Parti kapatma ve milletvekili dokunulmazlığı konusunda görüşleri sorulan Kurtulmuş, şu cevabı verdi: "Parti kapatmalarının Türkiye'nin siyasetine en ufak katkı sağlamadığını geçmiş dönemdeki uygulamalardan gördük. Milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılmasının da sonuç alıcı mahiyette olmadığını gördük. Terörün sona erdirilmesinde en büyük sorumluluk HDP'nin üzerine düşüyor. Demokrasinin dilini ve yöntemini kullanmaları gerekiyor. Kendilerine 'bize barışı getirirler mi' ümidiyle oy veren kitlelerin taleplerinin göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Türkiye'de hiç kimse terörü desteklesinler diye kimseye oy vermedi. Kimseye demokratik yolların dışında bir siyaseti yolu arasınlar diye oy vermedi. Terör örgütüne arka çıksınlar diye kimseye oy vermedi. HDP'de siyaset yapanlar, barışın diliyle konuşmaya, Türkiye'de demokratik kural ve yöntemlerin işletilmesine azami gayret göstermelidirler. Parlamento içinde hangi fikri dile getireceklerse getirsinler. Parlamento dışında demokrasi dışı yollarla Türkiye'nin birlik ve dirliğini bozmaya, Türkiye'nin parçalanma süreci içerisine sürüklenmesini sağlayacak sözlerden, eylemlerden, işlerden kaçınılmalıdır. Türkiye bütün gelişmelerini demokrasini geliştirdiği dönemde sağlamıştır. Türkiye hiçbir zaman antidemokratik ortamların var olduğu dönemlerde ne ekonomik olarak ne sosyal olarak ileri gitmedi. Ne zaman demokratik, hukuki atılımlar attı o zaman Türkiye gelişti. 

Hendek siyasetinin yanında durarak, hendek siyasetine destek vererek, hendek siyasetini ortaya koyan unsurları meşru hale getirmeye çalışarak, Türkiye'de siyaset yapılamaz. Prensip itibariyle parti kapatmalara da milletvekillerinin milletvekilliklerinin düşürülmesine de karşı olduğumuz her platformda dile getiriyor. Biz sorumluğumuzu yerine getirirken HDP'nin de demokratik sorumlulukları yerine getirmek, üzerlerine düşen önemli borçtur.”

Kurtulmuş, İran ile Suudi Arabistan arasındaki gerginlik konusunda ise iki ülkeyi teenni ile hareket etmeye çağırdı. İran ve Suudi Arabistan'ın İslam dünyasının iki önemli ülkesi olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "İsteriz ki şuana kadar yaşanmakta olan bu gerilimden her iki ülkenin de çıkmasını isteriz. Bölge ateş çemberine dönmüştür. Her iki tarafta teenni içinde hareket etmeleri gerekir. Hasmane tutum içinde olmaları bölgeye ve iki ülkeye zarar. Siyasi idam cezalarının uygulanmasının bölge barışına katkısı olmayacaktır. Siyasi idam cezalarına karşıyız. İki ülkeye de teenniyi tavsiye ediyoruz. Herkesin evrensel İslam toplumunun parçaları olduğunu unutmamalılar. Evrensel İslam toplumunun içinde farklılıkların ortadan kaldırılması, ülkeler arasındaki siyasi gerginliklerini ortadan kaldırılmasını tavsiye ederiz. İran ve Suudi Arabistan halkı dostumuz ve kardeşimizdir." şeklinde konuştu.

Kurtulmuş, 2010 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle ilgili, kişisel verilerin korunması konusunda değişiklik düzenleme yapıldığını, bununla ilgili kanun tasarısının hazırlandığını ve Meclis'e sevk edileceğini söyledi. Düzenlemenin hayata geçmesiyle fişlemelerin sona ereceğini ifade eden Kurtulmuş, vize muafiyetiyle 9 maddenin de kişisel verilerin koruması ile ilgili olduğunu hatırlattı. Kurtulmuş, düzenlemenin yasalaşmasıyla birlikte fişleme ile ilgili endişelerin rafa kalkacağını ve kişisel verilerin yasal olarak bir kurum tarafından izleneceğini ifade etti.