Ermenek'te Hasşekerler Madencilik'teki kazada hayatını kaybeden madencilerin avukatlarından Gülşen Uzuner, maden sahiplerinin, müfettiş denetiminden kurtulmak için daha önce yaşanan su baskınlarını gizlediğini ileri sürdü. Uzuner "Daha önce madeni su başmış, 5 günde 24 bin ton su çıkarmışlar. 'Kayıt var mı?' diye sorduğumuzda 'Müfettişler geldiğinde barajlama yaptık.' diyorlar. Bu ne demek? 'İmalat yaptıkları, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına aykırı yerde hukuksuzluğu görmesinler' deyip kapatmaktır. Bu şekilde ocakları müfettiş denetiminden kaçırdılar." dedi.
Ermenek'teki Hasşekerler Maden İşletmesi'nde geçen yıl 28 Ekim'de 18 kişinin ölümüyle sonuçlanan maden kazasının davası başladı. Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada 3 tutuklu olmak üzere 16 kişi yargılanıyor. Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustafa Başer'in duruşmaya ara vermesinin ardından sanık ve müşteki avukatları karşılıklı açıklamalarda bulundu.
'MADENLERİ MÜFETTİŞ DENETİMİNDEN KAÇIRMIŞLAR'
Hayatını kaybeden 18 madencinin avukatlarından Gülşen Uzuner, maden sahiplerinin, maden ocaklarını müfettiş denetiminden kaçırdığını ileri sürdü. Avukat Uzuner, Hasşekerler Madencilik'te daha önce yaşanan su baskınlarının kayıtlara geçirilmediğini iddia etti. Burada amacın ise maden ocağını müfettiş denetiminden kaçırmak olduğunu aktardı. Avukat Uzuner Şunları söyledi: "2010'dan beri su basması defterlere bile işlenmemiş. İmalat haritaları kimsede yok. Yalan söylüyorlar. Hepsi biliyor, ruhsat sahibi firma da biliyor, rödövansçı da biliyor. Ermenek'te zaten 3 tane madenci aile var ve bunlar 1967'den beri madencilik yapıyorlar. Rödövansçı olarak da birinin oğlu geliyor, yeğeni geliyor vesaire. Soyadları aynı, bilmemek gibi bir şey söz konusu değil, saklamak var. Özellikle defterlere işlememişler. Su başmış, 5 günde 24 bin ton su çıkarmışlar. Bakıyoruz kayıt var mı? 'Daha önce müfettişler geldiğinde barajlama yaptık' diyorlar. Bu ne demek? 'Hukuksuzluğu görmesinler, biz burada imalat yapıyoruz. Bu imalat hukuka aykırı, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına aykırı, kapatıyoruz.' Müfettişin denetiminden kaçırdılar. Şimdi hepsi birbirine sorumluluk atacak, bunu izleyeceğiz. Biz maden katliamlarında -Buna iş kazası demiyoruz- bilerek, isteyerek yapılmış işler. Çünkü daha fazla kazanalım, üretim durmasın."
'SUÇU BİRBİRLERİNE ATIYORLAR'
Avukat Uzuner, madende yetkili olanların suçları birbirlerine attığını aktararak, "Şimdi diyorlar ki 'Ben bilmiyorum harita bende değildi. O bana bunu söylemedi. Benim bilgisayarımdan çıktı ama ben okumadım.' Hepsinin üretimi durdurmaya yetkisi var, hepsi görüyor. Üretimi durduracaklar. Bu kadar işçi hayatını kaybetmeyecek, bu kadar işçi öldürülmeyecek. Bu iş bu kadar basit." şeklinde konuştu.
'20 BİN DOLARLIK MAKİNEYİ 18 İŞÇİNİN CANINA TERCİH ETMİŞLER'
Madencilerin avukatlarından Caner Durak ise maden sahiplerinin 20 bin dolarlık sondaj makinesi almayı 18 işçinin canına tercih ettiğini iddia etti. Avukat Durak şunları söyledi: "Özünde rödövansçı şirket ve ruhsat sahibi şirket 20 bin dolarlık sondaj makinesini almayı 18 işçinin canına tercih etmişler. Dosyada bizim gördüğümüz apaçık gerçek bu. Biz bunu sindiremeyiz, bunu aileler sindiremez. Dolayısıyla bu dosyada tartışılması gereken ihmal, tahsir yönünden irdelenmiş ve hazırlanmış. Biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Burada belirli kişiler tarafından kastın çok açık olduğunu, olası kastın söz konusu olduğunu düşünüyoruz ve bu yönde dosyaya müdahale edeceğiz. Mağdur ailelerin Soma'da da burada da yanındayız. 20 bin dolarlık makineyi tercih edenlerin karşısına adaleti çıkarmak için buradayız."
'MİGEM BİLİRKİŞİ RAPORUNDA ASLİ KUSURLU'
Hasşekerler Madencilik'in sahibi Saffet Uyar'ın avukatlığını yapan Şeref Han ise dosyanın tefrik edilerek ikiye ayrıldığını, bu yüzden bilirkişi raporuna göre asıl kusurlu olan Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü personelinin yargılanmadığına dikkat çekti. Avukat Şeref Han, şöyle konuştu: "İçeride şu anda maden ocağının sahibi, sahanın işletmecisi, ve teknik nezaretçi ile birlikte bir kaç sanık yargılanıyor. Onun dışında da evlatlarını yitirmiş maden şehitlerimizin aileleri var. Ama içeride bir tek taraf var. İçeride hala tek taraf var. Ekmeğini toprağın altından kazarak çıkaran insanlar. Kader birliği yapmış insanlar var. Madencilik sektörü diğer sektörlere benzemez. Birlikte, işçisi, çavuşu herneyse toprağın altından ekmek paralarını kazanırlar. Peki, bu kaza, aynı tarafın hepsi buradaysa bu olayın sorumlusu, 18 evladımızın ölümünden sorumlular nerede? Bugün burada sanık olarak yargılanan herkesin ortak feryadı bu: 'Evlatlarımızın ölümüne sebebiyet veren nedir, ölümlerine sebebiyet verenler nerededir? Kimdir?' Hiç kimse, mahkeme başladı, bu soruya cevap bulundu diye düşünmesin. Cevap bulmadı. Dosya tefrik edildi, ikiye bölündü. Daha önce söylediğim gibi maden işletmeleri her sene, nerede, ne şekilde imalat yapacaklarını Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne bildirir. Bunun mutlaka uyarılması gerekiyordu: 'Yapmayın, burada çalıştığınız alanda eski bir imalat var. İşte haritalarını da gönderiyorum.' şeklinde bildirirler. Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün 'Bu eski haritaları dikkate alarak imalat yapın' şeklinde bilgilendirme yapması görevi ve yükümlülüğü var. Bu insanların acılarının dinmesi için gerçek sorumluların mutlaka bulunması lazım. Dosya tefrik edildi. Kazanın asıl sorumlusu, bilirkişi raporunda Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü personeli olduğu tespit edilmesine rağmen soruşturma devam ediyor. Ancak idarenin onların soruşturmasına izin vermesi gerekiyor. Bu toprağın insanlarının birbirine kırdırılması değil, bir daha bu toprağın çocukları ölmesin diye bu işin asıl sorumlularının buraya mutlaka getirilmesi gerekiyor."
VATANDAŞ, AÇIKLAMA YAPAN AVUKATI KAMERALAR ÖNÜNDE YALANLADI
Hasşekerler Madencilik'in sahibi Saffet Uyar'ın avukatı Şeref Han, gazetecilere açıklama yaparken bir vatandaş sözünü kesip avukatı yalanladı. Avukat Şeref Han'ın "Ermenek Cezaevini ziyaret edin ve ziyaretçi defterini bir kontrol edin. Allah rızası için talep ediyorum bunu sizden. Zirayetçi defterinde Saffet Uyar'ı neredeyse bütün maden şehitleri aileleri tarafından ziyaret edildiğini göreceksiniz." sözleri üzerine bir vatandaş "Yalan söylüyor" diyerek araya girdi. Avukat Han, bunun üzerine "Aynen böyle, gidin bakın arkadaşım. Siz, çocuğunun ölümünden sorumlu hissettiğiniz kişiyi ziyaret eder misiniz? Biz de aynı taraftayız, öldürülen taraftayız." ifadesini kullandı. CİHAN