(...)
Bir 400 hikâyesi tutturdular gidiyorlar. Birileri 400’ü alsa sanki her şey düzelecek, memlekette, terör bitecek, adalet geri gelecek, ekonomi düze çıkacak sanırsınız. Ama öyle değil. 400 elinde yok iken bize bugünleri yaşatanlar bir de 400’ü alırsa neler olur, neler!..
SALTANAT GERİ GELİR!
Sultanımız ölene kadar tahtında kalır!
Şehzade Bilal tahta varis olur!
Ülkede bütün kupon arsalar sultanımız ve ailesinden, avenesinden sorulur. Kimse izinsiz tek kuruşluk iş yapamaz!
Hukuk tamamen guguk olur, hâkimler sultanımızın kulları, mahkemeler mülkü olur!
Diğer bütün görüş, kesim ve düşünceler imha edilir; her muhalifin sesi kökünden kesilir! Az insaflı davranırlarsa AKP’li olmayanları sürgüne gönderirler!
Sabancı, Koç, Doğan, Eczacıbaşı, İpek, Boydak vd. biat edip mülküne Sultanı ortak etmeyen herkesin mülkü müsadere edilir!
Bankaların hepsi bir elden kontrol edilir!
Bütün medya havuz haline gelir!
Bütün partiler AKP türevi olur!
Ülke hepten içe kapanır Enver Hoca’nın Arnavutluğuna döneriz. Toplum yapılan propagandalarla kapalı bir kafeste tutulur, dünyayla bağı kesilir! (ama internet sosyal medya sıkıntı, buna çare bulmak lazım!)
Cemalettin Kaplan’ın Almanya’da yaptığına benzer Hilafet ilan edilir ama dünyada ve Türkiye’de AKP’liler dışında kimse tanımaz!
Din daha ileri şekilde soygunun, yağmanın, zulmün aracı yapılır!
Camilerde her hutbede “Halife”nin adı anılır, bütün merasimlerde Sultanımız hazretlerine güzellemeler yapılır!
Atatürkçülüğü eleştirenler Atatürk’ün dindar(!) yeni versiyonunu üretirler!
Cemaatler tek düze hale getirilir. Müslümanları pasifize eden(!) tarikatlar kapatılır. Bütün yurtlar, vakıflar, dernekler TÜRGEV’e bağlanır.
Bütün okullar imam hatip yapılır!