Yayımlanan akademik bir raporda Türk siyasi partilerin tamamında çok ciddi olarak lider sultası olduğu kaydedildi. 'Türkiye'de Siyasi Partiler ve Demokrasi' başlıklı raporda "Partilerde lider sultasını kurup zümrüt tahta oturanlardan, gönül rızalarıyla buradan inmelerini veya tüm siyasi kariyer ve kazanımlarını lidere borçlu olan parti oligarklarının ve milletvekillerinin demokratik uyanışını ve isyanını bekliyoruz. Mevcut partilerimizle gerçekleşmeyecek bir hülyadır bu beklentimiz" ifadeleri yer aldı.
Doç. Dr. Murat Yanık tarafından kaleme alınan 'Türkiye'de Siyasi Partiler ve Demokrasi' başlıklı rapor Özgürlük Araştırmaları Derneği tarafından yayınlandı. Raporda mevcut Siyasi Partiler Kanunu'na (SPK) dair örgütlenme özgürlüğü, finansmanın denetlenebilir ve şeffaf olması, kadın, genç, dezavantajlı grupların siyasete katılımının arttırılması, parti kapatmalarının zorlaştırılması, seçim barajının düşürülmesi, aday belirleme yönetimin demokratikleştirilmesi, parti disiplininin şeffaf ve yargıya açık hale getirilmesi, delegelik ve üyelik sisteminin düzenlenmesi gibi konularda liberal demokrasilere uygun değişiklik önerileri sunuluyor.
Raporda dikkat çeken ifadelerden bazıları şu şekilde:
"Türk siyasi partilerinin tamamında çok ciddi olarak, lider sultası vardır. Maalesef ülkemizde siyaset uzun yıllardır, her türlü menfaat, değer ve rantın dağıtımın yapıldığı ve yakınların kayırmacılığa tabi tutulduğu bir mekanizmaya, araca ve rant havuzuna dönüşmüştür. Siyasi iktidarı ele geçiren siyasi partiler kamu kaynaklarını ve her türlü değeri belirleyen, yöneten ve yeniden dağıtan bir organizasyona dönüşmüşlerdir.
KAZANIMLARINI LİDERE BORÇLU OLAN PARTİ OLİGARKLARI
Partilerde lider sultasını kurup zümrüt tahta oturanlardan, gönül rızalarıyla buradan inmelerini veya tüm siyasi kariyer ve kazanımlarını lidere borçlu olan parti oligarklarının ve milletvekillerinin demokratik uyanışını ve isyanını bekliyoruz. Kanaatimce mevcut partilerimizle gerçekleşmeyecek bir hülyadır bu beklentimiz.
MEVCUT SİYASİ PARTİLER KANUNU TAMAMEN İPTAL EDİLMELİ
Siyasi partiler, halktan kopuk oligarşik örgütler niteliğine bürünmüş ve seçmenleri temsil etme yetenekleri, son derece zayıflamıştır. Mevcut SPK, herhangi bir yasal değişiklikle veya bir uyum yasasıyla düzeltilecek durumda değildir. Bu nedenle mevcut SPK, tamamen iptal edilerek, sil baştan çağdaş bir siyasi partiler kanununun yapılması gerekmektedir.
Temelini 1982 Anayasası ve 2820 sayılı SPK'nın oluşturduğu Siyasi Partiler Hukuku, özellikle 1995, 1999, 2001 ve 2010 değişikliklerine kadar, demokrasi, özgürlük ve siyasi katılım açısından daha sınırlayıcı ve yasaklayıcı nitelikteydi. Bu değişikliklerle, eskiye oranla özgürlükçü yönde bazı yenilikler yapılmıştır. Ancak, yapılan önemli değişikliklere rağmen, bugünkü siyasi partiler hukuku, hala sivil toplum karşıtı, otoriter ve müdahaleci niteliğini devam ettirmektedir. Bu nedenle özgürlük ve çoğulculuk karşıtı siyasi partiler hukuku, daha demokratik, özgür ve katılımcı bir şekilde değiştirilmelidir.
TÜRK SİYASİ PARTİLERİ YAPI İTİBARİYLE YOZLAŞTI
Zira, günümüzde Türk siyasi partileri, hem yapı itibariyle yozlaşmış hem de önemli ölçüde işlevsiz hale gelmişlerdir. Siyasi partiler, geleneksel parti anlayışına bağlılıkları ve bunu pekiştiren bazı yasal düzenlemeler yüzünden, halktan kopuk oligarşik örgütler niteliğine bürünmüş ve seçmenleri temsil etme yetenekleri, son derece zayıflamıştır.
ÜLKEMİZDE SİYASET RANT HAVUZUNA DÖNÜŞTÜ
Maalesef ülkemizde siyaset uzun yıllardır, her türlü menfaat, değer ve rantın dağıtımın yapıldığı ve yakınların kayırmacılığa tabi tutulduğu bir mekanizmaya, araca ve rant havuzuna dönüşmüştür. Siyasi iktidarı ele geçiren siyasi partiler kamu kaynaklarını ve her türlü değeri belirleyen, yöneten ve yeniden dağıtan bir organizasyona dönüşmüşlerdir. Oysa siyasi partilerin demokratik görevi bunlar değildir.
SİYASETLE İLGİLENENLER BU ÇABAYI BİR YATIRIM OLARAK GÖRÜYOR, KARŞILIĞINI BEKLİYOR
Bu durum, hem siyasi sistemi tıkamakta, hem de siyasi partileri yozlaştırmaktadır. Dolayısıyla ülkemizde siyaset, bir kamu hizmeti aracı olarak görülmemekte; siyasetle ilgilenenler, bu çabayı bir yatırım olarak görmekte ve kısa sürede karşılığını beklemektedir. Özellikle bazı partiler tarafından siyaset, adeta "rant paylaştıran makine" gibi algılanmaktadır. Oysa siyaset, erdemli insanların birikim ve tecrübelerini ülkenin ve ulusun hizmetine sunmasının aracı olmalıdır.
SİYASİ PARTİLER OLMAKSIZIN DEMOKRASİNİN YAŞAMASINA OLANAK YOK
Günümüzde siyasi partiler olmaksızın demokrasinin yaşamasına ve işlemesine olanak yoktur. Bu nedenle demokrasiyi yaşatmak ve sürdürmek için siyasi partilerin demokratik bir iç yapıya sahip olmaları gerekmektedir. Tersi durumda, kendi içlerinde demokrasiyi uygulayamayan partilerin, ülke bazında demokrasi mücadelesi yapması gerçekçi olmayacaktır. Bundan dolayı siyasi partiler, iktidara geldiklerinde tüm toplum düzeyinde kuracakları demokratik yapının bir örneğini, parti içinde yaşama geçirmek zorundadır.
13 YILDA ÇOK AZ İLERLEME SAĞLANDI
Aslında bu gereklilik, AK Parti tarafından birçok defa hem parti hem de hükümet programlarında açıkça kamuoyuyla paylaşılmıştır. Ancak 13 yıldır iktidarda olan AK Parti, tüm bu vaatlerine ve sözlerine rağmen, bu konuda önemli bir değişim veya dönüşüm gerçekleştirmemiştir. Yine 13 yıllık bu AK Parti döneminde istendiğinde çok hızlı bir şekilde, hatta bir gecede, yasal değişikliklerin yapıldığı da görülmüştür. Ama konu siyasi partiler ve demokrasi olunca, 13 yılda maalesef çok az ilerleme sağlanmıştır.
Aslında bu noktada trajik ve yaman bir çelişkimiz vardır. O da bütün bu yanlışlıkları yapan, göz yuman veya bize reva gören partilerden bunların hepsini unutup bir anda demokrasiyi yaşama geçirmesini beklememizdir. Yani sürekli, bilinçli ve kararlı olarak parti içi demokrasiye aykırı davrananlardan, şimdi birden parti içi demokrasiyi yaşama geçirecek önlemleri almalarını ve yasal değişiklikleri yapmalarını bekliyoruz. Partilerde lider sultasını kurup zümrüt tahta oturanlardan, gönül rızalarıyla buradan inmelerini veya tüm siyasi kariyer ve kazanımlarını lidere borçlu olan parti oligarklarının ve milletvekillerinin demokratik uyanışını ve isyanını bekliyoruz. Kanaatimce mevcut partilerimizle gerçekleşmeyecek bir hülyadır bu beklentimiz."
CİHAN