Gedikağaoğlu, normal koşullarda derelerin temmuz ayına kadar aktığını, ancak bu yıl mayıs girmeden derelerin kurumaya başladığını bildirdi. Gedikağaoğlu, şunları söyledi: ''Bu sene kar ve yağmur yağışı az oldu. Dağlarda kar olmadığı için dereler de kuruyor. Toprak ve otlar da erkenden kuruyacak. Özellikle maki florası barut gibi olacak. En ufak bir kıvılcım ormanlarımızı yok eder. Temmuz ve ağustos aylarında küçük yağışlar olmazsa bu yaz orman yangınları açısından çok zor geçecek. Bu nedenle yangın söndürme helikopterlerimizi bu yıl erkenden getiriyoruz.'' -HALKIMIZ BİLİNÇLİ OLMALI- Antalya'nın yüzde 55'inin ormanlarla kaplı olduğunu belirten Gedikağaoğlu, halka büyük iş düştüğünü belirterek ormanlarda ateş yakılmamasını istedi. 250 köyde mühendislerle halkı bilinçlendirme çalışmaları yaptıklarını, tiyatrolarla gençleri ve çocukları eğittiklerini anlatan Gedikağaoğlu, şöyle devam etti: ''Vatandaşlarımız yangını fark ettiklerinde hemen 177 numaralı ücretsiz orman yangını ihbar hattını arasınlar. En yakın yerleşim birimini harekete geçirsinler. Ellerindeki imkanlarla biz ulaşana kadar alevleri söndürmeye gayret etsinler. Varsa kendi tankerleri ya da araç yangın söndürme aletleriyle, kürekle, tırmıkla mücadele etsinler, ama hayatlarını tehlikeye atmasınlar.'' Yangın esnasında halkın, orman görevlilerinin koordinesinde çalışmasının önemine değinen Gedikağaoğlu, kendileri için en önde gelen şeyin güvenlik olduğunu kaydetti. Geçen yıl Kaş'taki yangında ekiplerle koordineli bir şekilde çalışmayan bir vatandaşı alevlerin arasından güçlükle kurtardıklarını ve yangın söndürme helikopterinin 2 saat süresince yangınla mücadele edemediğini ifade eden Gedikağaoğlu, herkesi dikkatli olmaya çağırdı. /<-''ATEŞ VE DUMANLA MESAJ OLMAZ''- Orman yangınlarının yüzde 15'inin yıldırımlar sebebiyle, yüzde 85'inin ise insan kaynaklı nedenlerle çıktığına işaret eden Gedikağaoğlu, özellikle kırsal bölgelerde anız yakılmasının önüne geçilmesi, bahçe ve bağlardan temizlik amacıyla kesilen otların ise kış aylarında yakılması gerektiğini söyledi. Kendileri hakkında tutanak tutan ya da ceza kesen orman muhafaza memuruna kızan bazı vatandaşların kasıtlı olarak orman yaktığını kaydeden Gedikağaoğlu, ''Yasal olmayan işlem yapan ve halkı huzursuz eden memurları gelin bana şikayet edin, kapım herkese açık, ya da mektup gönderin. Ama ateş ve dumanla mesaj iletilmez. Zaten biz de bu mesajları anlayamıyoruz'' dedi. Köylerde otokontrol sistemi olması gerektiğini de belirten Gedikağaoğlu, muhtarların ve ihtiyar heyetinin duyarlı olması ve vatandaşları uyarması gerektiğini ifade etti. Gedikağaoğlu, ''Orman yangınında milli servet yok oluyor. Bazen yangınlar yerleşim birimlerine de sıçrıyor; vatandaşın malı ve canı tehlikeye giriyor'' diye konuştu. -''DAHA FAZLA UÇAĞA İHTİYACIMIZ VAR''- Bu yıl, biri idari kullanım ve muhabere amaçlı olmak üzere toplam dört helikopter, Türk Hava Kurumundan da 4 uçak kiralayacaklarını kaydeden Gedikağaoğlu, 2 helikopterin Düzlerçamı'nda birinin Finike'de, uçakların ise Antalya'da bekleyeceğini söyledi. Ekiplerini dünya standartlarında giysi ve ekipmanlarla donattıklarını ifade eden Gedikağaoğlu, daha fazla uçağa ve helikoptere ihtiyaç bulunduğunu ancak maliyetlerin çok yüksek olduğunu belirtti. Her yıl 200 civarında yangın çıktığını vurgulayan Gedikağaoğlu, ''Antalya Bölge Müdürlüğü olarak geçen yıl orman yangınıyla mücadeleye 14 milyon YTL harcadık. Bir önceki yıl da 14 milyon YTL masraf yaptık. Bir saatlik helikopter kullanmamızın bedeli yaklaşık 5 bin YTL'' dedi. -''TÜRK İTFAİYECİSİ ÇOK BAŞARILI''- Türkiye'nin, Akdeniz havzasında yangınla en başarılı mücadele eden ülke olduğunu vurgulayan Gedikağaoğlu şöyle konuştu: ''Biz yangınla, belirsiz bir düşmanla savaşır gibi savaşıyoruz. Saate göre, havanın durumuna göre düşman şekil değiştiriyor. Diğer ülkeler yangını genelde uçaklarla söndürmeye çalışıyor. Biz bizzat hortumumuzla yangının önünde duruyoruz. Kuşatma ve sıkıştırma hareketiyle savaşıyoruz. İstatistiklere göre, yangın sayısına oranla yanan orman alanında biz daha başarılıyız. Çünkü biz yangınla göğüs göğüse muharebe ediyoruz, bu yüzden başarılıyız. Tabii ki tedbirli oluyoruz. Alevlerin neresinde nasıl durulması gerekiyor bunları iyi biliyoruz.''