ABD'de ayrımcılığın en şiddetli olduğu dönemlerde kapılarını siyahi müzisyenlere açarak adını caz tarihine yazdıran
Türkiye'nin
Washington Büyükelçiliği, geçen yıl Amerikalıların gönlünde taht kuran ''Ertegün
Caz Serisi''ni bu yıl da devam ettirerek, Amerikalı caz severlerin vazgeçilmez mekanı olmayı sürdürüyor.
1940'lı yıllarda, aralarında daha sonra dünyanın en tanışmış müzisyenleri haline gelen bir grup siyahi caz sanatçısının enstrümanlarından çıkan nağmelerin yankılandığı
büyükelçiliğin tarihi ve görkemli rezidansı, Washington'da yeniden cazın merkezi olmaya devam ediyor.
Siyahi müzisyenlere kapılarını açan o dönemki Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Mehmet
Münir Ertegün'ün oğulları Ahmet ve Nesuhi Ertegün'ün anısını yaşatmak için düzenlenen serinin bu yılki ilk konserinde ünlü caz grubu The Roy Hargrove Beşlisi sahneye çıktı.
Trompette Roy Hargrove, basta Ameen Saleem, davulda Quincy
Philips, saksafonda Justin Robinson ve piyanoda Sullivan Fortner'dan oluşan grup, gecede sunduğu eşsiz
müzik ziyafetiyle izleyicilerden tam not aldı.
Washingtonluların yine her zaman olduğu gibi çok yoğun ilgi gösterdiği konseri, ABD Kongresi üyeleri John Conyers, Jim McDermott ve Maxine Waters, ABD
Dışişleri Bakanlığı'nın Uluslararası Dini
Özgürlükler Özel Temsilcisi Suzan Johnson Cook, bazı
yabancı misyon şefleri ile çok sayıda seçkin konuğun aralarında yer aldığı kalabalık bir davetli grubu izledi.
''
Türk Büyükelçiliği bizim için hep güvenli
bölge oldu''
Türkiye'nin Washington Büyükelçisi
Namık Tan'ın açılış konuşmasıyla başlayan gecede, Smithsonian
Ulusal Afrika-
Amerikan Tarihi ve Kültürü Müzesi Başkanı Lonnie Bunch da bir konuşma yaparak, Afro-Amerikan Tarihi Ayı'nda böylesine anlamlı bir konsere katılmaktan onur duyduğunu ve bugünün kendileri için özel bir gün olduğunu söyledi.
Türk Büyükelçiliğinin kendisi için özel bir önemi bulunduğunu ifade eden ve bununla ilgili bir anısını anlatan Bunch, şöyle konuştu:
''1970 yılında Howard Üniversitesi'nde birinci
sınıf öğrencisiydim. O yıllarda Washington çok farklı bir şehirdi. Şehirde bir Afro-Amerikalının gidemeyeceği bölgeler vardı. Hiç unutmuyorum; Howard'daki öğrencilik hayatımın daha ilk haftasıydı, bana, 'bu şehirde senin için tehlikeli olabilecek durumlarla karşılaşacaksın, dolayısıyla kendine dikkat etmelisin. Eğer Dupont Circle civarındaysan ve birşey olur da kendini tehlikede hissedersen, hemen Türk Büyükelçiliğine kapağı at' demişlerdi. Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği bizim için hep
güvenli bölge olmuştu. Şimdi de öyle, ama şimdi aynı zamanda caz severler için de bir güvenli bölge. Burada olmaktan onur duyuyorum, çünkü burası, bir zamanlar bu şehir için çok anlam ifade eden ve hala da ifade etmeye devam eden bir yer. Sayın Tan, bu geleneği sürdürdüğünüz için size çok teşekkür ederim''.
''
Ertegün Caz Serisi'' bu yıl da
Jazz At Lincoln Center'ın işbirliğiyle düzenleniyor.
Büyükelçilik rezidansı ile caz müziği arasındaki tarihi bağ
''Ertegün Caz Serisi'' konserleri, ırkçılığın ''hayal edilemeyecek kadar katı'' olduğu, siyahilerin mekanlara arka kapıdan alındığı ve birçok yerde beyazlarla yan yana oturamadığı 1930 ve 1940'lı yıllar Washingtonunda Büyükelçilik kapısını caz müzisyenlerine sonuna kadar açan Türkiye'nin ikinci Washington Büyükelçisi Münir Ertegün ile oğulları Ahmet ve Nesuhi Ertegün'ün anısına veriliyor.
Nesuhi ve Ahmet Ertegün, ırk ayrımcılığı nedeniyle siyahi vatandaşların şehrin büyük bölümüne giremediği dönemde onlarca siyahi caz sanatçısına prova yapmaları için Büyükelçilik Rezidansının kapılarını açmış, daha sonra ABD'nin en büyük plak şirketlerinden Atlantic Records'u kurarak, Ray Charles, Jesse Stone, Ben E. King, Neil Young ve Aretha Franklin gibi isimlerin meşhur olmasını sağlamıştı.
O dönem bir güneyli
senatör, öfkeyle, Büyükelçi Ertegün'e bir
mektup göndererek, ''Herkes bu siyahların ne olduğunu ve nasıl muamele edilmesi gerektiğini biliyor ama siz bunları ön kapınızdan sürekli içeri alıyorsunuz. Bu garip bir durum değil midir?'' sorusunu yöneltirken, Büyükelçi Ertegün senatörü hayretler içerisinde bırakan şu cevabı verdi:
''Evet, biz ön kapıdan alırız dostlarımızı her zaman, siz de gelirseniz kabulümüzsünüz ama arka kapıdan alır, ağırlarız.''
Türkiye'nin Washington Büyükelçisi
Namık Tan, Washington'daki görevine başladıktan hemen sonra bu hatırayı canlandırmak ve ABD tarihinin sorunlu bir döneminde Türkiye'nin siyahi Amerikalılara verdiği desteği en geniş şekilde kamuoyunun dikkatine getirmek amacıyla Jazz at Lincoln Center ile işbirliğine giderek Afrikalı-Amerikalı müzisyenlerle beyaz sanatçıların birlikte sahne aldıkları caz konserlerini yeniden hayata geçirdi.