İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz olan Ogün Samast ile başka dosyadan tutuklu Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Zeynel Abidin Yavuz ile Erhan Tuncel'in arasında bulunduğu sanıklar Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada Dink ailesinin avukatları ve sanık avukatları da hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı bugünkü duruşmada Ogün Samast'ın avukatının dilekçe sunarak iddianamenin yeni tebliğ edilmesi nedeniyle savunma yapamayacaklarını bildirdiğini belirtti. Bunun üzerine söz verilen Samast, iddianamenin bugün tebliğ edildiğini, savunmasını yapmak için süre talep ettiğini belirtti. Mahkeme Başkanı da bu talebi kabul ederek "Duruşmadan ayrılabilirsin" dedi. Bunun üzerine Samast'ın SEGBİS bağlantısından ayrıldığı görüldü. Samast'ın savunmasının bir sonraki duruşmada alınmasına karar veren Mahkeme, Samast'a yurt dışına çıkış yasağı getirdi.
"Örgüt adına suç işlemek" iddiasıyla yargılanıyor
Samast, cezaevinden koşullu salıverilme kapsamında 15 Kasım 2023'te tahliye edilmişti. Tahliyesinin ardından Samast hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" suçundan yeni bir iddianame düzenlenmişti.
İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce suç duyurusunda bulunulması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda düzenlenen ve İstanbul 2'nci Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, "Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, çocukları Arat ve Sera Dink ve kardeşi Hasrof Dink "müşteki" sıfatıyla, Samast ise "suça sürüklenen çocuk" sıfatıyla yer alıyor. İddianamede, Samast'ın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" suçundan 7 yıl 6 aydan 12 yıla kadar hapsi isteniyor.
Samast hakkında "PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin somut delil elde edilemediği" ifade edilen iddianamede, "Samast hakkında ele geçirilen bir kısım delillerin örgütün yönetici ve üyeleriyle belli bir irtibatının olduğunu, bu irtibatla şüpheliler Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz, Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender'le birlikte Samast'ın Dink cinayetini işlerken ve sonrasında örgütün çıkar ve amaçları doğrultusunda hareket ettiğini" ortaya koyduğu anlatılıyor.
Samast hakkındaki dava dosyası geçen hafta hukuki ve fiili irtibat nedeniyle Hayal ve Tuncel dâhil 11 sanığın yargılandığı İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davayla birleştirildi.
Duruşmada söz verilen sanık Ali Fuat Yılmazer ise iddianamede de yer alan Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ogün Samast arasında geçtiği iddia edilen konuşmanın tutuklanmasına neden olduğunu ancak bu beyanların şaibeli olduğunu belirtti. Yılmazer, "İnsanlar, cezaevi sürecinde bu tip beyanlarda bulunabilir. Ancak bunlar tek başına delil kabul edilemezler. Diyelim ki, Erhan Tuncel gerçekten böyle bir şey dedi, adımı telaffuz etti. Bu da bir şey ifade etmez ki, sadece bir kişinin bu beyanda bulunması beni bağlar mı? Benim Erhan Tuncel ile bir bağlantım olmuş mu, olmamış mı? Bunlar araştırılmış mı? Sadece bununla cinayetin azmettiricisi olmuşum. Ben hayatımda Trabzon'a gitmedim. Engin Dinç ve Faruk Sarı dışında kimseyle irtibatım olmadı. Savcılık makamının suçu bize yıkma gayreti görülüyor. Hrant Dink'e o dönem İstanbul Valiliğinin koruma vermemesinin sebebi var, o günkü konjonktüre bağlı olarak. Dink uzun süre tehditler alıyor, böyle bir eylem sürecine giriliyor. Bu cinayetin azmettiricileri belli. Bu cinayetin azmettiricileri ilk iddianameyle beraat ettirildi. İlk görev kusuru İstanbul'un. Doğrudan Hrant Dink'i koruma altına almaları gerekir" ifadelerini kullandı.