Yem ve damızlık hayvan fiyatlarındaki artış nedeni ile et fiyatları yılbaşından bugüne kadar yüzde 20 oranında zamlandı. Ramazan ayının yaklaşması ile kuşbaşı etin kilosu 40 lirayı gördü.
Ocak ayında dana kıymanın kilosu kasaplarda 30 liradan satılırken bugün 37 liradan, dana kuşbaşı ise 31 liradan satılırken bugün 40 liradan satışa sunuluyor. Uzmanlara göre et fiyatlarında birçok etken olduğu ancak en önemlisinin dolarda yaşanan artış şeklinde açıklıyor. Yemi dolar üzerinden satan fabrikalar önceden aldıkları stoktaki yemleri güncel döviz kurlarından piyasaya sürmesi üreticiyi olumsuz etkiledi. Üretici yemi geçen seneye göre neredeyse 2 katına almak zorunda kaldı.
Balıkesir'de Türkiye'nin en modern büyükbaş hayvan üretim tesisini kurduklarını bu sebeple et fiyatlarının yükselmesinin kendilerini de olumsuz etkilediğini belirten Cüneyt Asan, şöyle konuştu: "Et fiyatlarında ülkemizde çok büyük sıkıntılar var. Ülke olarak pahalı et tüketiyoruz. Bu aslında aşılamayacak bir sorun değil. Etin pahalı olmasının nedenlerinde birisi hayvan besleme mantığında yapılan yanlışlıklar. Bugüne kadar ülkemizde 'süt ırkı hayvanlar et ırkı' yapılmış. Yani süt veren hayvan kesilerek et ihtiyacı giderilmeye çalışılmış. En büyük sıkıntıyı buradan yaşamış ülkemiz. Süt ve et ırkı hayvanı aynı koşullarda aynı miktarda yemle beslediğinizde süt ırkı hayvan günde 600 gram alırken, et ırkı hayvan 1 kilo 600 gram alıyor. Süt ırkından olan Holstein cinsi hayvanı beslemek yerine et ırkı olan Simental ve Montofol cinslerini beslemeye başlarsak bütün bu sorunlar 3 yılda çözülür. Ama şuan maalesef süt üreticilerinin baskısı nedeniyle bu yapılamıyor. Halbuki biz çok fazla süt tüketen bir ülke değiliz sütümüz kullanım oranına göre fazla bile."
'RAMAZAN ÖNCESİ FİYATLAR TAVAN YAPTI'
Zincir marketlere et temin eden Kasap Demir firması sahibi Cemal Küçük ise konuyu şöyle değerlendirdi: "Et fiyatlarıyla ilgili asıl artış Eylül ayında başladı ve yükselerek devam etti. Ramazan öncesi de tavan yaptı. Fiyatların artışını tetikleyen en önemli etken yada sektörün en önemli sorunu yem ve damızlık fiyatlarının çok yüksek olması. Ayrıca işçilik maliyetlerinin de yüksek olmasını ve uygun ırkların profesyonel bir şekilde işlenememesini yani rantabıl olmayan hayvanların tercih edilmesini de buna ilave edebiliriz. Biz firma olarak al-sat yapıyoruz et fiyatlarının yüksek olması bizim perakende satışlarımızı daha da aşağılara çekiyor. Zam demek et alan vatandaşın daha az almasına az alnında hiç almamasına neden olduğu için bizimde satış miktarlarımız azalıyor. Bizim gibi kurumsal firmalar yani girdisi çıktısı belirli olan firmalar şu an yaşanan son zamlardan sonra para kazanıyor diyemeyiz. Birçok tesislerimiz var bunlarda çalışan onlarca kişi var maliyetler aynı ama karımız giderek düşüyor. Ete zam geldi diye elemandan yada tesislerimizden eksiltmeye gitmiyoruz. Kendi kaynaklarımızla idare edebildiğimiz yere kadar edeceğiz. Biz yapmazsak bu işleri başkaları merdiven altında yapar. Bu da hem vatandaşın sağlığına hem de ekonomiye büyük zararı olur. Şimdi mesela kara kara düşünüyoruz önümüzde Ramazan ayı var. Şu an balık piyasadan çekildi. Piknik sezonu da açılacak ilerleyen aylarda bu nedenle fiyatların 2-3 puan daha yükselmesi söz konusu o zaman satışlarda yine düşme olacak. Şu an için dana kesimleri 23 lira civarında tezgâha gelene kadar fiyat 30 liralara geliyor. Bizim 30 lira civarında sattığımız eti Et ve Süt Kurumu fiyatları bir dengede tutmak adına 24 liradan kilo satışı var. Bu yapılan tüketiciye yönelik doğru bir politika olabilir ama diğer tarafta bizler gibi et sektörü içerisinde olan firmalar için ise doğru olmayan bir politika. Devlet 24 liradan zararına satış yaparak, zarar bütçesi oluşturarak fiyatların yükselmesine kendince çare üretmeye çalışmış. Ama bu durum bizim gibi satıcıları zor durumda bırakıyor. Ben paramı kolaycılığa kaçıp kar marjı yüksek sektörlere yatırsaydım şuan çok farklı olurdu. Türkiye'deki en zor ve riskli olan sektörlerin başında et sektörü geliyor." CİHAN