Hürriyet'ten Fulya Soybaş'a konuşan İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Arslan, koronavirüs nedeniyle bu yıl Kurban Bayramı'nda daha çok önlem alınması gerektiğini belirterek 20 gün boyunca yaşanacak insan trafiğine dikkat çekti.
Arslan, "16 Temmuz itibarıyla kurbanlıklar pazara inmeye başlayacak. Kars'tan tutun da Ağrı, Erzurum gibi birçok bölgeden İstanbul'a araçlarla hayvanlar ve sahipleri gelecek. Bu başlı başına bir risk. Oysa kurban nerede kesilirse kesilsin kurbandır. Gelin riske girmeyelim. Kurbanımızı büyükşehirlere getirilmeden vekalet ile oldukları yerde kestirelim" dedi.
'Pazarlık yapmaya, çoluk çocuk gezmeye gelenler var'
Resmi kayıtlara göre geçtiğimiz yıl İstanbul'da yaklaşık 150 bin, Türkiye genelinde ise 3.5 milyon kurban kesildiğini belirten Arslan, "Bir bu kadar da sokak ortasında yapılan kaçak kesim var. Bunlar nasıl denetlenecek? Her kurbanın satışı, kesimi ve dağıtımı ile aile bireylerinin teması da düşünülürse yaklaşık 1 milyon kişi bulaş açısından risk altında olabilir" diye konuştu.
Kurbanlar satışa çıktığı andan itibaren, 15 gün boyunca satış alanlarına binlerce kişinin adeta hücum edeceğini söyleyen Arslan, "Pazarlık yapmaya, çoluk çocuk gezmeye gelenler var. Bu trafiğin denetim ve randevu ile sınırlandırılması şart. Satış ve kesim yerlerindeki kapasite de yarı yarıya düşürülmeli" ifadesini kullandı.
'Hayvan kesimi 3 güne yayılmalı ki insan trafiği azalsın'
Prof. Dr. Arslan, riski en aza düşürmek için çözüm önerilerini şöyle anlattı:
"Herkese maske şart. Gerekirse galoş ile giriş-çıkış yapılmalı. Bizde adettendir, pazarlık sırasında tokalaşılır. Pandemi geçene kadar bu adeti rafa kaldırmak lazım. Pazarda hayvanı beğendiniz ve aldınız diyelim. Hayvanın kulağındaki küpeye bakarak kesim için anında randevu verilmeli. Yani hayvan pazardan hiç çıkmamalı. Herkes kurbanı ilk gün kesilsin istiyor. Oysa kesim 3 güne yayılmalı ki insan trafiği azalsın. Hayvanı kesmeden ve kestikten sonra veteriner hekim muayenesi yapılmalı.”
Prof. Dr. Özlü: Bayram sonrası gelecek rakamlardan endişeliyim
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü de Kurban Bayramı'nın Ramazan Bayramı’na göre hayli farklı geçeceğini belirterek, şunları söyledi:
"Geçtiğimiz bayram namaz kılınmamıştı, bu bayram kılınacak. Yine geçen bayramda sokağa çıkma kısıtlaması uygulandı, bu bayram ise şimdilik öyle bir yasak öngörülmüyor. Bu da aile arası kalabalıklaşmanın yaşanacağı anlamına geliyor ki buna bir de kurban kesimi telaşını ekleyin. Neden endişeli olduğumu anlarsınız. Umarım yaşanmaz ama bayram sonrası gelecek rakamlardan endişeliyim."
Özlü, "Kurban satış ve kesim alanları kolaylıkla kontrol edilebilecek yerler değil. O telaşın içinde insanlar kendini kaybediveriyor. Acelecilik mi, diyelim heyecan mı diyelim, bir an önce kendi kurbanı kesilsin istiyorlar. Kesim alanlarının ne kadar sıkı kontrolde tutulduğu bu işin kilit noktası olacak. Mesela kafasına esen kurban kesim alanına girememeli. Randevu ile insanlar içeri alınmalı. Girenler maskeli olmalı, mesafe korunmalı. Kurban kesim alanlarının sayısı mutlaka arttırılmalı ki sokak ortasında kaçak kesimin de bir nebze önüne geçilsin. Meydanı amatör kesimlere bırakmamak lazım. Bu konuda yerel yönetimlere çok iş düşüyor" dedi.
'Virüs akraba tanımıyor'
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımladığı kuralları hatırlatan Özlü, bir öneride de bulundu: "Vekalet üzerine kurban kesiminin cazip hale getirilmesinde fayda var. İnsanlar kendi kurbanlarını kendileri kesmesin. Versin Diyanet'e, isteyen etini alsın, isteyen dağıtsın. Diyanet bunu koordine ederse risk bir miktar düşmüş olur."
Özlü bayramlaşma ritüeline de dikkat çekerek “Aile içinde maske-mesafe kuralına dikkat edilmiyor ama unutmamak lazım, virüs akraba tanımıyor” ifadesini kullandı.