Kaşif Kozinoğlu'nu MİT'in gizemli ismi olarak tanıdık. Şimdi cezaevinde ölümüyle bu gizem biraz daha arttı.
Geçmişi Özel
Harp Dairesi ile MİT parantezinde geçen bir istihbaratçının cezaevinde ölümü elbette "şüphe" uyandırır.
Üstelik "Enfarktüsten" ölmek veya bir "
kazaya
kurban gitmek" bu tür insanların ortak kaderiyken...
Aklıma 70'lerin sonunda
Aydınlık gazetesinde "Kontrgerilla"ya ilişkin bilgiler veren MİT'le ilişkili Turan Çağlar'ın 1983 yılındaki "Kalp
krizi"nden ölümü geldi.
Eski bir asker olan Çağlar,
casusluk gerekçesiyle gözaltına alınmış sonra da yargılanmadan "
kalp kriz"inden ölmüştü. Dahası "Öldürüleceğim" diye basına
mektup yazdıktan bir hafta sonra...
Benzer bir şeyi
Susurluk patladığında dönemin
Çevre Bakanı Hukuk Müşaviri Akman Akyürek için de söylemek mümkün. Onun ölümünün üzerindeki sır perdesi de henüz aralanmış değil.
Akyürek, Susurluk başta olmak üzere, Uğur
Mumcu Suikastı,
Faili Meçhul Cinayetler, Hayali
İhracat Komisyonları gibi birimlerde
raportör olarak görev alan bir isimdi. Bugün karşımızda duran "
darbeci" yapının örgütü Ergenekon'a ilişkin belki de ilk bilgileri o verecekti. İstanbul'a önemli açıklamalar yapmaya giderken bir "kaza"da hayatını kaybetti.
Derin yapı tesadüfleri sever. Tıpkı
Adnan Kahveci, tıpkı Eşref Bitlis'in başına gelen kazalar gibi... İnsan ister istemez
Özel Harp Dairesi ve MİT içinde etkili bir ismin "yoğun
spor" yaparken "kalp krizi"nden ölmesine şüpheyle bakıyor. Çünkü Türkiye'nin derin yapısı çok karanlık ve kirli ilişkilerle dolu.
O karanlık geçmiş, 70-80 arasında sağ sol çatışmalarını, 90'larda Susurluk'a bugün de Ergenekon'u karşımıza çıkartıyor.
Kaşif Kozinoğlu bu karanlık tarihin en gizemli isimlerinden biri...
"Eski devleti" temsil eden, 90'larda
Azerbaycan darbesinin ve aynı yıllarda
Kürt sorununu şiddetle çözme fikrinin mimarı. Almanya'dan
Rusya ve Afganistan'a uzanan karanlık olayların önemli bir aktörü.
MİT içinde Özel Harp kökenli olduğu için de "Dokunulmaz"dı. Onun Türkiye'de açığa çıkan mafyatik ilişkileri belki de üstlendiği rollerin en hafifi. Böylesine çok yönlü ve derin geçmişi olan bir adamın ölümünün kafalarda soru işareti yaratmaması mümkün değil.
Ama şu sorunun cevabı da önemli; peki neden?
Son dönemde Ayhan Çarkın'la başlayan,
İnternet andıcında
Albay Dursun Çiçek'in açıklamalarıyla devam eden bir çözülme süreci yaşanıyor. Kim bilir belki de
Odatv eksenli bir operasyonla yakalanıp tutuklanan Kozinoğlu da hayatının sonbaharında farklı bir çıkışa hazırlanıyordu.
Susurluk döneminde askere yakın,
genç bir çete üyesi şöyle diyordu:
"Biz 5 bin yıllık bir geleneğin devamıyız. Kimse konuşmaz, bırakın konuşmayı konuşma ihtimali olan da yaşamaz."
Kozinoğlu tutuklandığında şöyle yazmıştık:
"Sadece bugün ve yarın neler olacağını değil, dün neler olduğunu da en çok bilen isimlerden biri. Bu yüzden ifade vermeye geldiğinde eminim Savcılar sadece bugünü değil dünü de soracaklar. İlginç gelişmelere hazır olmalıyız."