Karar gazetesi ekonomi yazarı İbrahim Kahveci son köşe yazısında Kasım 2020'de yeniden çift haneye çıkarak yüzde 11.35'e çıkan maliyet farkının Mart 2021'de yüzde 17.46'ya yükseldiğini belirterek, "Şu şekilde izah edelim: Eğer ÜFE gibi TÜFE’de aynı fiyat endeksine ulaşmış olsaydı, şu anda Mart enflasyonu yüzde 16,2 yerine yüzde 36,5 olacaktı." diye yazdı.
'SORUN SANDIĞIMIZIN ÖTESİNDE CİDDİ'
"Ortada çok ciddi bir maliyet baskısı olduğu açık. Bunu çekirdek enflasyon verilerinde de görüyoruz. Ülkemiz çok ciddi bir maliyet baskısı altında. Ve bu maliyet baskısı raf fiyatlarına yansımak için adeta fırsat kolluyor. Bunu bir başka şekilde de izah edebiliriz: Şirketlerin üretim maliyeti artıyor ve buna karşılık satış fiyatları daha geriden geliyor. Bu farkın sürmesi halinde şirketler cephesinde çok ciddi sorunların yaşanması da muhtemel. Mesela TÜİK-ÜFE verilerinde enerji başta olmak üzere ana metaller ve buna bağlı ürün fiyatlarında muazzam artışlar yaşanıyor. Mesela kâğıt ve ürünleri hammaddesi en yüksek artan gruplardan. Bu maliyetleri şirketler sineye mi çekecek, yoksa satış fiyatlarına mı yansıtacak? Bir başka sorunumuz da şudur: Bu maliyet baskısı faiz-para politikası ile önlenebilir mi? Veya ne kadar bir hareket alanımız var?" ifadelerini kullanan Kahveci, Türkiye'nin maliyet baskısı altında kaldığına işaret ederek "Sorun sandığımızın ötesinde ciddi. Ülkemiz büyük bir maliyet baskısı altında ne yapacağını şaşırmış durumda. Bu acı tabloya eksi rezervde yakalanmış olmak ve hareket alanı çok sınırlanmış durumda kalmak en acı durum olsa gerek. Bakalım bu çıkmaz sokaktan nasıl çıkacağız?" diye sordu.