Kendisini kötü hissetmesine sebep olduğu için olsa gerek, Meclis lokantasında bulunan 'adına gıcık olduğu' Samanyolu kebabını menüden çıkarttırmak için girişimde bulunan AKP'li vekil Mehmet Ersoy'un bu girişiminin benzeri ABD'de yaşanmış. Amerika Bülteni'nden Cemal Tunçdemir'in yazdığı yazıda bakın Amerika'daki benzer olay nasıl sonuçlanmış...
2003 yılının ilk aylarında ABD, Bush yönetiminin organize propagandasıyla tam bir ‘Irak’ çılgınlığı yaşıyordu. Bush, yönetimi Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu iddia ediyor, tartışmalı sözde delillerle bunu ‘ispatlanmış bir gerçek’ varsayıyordu. O günlerde Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu oluşturan Cumhuriyetçi milletvekilleri de, Bush yönetiminin uydurduğu ‘narrative’e karşı çıkan veya şüphe dile getiren herkesi, ülke içinde ‘vatan haini’, ülke dışında ise düşman görüyordu. Bu akıldışılıktan nasibini alanlardan biri de Fransa’ydı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında Fransa Dışişleri Bakanı Dominuque de Villepin’in, Fransa’nın, ABD’nin Irak operasyonuna destek vermeyeceğini ve savaş koalisyonuna katılmayacağını açıklaması, Bush yönetiminin ve Cumhuriyetçilerin büyük öfkesine neden oldu.
İşte o ortam, Amerikan Kongre tarihinin en ‘kara mizah’ örneği uygulamalarından birini hayata geçmesine zemin hazırladı. Temsilciler Meclisi İdare Amiri ve Ohio milletvekili Bob Ney, partidaşı North Carolina milletvekili Walter Jones’un verdiği karar teklifi üzerine, 11 Mart 2003 günü Kongre binasının üç kafeterya ve lokantasındaki ‘menü’lerdeki içinde ‘Fransız’ kelimesi geçen isimleri değiştirtirdi. En önemli kurban ise ABD’de yüzyıllardır ‘patates kızartması’ yerine kullanılan ‘French fries (Fransız kızartması)’ adı oldu. Yüzlerce yıldır kullanılan Fransız kızartmasının menüdeki adı, Bush’un ‘Irak’a özgürlük’ politikasından esinle, ‘freedom fries (özgürlük patatesi)’ yapıldı. ‘French toast(Fransız tostu)’un adı ise ‘freedom toast (özgürlük tostu)’ yapılmıştı. Milletvekili Ney yaptığı açıklamada, ‘’Bu eylemimiz, Kongre binasında, sözde müttefikimiz Fransa’ya karşı duyulan rahatsızlığın bir sembolüdür’’ dedi.
Fransa’nın Washington Büyükelçisi Nathalie Loisau ise yaptığı açıklamada, ‘’Gündemimize bile kesinlikle almayacağımız bir konu. Çok önemli bir süreçte çok önemli konular var gündemimizde. Amerikalıların patates kızartmasına hangi adı verdiği ile ilgilenecek vaktimiz yok. İki ülke arasındaki ilişkilerin de patatesten daha önemli olduğunu düşünüyoruz’’ dedi ve ekledi; ‘Zaten patates kızartmasının doğum yeri Belçika’dır, Fransa ile ilgisi yok’.
Cumhuriyetçi milletvekillerinin saçmalığına bazı restoran zincirleri de katılarak menülerini değiştirdi. Ünlü Amerikan hardal markası French’s, markalarının Fransa ile ilgisi olmadığını, aile adı olduğunu açıklayarak, tepkilerin kendilerine de sıçramasına engel olmaya çalıştı.
Bu ‘patriyotik’ akıma tepki gösterenler de vardı. California’nın Santa Cruz şehrindeki Saturn Cafe, menüsündeki patates kızartmasına, “Impeach George W. Bush fries (George W. Bush’u görevinden azledin kızartması)” adını verdi. Bütün bu yaşananların komedyenlerin diline düşmemesi olanaksızdı. Çok sayıda şakaya malzeme oldu Kongre. Örneğin komedyen Tina Fey, cumartesi gecelerinin ünlü komedi programı SNL’de, ‘’Fransızlar da missilleme olarak ‘American cheese’in (Amerikan peyniri)’ adını ‘ahmak peyniri’ olarak değiştirdi’ şakasıyla Cumhuriyetçileri alaya aldı. Belgeselci Carl Christman’ın, Amerikan tüketiciliği ve vatanseverliğini hicveden 2006 tarihli belgeselinin adı, ‘’Freedom Fries: And Other Stupidity We’ll Have to Explain to Our Grandchildren (Özgürlük Kızartması: Ve Torunlarımıza İzah Etmek Zorunda Kalacağımız Diğer Aptallıklarımız)’’ şeklindeydi.
Ancak savaş başlayıp da işler Bush yönetiminin iddia ettiği gibi gitmeyince ve dahası Irak’ta hiçbir kitle imha silahı bulunmayınca savaşa ve dolayısıyla ‘milli kızartmaya’ olan destek de eridi. 2005 yılında Gallup tarafından yapılan ankette, Amerikalılara, ‘’Fransız kızartmasının adının özgürlük kızartması yapılması, saçmalık mı, vatanseverlik mi?’’ diye soruldu. Amerikalıların yüzde 66’sı ‘saçmalıktı’ derken, yüzde 33’lük bir kesim ‘vatanseverlik’ olduğuna inanıyordu.
Kongre lokantasındaki saçmalık ise adeta bir Hollywood filmi klişesiyle sona erdi. 2005 yılında, 4 yıldır herkesin vatanseverliğini sorgulayan Temsilciler Meclisi İdare Amiri milletvekili Bob Ney’in Kızılderili bölgelerindeki kumarhanelerin işlerini takip için lobicilerden rüşvet aldığı ve yıllardır, yolsuzluklar kralı, lobici Jack Abromoff’un kirli yolsuzluk işlerini yaptığı ortaya çıktı. Suçunu kabul eden Nye, Meclis İdare Amirliği ve milletvekilliğinden istifa etti. 30 ay hapse mahkum edildi ve 2008 yılı Ağustos ayına kadar hapiste kaldı. ‘Freedom fries’ adlandırmasının mucidi olan Walter Jones ise sonradan sadece ‘keşke hiç olmasaydı’ diye pişmanlık belirtmekle kalmadı, Kongre’deki Irak Savaşı muhalifi milletvekillerine de katıldı.
Nye’in istifasından sonra Mecis İdare Amiri olan milletvekili Vern Ehlers, Kongre lokantasının menüsünü 2 Ağustos 2006 günü sessizce yeniden değiştirterek menüde normalleşmeyi sağladı. Gün içinde değişikliği öğrenen gazetecilerin soru sormak istediği Ehlers, ”Üzerinde konuşmaya değmez. Haber değeri bile yok” dedi.
Aklı başında bir yanıttı.
İşte o dönem ABD'de yaşanan Fransız düşmanlığı ve değişen tabelalar...
Amerika Bülteni