Malezya Ipoh’taki uluslararası okulun müdürü Turgay Karaman ve işadamı İhsan Aslan’ın ‘kimliği bilinmeyen kişiler’ tarafından 2 Mayıs 2017’de gözaltına alınmıştı. Adam kaçırma taktikleriyle sicil giyimli kişilerin yaptığı hukuksuzluk kamera görüntüleri ortaya çıkınca bütün dünyaya mal oldu. 4 Mayıs 2017’de ise Malezya’da bulunan üniversite yöneticisi İsmet Özçelik gözaltına alındı. Özçelik, daha önce de oğluyla birlikte tutuklu kalmış, daha sonra Malezya yetkilileri tarafından serbest bırakılmıştı.
Malezyalı güvenlik yetkilileri gözaltındaki isimleri ‘IŞİD irtibatı’ iddiasıyla işlem yaptığını savunurken, üç ismi haber yapan Türkiye’deki resmi devlet ajansı AA, bu kişilerin Gülen Hareketi ile irtibatları gerekçesiyle yakalandıları yayınını yapmıştı.
Malezya’da gözaltına alınan babasından 6 gün sonra haber alabildiklerini anlatan oğlu Suat Özçelik, yaşananları twitter hesabından İngilizce olarak anlattı. Özçelik, babasıyla görüştürülmeleri nedeniyle Malezya Emniyeti’ni teşekkür ederek başladığı paylaşımlarında şunları kaleme aldı: “Bugün saat 11 sıralarında Malezya Emniyetinde babamın dosyasına bakan polis şefi Chear ailemi babam ile görüşmek için Ibu Pejabat Polis Bukit Aman’a çağırdı. Bu görüşmeden dolayı çok mutlu oldum.
BABAM ÖMRÜNÜ BARIŞ VE İNSANLARLA DİYALOGA HARCADIR, TERÖRLE İŞİ OLMADI
Aslında bu bizim yasal hakkımızdı. Neyse sonunda biz babam ile görüşebildik. Malezya kanunlarına göre gözaltındakilerin aileleri ile 48 saat içinde görüştürmeleri gerekiyor. Ancak bu kanunu uygulamadılar. Babamı 6 gün sonrasında gösterdiler. Öncelikle babam hiçbir suça karışmamıştır. O masumdur. Hayatı boyunca insanlar arasında hep diyalogu ve barışı sağlamak adına çalışmıştır.
Malezya hükümetine diyorum ki eğer babamın ülkenizde durmasını istemiyorsanız başka bir ülkeye çıkışına izin verin. Ancak siz babamı deport eder veya Türkiye’ye iade ederseniz babam orada tutuklanacak ve işkenceye maruz kalacak. Babamı gözaltında tutulmasıyla alakalı hiçbir delil yok. Malezya hükümeti bu durumu bilmesine rağmen neden bunu yapıyor? Hiç kimse suçluluğu ispatlanana kadar hapsedilemez.
KUR’AN VERİLMİYOR, SORGU VE GÖRÜŞMELERE GETİRİLİRKEN GÖZLERİ BANTLANIYOR
Babam şuan bir hücrede tek başına kalıyor. Ne yatak ne de yatacak bir yer var. 24 saat boyunca ışıklar söndürülmüyor. Babam sert bir tahta üzerinde yatıyor. Babam bir Kuran istemesine rağmen görevliler kendisine Kuran vermemişler.
Görüşmeye ve sorgulara getirirken gözlerini siyah bir bant ile bağlıyorlar. Neyi gizlemeye çalışıyorlar? Hukuksuz işlemlerinin açığa çıkmasından mı korkuyorlar? Sorgulamalarda babama “El-Kaide ve IŞİD’e” yardım yapıp yapmadığını soruyorlar. Babam ömrü boyunca bu ve bunlar gibi terör örgütlerinden nefret etmiş bir insandır.
30 GÜNLÜK BEBEĞİN YAŞADIĞI EVE KAPILARI KIRARAK GİRDİLER
Aile yeterince üzüldü ve zorluğa maruz kaldı. Abimi küçük kızları sürekli ağlıyor ve psikolojiler altüst durumda. Babamın gözaltına alınmadan bir gün önce Malezya polisi ellerinde hiçbir belge olmadan abimi evini bastılar. Evde daha 30 günlük bebeği olan abimim eşi olmasına rağmen evinin kapısını kırarak eve girdiler. Bu olaydan bir gün sonradan babamı bir yere giderken tutukladılar. Sivil kıyafetli kişiler bir petrol istasyonundan abim ve babamın etrafını sararak babamı tutukladılar. Telefonlara ve ehliyetlerine hiçbir belge göstermeden el koydular.
Şuan hayal kırıklığı yaşıyoruz. Çünkü ailem Türkiye’deki siyasi rüzgardan sıyrılmak için Malezya’ya güzel bir ortam bulmaya abimin yanına gelmişlerdi. Bu yaşadığımız kötü şeylerin başımıza geleceğini hiç tahmin etmezdik. Babam ve çocukları hayatının hiçbir döneminde herhangi bir suça veya şiddete karışmamıştır. Şimdiye kadar sosyal medya üzerinden bazı cesur ve doğru gazeteci arkadaşlarımı takip ediyorum. Onlara yaptıkları doğru ve objektif haberlerden dolayı da teşekkür ediyorum.”
BM, ‘MALEZYA’YA HUKUKSUZ GÖZALTINA ALDINIZ, TÜRKİYE’YE TESLİM ETMEYİN’ ÇAĞRISI YAPTI
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Merkezi’nin Güney ve Doğu Asya ofisi, Malezya’da hukuksuz şekilde gözaltına alınan 3 Türkiye vatandaşı hakkında ‘ciddi endişeleri’ olduğunu Facebook ve Twitter adresinden yayınladığı bir metinle çağrıda bulunmuştu.