyor. Göçmenler, iki ülke arasındaki en kısa mesafe olan Calais ve Dover arasında 46 kilometrelik mesafeyi küçük botlarla geçiyor.
Birleşik Krallık hükümetinin rakamlarına göre 2018 yılının başından bu yana Manş Denizi’ni geçen göçmen sayısı bu hafta 100 bini aştı. Perşembe günü toplam 755 kişi küçük teknelerle Manş Denizi’ni geçerek şimdiye kadarki en yüksek günlük sayıya ulaştı.
Kuzey Fransa’daki mültecileri desteklemek için çalışan ve insanların suda sıkıntıya düşmeleri halinde aramaları için bir acil durum numarası işleten bir sivil toplum kuruluşu olan Utopia 56 koordinatörü Axel Gaudinat, hükümet politikaları değişmediği sürece bu trajedinin tekrarlanmasının muhtemel olduğunu söyledi.
Rishi Sunak hükûmetinin en büyük önceliği Manş Denizi’nden mülteci geçişini önlemek olarak dikkat çekiyor. Sunak hükûmeti göreve başladığı tarihten bu yana tartışmalı göçmen politikaları üretmeye devam ediyor. İnsan hakları savunucuları İngiliz hükûmetinin politikalarının insan haklarına ve uluslararası hukuğa aykırı olduğuna dikkat çekiyor.