Özgürlük ve Demokrasi Platformu Başkanı Vedat Öztürk, 'makul şüphe' gibi demokrasi ve hukuka aykırı bir düzenlemeye dayanılarak Manisa'da gerçekleştirilen polis baskınında, hayırsever hanımefendilere insanlık dışı bir muamelede bulunulduğunu kaydetti. Bu tutumu kınayan Öztürk, "Makul şüphe gerekçesiyle zanlı kelepçelemek insanlık suçudur. Binlerce insanın kanını dökmüş olan terör örgütlerinin mensuplarına dahi uygulanmayan kelepçeleme eyleminin neyle suçlandığı dahi bilinmeyen, gözaltı işlemine karşı hiçbir mukavemette bulunmayan bayanlara yapılmış olmasını şiddetle kınıyoruz." dedi.
Evrensel hukuka, Anayasa'ya ve diğer yasalara göre, 'Suçu ispat edilinceye kadar herkes masumdur.' hükmünü hatırlatan Vedat Öztürk, yazılı açıklamasında şunları kaydetti:
"Bu nedenle, erkek olsun bayan olsun, hiçbir yurttaşımıza sadece zanlı olduğu için keyfi şekilde kelepçe takılamaz. Böyle bir talimat verenler ve bu talimatı yerine getirenler, bir nefret suçu, insanlık suçu işlemiş olurlar. Ayrıca bu insanlar, hayır işleri yapmak, yoksul öğrenciye bursu vermek gibi akıllara zarar suçlarla itham ediliyorlar. Başta seçim sonrası yaptığı balkon konuşmasında ülkemizde yaşayan herkesin hakkını ve hukukunu koruma sözü veren Başbakan Ahmet Davutoğlu olmak üzere, bütün yetkililerden Manisa'daki insanlık dışı ve çirkin fiilin hesabını sormasını bekliyoruz. Bu tür eylemlerin sahipleri, ülkemize ve milletimize de en büyük kötülüğü yapmaktadırlar. Yüzyılları bulan özgürlük, hukuk ve demokrasi birikimimize hiç de yakışmayan bu manzaralar yüzünden Türkiye hem kendi yurttaşlarımızın gözünde hem de küresel ölçekte ciddi bir değer erozyonuna uğramaktadır."
Öztürk, "Ne yazık ki, onlarca yıldır saygın bir parçası olmak için ciddi çaba sarf ettiğimiz Avrupa Birliği'nin son ilerleme raporunda, yaşanan hukuksuzluklar ve antidemokratik uygulamalar nedeniyle ülkemize ciddi eleştiriler yöneltilmektedir." diyerek, şunları kaydetti: "Ülkemizin gerek kendi içerisinde daha demokratik ve müreffeh bir ülke olabilmesinin gerekse de bölgesinde ve dünyada daha saygın bir konum kazanabilmesinin yolu, bir an önce insan hakkı ihlallerine, ayrıştırmalara ve hukuksuzluklara son verilerek demokrasinin ve hukukun evrensel ilkelerinin benimsenmesinden geçmektedir." CİHAN