Adnan
Menderes, devamlı gülen yüzüyle, bitmeyen enerjisiyle ve farklı fikirleriyle her gün kendini yenileyen veli mizaçlı bir
hizmet dervişi… O
halkı “Hasolar, Memolar,” “ayak takımı,” “Fasafiso Vatandaşlar” diyerek tanımlayanlara inat, onları bağrına basan bir halk kahramanı. O bazen bir
baraj, bazense bir
fabrika açılışında hitabetiyle yüz binleri toplayan bir
siyasetçi.
Adnan Menderes, yani Türkiye’nin her alanda
kalkınma hamlesini başlatan aksiyon insanı…
Küçük
Aydın Menderes’in, yani bütün bu anlara tanıklık eden çocuğun, babasına dair büyük rüyaları var. Menderes,
toprak gibi içten olan babasını bize anlatan
yanık gönlünü bu kitapta okuyucuya açıyor. Menderes, bize o günkü şartlarda bir başvekilin özel hayatını, rüyalarını, emelleri aktarıyor. Bazen heyecanlandırıyor, bazen ağlatıyor. Onun hikâyesi Türkiye’nin
demokrasi hikâyesidir.
Kitapta Türkiye’nin hüzünlü ama gururlu demokrasisinin ve kalkınma hamlesinin serencamını okuyacaksınız. 15 ay Yassıada’da kalmış bir başbakanın acılarını ve hüzünlerini, içinde bulunduğumuz sonbaharı yaşar gibi yaşayacaksınız. Çarıktan lastiği geçerken Türkiye’nin
medeniyet hamlelerini bir çocuğun
gözyaşı karışmış kelimelerinde okuyacaksınız. Türkiye’nin ekonomi ve dış
politika tarihi hakkında farklı bir perspektif kazanacaksınız.
Kitabın sayfaları boyunca o günlere dönüp gündelik hayat ile hemhal olacak, kendinizi o günlerde sokaklarda ve siyaset koridorlarında dolaşan, yaşayan bir insan gibi hissedeceksiniz.
Ulus Meydanına insanların kravatsız alınmadığı bir dönemden sokakta herkesi kucaklayan bir başvekile geçişin heyecanını yaşayan büyümüşte küçülmüş bir çocuğun anıları aktarılıyor kitapta... Kaderi değişen ülkenin güzel günlerini, Türk
Sanat Müziğinin bir değer olduğu zamanları,
Eyüp Sultan Hazretlerine yapılan ziyaretleri ve tüm bunlarla iç içe geçmiş bir başvekili, dönemin en yakın tanığın gözünden tekrar hatırlatıyor.
Arapça Ezan yasağını kaldıran, radyolara dini programlar yapılması emrini veren, düşünce suçlarını af eden (ki bunlarının içinde Nazım Hikmet’i de saymamak olmaz), 2. Abdülhamit’in hanımı ve kızını Türkiye’ye getiren,
Eyüp Sultan’ın Türbesini düzenli olarak ziyaret eden bir başvekilin hikâyesi, sizin alıştığınız Adnan Menderes fotoğrafında radikal değişikliklere sebep olacak.
Adnan Menderes’in en özel duygularının ve mutluluklarının yanı sıra, İstanbul’un imarına da tanıklık edecek,
Münir Nurettin Selcuk’un, Yesari Asım
beyin radyonuzda çaldığını hissedeceksiniz. Ve nihayet 27
Mayıs’a gülenlere ve ağlayanlara tanıklık edeceksiniz.
Türkiye’nin yakın tarihini bir
roman tadında okumak istiyorsanız, bu kitap tam size göre…