Liberya’da hizmet veren Uluslararası Işık Koleji (LISS), oldu bitti ile kapatıldı. Okulda çalışan Türk ve Azeri öğretmenler ile aile üyelerinden oluşan 12 kişilik grup, Birleşmiş Milletler’in verdiği koruma belgesine rağmen zorla ülkeden çıkarıldı. Liberya’nın fahri konsolosu, Erdoğan’a hitap ettiği paylaşımda, bu konudaki çabasıyla övündü.

Uluslararası Işık Koleji, 5 milyon nüfuslu Batı Afrika ülkesi Liberya’nın başkenti Monrovia’da 15 yıldır verdiği eğitimle binlerce öğrenciyi hayata kazandırdı. Okulun hukuksuzca kapatılması ve öğretmenlerinin apar topar sınır dışı edilmesi ile sonuçlanan gelişmelerin detayına Bold Medya ulaştı.

Necdet Çelik'in haberine göre okul yöneticilerinin verdiği bilgiye göre, son bir ay içinde davetsiz misafirler okulu sıkça ziyaret etmeye başladı. Nisan başında 4 gün arayla haber vermeden okula gelen Çalışma Bakanlığı müfettişleri, kurum ve personelle ilgili daha önce bakanlığa teslim edilmiş evrakları yeniden talep etti. İkinci ziyarette bir salonda toplanan yerel personele gözdağı verildi.

Birkaç gün sonra Çalışma Bakanlığı’na çağrılan okul yetkililerine bu kez yarı yıl raporu olmadığı söylendi. Tedbirli giden okul yöneticileri, raporu çantadan çıkarıp yetkiliye teslim etmek istedi. Ancak yetkili sözü değiştirdi, evrakı almadı.

Çok geçmeden okula Göçmen Bürosu’ndan olduğunu söyleyen yeni bir ekip geldi. Heyetin başındaki Patrick Dolo’nun gösterdiği kimlik, Ulusal Güvenlik Servisi’ne (NSA) ait idi. Kimlik doğrulaması yapmak istediğini beyan eden ekip, ısrarla yetkisini kullanarak yabancı öğretmenlerin pasaportlarını topladı. Ertesi gün geri verme sözü, her gün yapılan telefon görüşmelerine rağmen bir hafta boyunca gerçekleşmedi.

18 Nisan’da öğretmenlerin beraber konakladığı rezidansa, bu kez NSA Müdür Yardımcısı Ernest Tarpeh’in yönettiği ekip geldi. Tarpeh, bir tebligat için öğretmenleri Güvenlik Servisi binasına davet etti. Avukatla ve hükumet sözcüsü ile görüşen okul yöneticileri, yazılı tebligat isteyince ekip geri döndü.

19 Nisan akşamı, öğretmenlerin rezidansına bu defa operasyonel grup, iki minibüsle birlikte geldi. Acilen tüm aile fertlerini aşağı çağırdılar. Herkesi minibüse doldurup şoföre, ‘patrona gidiyoruz’ komutu verdiler. İftar hazırlığında olan aileler, yanlarına kişisel eşya alamadan Güvenlik Servisi binasına götürüldü. Burada 3 saat aç susuz tutulan Türk ve Azeri vatandaşlardan oluşan 12 kişilik grup, Monrovia Havaalanı’na götürüldü.

Öğretmenler ve çocukları, ertesi sabah 07.30 uçağıyla ülkeden çıkarıldı.

LISS Koleji öğretmenlerinin başına gelenlerin arka planına, istihbaratçı Patrick Dolo’nun sözleri ışık tutuyor. Okula ilk gelen istihbaratçı ekibin başındaki Patrick Dolo, Türk idareci ile girdiği tartışma sırasında bir itirafta bulundu. Okul yöneticisinin Bold Medya’ya anlattığına göre Dolo, “Sizin durumunuza deport denmez. Dense dense yasa dışı beyaz insan ticareti denir’’ ifadelerini kullandı. Dolo, Türk öğretmene şu nasihatte bulundu: “Yabancı olduğuna şükret, sınır dışı edildiğine sevin. Senin için hiçbir şey yapamayız.”

Benzer bir itiraf da Liberya fahri konsolosu Selahattin Yılmaz’dan geldi. Gelişmeyi “hayırlı haber” olarak sosyal medya hesabından duyuran Yılmaz, gösterdiği çabayı şu sözlerle AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a takdim etti: “Tarafıma naçizane görevlendirmede buyurduğunuz diplomat kimliğimle şahsım adına ülkeme böylesi bir görevde bulunmaktan, hizmet vermiş olmaktan onur ve gurur duyarım.”

Uluslararası Işık Koleji öğretmenlerinin ülkeden çıkarılması, Liberya medyasında geniş yankı buldu. Front Page Africa adlı portal, Türkiye’nin ülkeye yapacağı yatırımın ilk şartı olarak öğretmenlerin sınır dışı edildiğini yazdı. Liberya Cumhurbaşkanı George Weah’ın son üç ayda Erdoğan’la yaptığı görüşmelere atıf yapan haber portalı, 12 Mart’ta Antalya’da düzenlenen toplantıya dikkati çekti. Türkiye-Afrika yatırım toplantısında Weah ile görüşen Erdoğan, çok önemsediği Liberya ile güvenlik, ticaret ve eğitim alanlarında işbirliğini geliştirmek istediğini açıklamıştı. Bu hedef doğrultusunda 30 Nisan’da Liberya’dan bir heyet Ankara’da ağırlanacak.

Türk ve Azeri öğretmenlerin götürülüş anlarına okulun yerel öğretmenlerinden Ousman L. Kallay tanık oldu. Tüm güvenlik birimlerini olaydan haberdar eden Kallay, yazılı bir dilekçe ile durumu resmiyete kavuşturdu. Kallay, dilekçesinde tanıklığını şu sözlerle anlattı: “19 Nisan akşamı rezidansa döndüğümde bahçede bir grup insan gördüm. Kim olduklarını sorunca beni ‘hareket etmemem ve telefona elimi uzatmamam’ yönünde tehditvari ses tonuyla uyardılar. Bahçeye plakasız ve camları karartılmış iki büyük araç girdi. Tüm yabancı öğretmenleri çocuklarıyla birlikte içine doldurup saat 19.20 civarında ayrıldılar.”