Son günlerin en çok konuşulan konusu "kıyamet"e dair özel yazı dizimiz devam ediyor. Geçtiğimiz hafta kıyametin ne zaman kopacağı hakkında Kur'an'da yer alan bilgileri paylaşan eğitimci-yazar Prof. Dr. Osman Çakmak, Samanyoluhaber.com'daki köşe yazısında bu kez de "Karadelik kıyameti ve öteki alemler"i ele aldı.
İşte Çakmak'ın yazısından bir bölüm....
Galaksi Merkezinde Süper Karadelik
Galaksi çapında Kıyamete yol açabilecek karadelik aslında galaksinin merkezinde bulunuyor. Galaksimizin güneşi diyebileceğimiz ve galaksinin çekim merkezi ve odağı süper karadelik hakkında neler biliyoruz?
Hayat yeryüzünde sorunsuz bir şekilde devam ederken aslında galaksimizin merkezi kainatın en şiddetli olaylarının cereyan ettiği yerlerdir.
Astronomik olarak bakışlarımızı Samanyolu'nun merkezine çevirdiğimizde orada olağanüstü hareketlilik dikkatimizi çeker. Burada neler oluyor acaba? Oradaki gaz ve toz bulutları ve hatta
yıldızlar neden öyle olağanüstü süratte dönüyorlar? Samanyolu merkezindeki gök cisimlerinin beklenenin çok çok üzerindeki süratlerinin kaynağı ne olabilir ki? Bu hıza göre onlar uzaya fırlamalıydılar.
Orada çok büyük bir çekim odağı olduğu belli. Hiç bir büyük kütleli yıldız bu sürati sağlayamayacağına göre orada bir karadelik bulunuyor. Ama ışınlar yolu ile karadelikleri inceleme yolu kapalı. Yapmamız gereken karadeliğin etrafındaki gök cisimlerinin davranışlarından dolaylı olarak karadeliği araştırma yoluna gitmek.. Pekala ama ne var ki yoğun gaz ve toz kümeleri karadeliğin cisimlere uyguladığı etkileri de gözlemlemeyi zorlaştırıyor.
Bunun üzerine araştırmacılar
Kızıl ötesi ve Röntgen ışınları spektroskopisi ile işe koyuldular. "Astronomi ile ilk uğraşmaya başladığımda galaksimizin merkezinde süper kütleli bir kara delik olacağını hiç düşünmemiştim'' diyordu ünlü Astronomi
bilim adamı Prof. Andrea Ghez. Andrea çalışmalarını derinleştirmek için Hubble'dan daha güçlü bir
teleskop kullanma ihtiyacı duydu. Kullandığı "The Cap Teleskop'' 4570 metre kadar yükseklikte Marokea dağında çalışmaya başladı. Kep teleskobu dünyadaki en büyük bir optik teleskop. 32 ft çapında bir
aynası var. 36 parça aluminyumla kaplanmış ve çok iyi cilalanmış camdan meydana geliyor.
Yeni teleskop, fotonlar çok daha iyi ve yoğun bir şekilde toplayabiliyor ve çok detaylı şeyleri görmeye imkan veriyor. Astronom Andrea Ghez, teleskobunu Samanyolu'nun kalbindeki yıldızlar üzerine odakladı. Oradaki bir kısım gök cisimlerinin hızları saniyede 1000 km. Bu merkezden uzakta kalan yıldızlarınkine göre çok yüksek bir hız değeri. Gözlenen yıldızlar, galaksinin merkezine 200 ışık yılı mesafede. Saniyede 1000 km hızla hareketi ancak merkezdeki kütlenin güneşten 2 milyon defa daha büyük olması ile mümkün olabilir.
Araştırmalar derinleştikçe sadece Samanyolu galaksinin değil, diğer galaksilerin merkezinde, tam kalbinde kara delik bulunduğu gerçeği ortaya çıktı.
Galaksi merkezindeki karadelikler, “süper kütleli karadelik” adını alıyor. Bir kaç milyon güneş kütlesindeler.
Güneş nasıl
gezegenlerle birlikte bir
sistem meydana getiriyorsa, merkezi karadelikler de galaksiler için bir merkez, çekim odağı durumundalar.
Samanyolu merkezindeki Karadelik aktif durumda. Etrafındakileri durmadan yutmaya devam ediyor. Gitgide büyümekte çekim alanı ve tesir sahası gittikçe artmaktadır. Tüm galaksinin sonunda bir karadelik halini alması ihtimalinden söz edilmektedir. Bize yaklaşan (ileride iki galaksi birleşecek) Andromede galaksisinin merkezi aktif değil. Yani etrafında şimdilik yutacağı gök cisimleri yok. Bunlara aktif olmayan süper kütleli karadelik deniyor.
Kıyamet Makinası Karadelikler
Karadeliklerin en bariz dikkat çeken özelliği “başka uzaylara” kapı açılmasıdır. Aynı zamanda karadelikler bir kıyamet makinası gibi çalışırlar.
Kâinat, mükemmel bir düzen ve âhenk içinde birbirine bağlı hareket eden milyarlarca gök sistemine ev sahipliği yapar.
Bu muhteşem düzeni bozacak ve çekim gücü dâhil diğer kuvvetleri tesirsiz hâle getirecek, gezegen ve yıldızları yörüngesinden çıkararak, her şeyi alt üst edebilecek zâhirî bir sebep veya kuvvet ne olabilir?
Tekvîr Sûresi'nin
"Güneş dürülüp söndürüldüğü zaman... Yıldızlar kararıp düştüğü zaman... Gök yerinden soyulup koparıldığı zaman..." mealindeki âyetlerini mevcut kozmoloji bilgilerimize göre düşünürsek, Güneş'i dürecek, yıldızların ışığını dahi yutup onları fonksiyonsuz hâle getirip düşürecek sebep, karadelikler olabilir mi?
Karadelikler çekim gücü, dünya üzerinde dengelerin bozulmasına sürekli devam eden depremlere yol açabilir. Karadeliklerdeki çekim tesiri dağları uçabilir. Depremlerle arzın altındaki ateş ve lâvlar yeryüzüne çıkarken ortaya kıyameti andıran bir
manzara ortaya çıkacaktır.
Önceki yazılarımızda şiddetli ve devam eden depremler sonucu oluşacak kıyamet senaryolarından söz etmiştik. Şimdi ise, kozmozun en büyük bir gerçeği karadeliklerin yol açabileceği evren çapındaki kıyametten söz ediyoruz.
Genel İzafiyet Teorisi'ne göre, düz uzay-zaman bir kâğıt gibi dürülebilir, buruşturulabilir. Karadeliklerin çekim kuvveti, cazibe ipleri ile hassas bir şekilde birbirine bağlı olan yıldızların yerlerinden düşmesine sebep olabilir. Nasıl ki bir file ağı, üzerine konan ağır cisimlerce eğip bükülebiliyorsa, adına
sema dediğimiz uzay-zaman ağı da içine "oturmuş" sonsuz ağırlık mânâsına gelen karadelikler tarafından o bölgede eğilip bükülebilir, hattâ yırtılarak delinebilir. Bu, karadeliklerin belirgin bir özelliğidir. Bunun bir muhtemel açıklaması, fizik kanunlarının geçerliliğini kaybetmesiyle o bölgede fizik ötesi âlemlere kapı açılması olabilir.
Uzay-zaman denen fizikî kâinat (sema), hem sağlam bir yapıda hem de "
çatlaksız" olduğu Yüce Beyan'da açıkça anlatılır: "Gözünü bir çevir göğe bak, bir çatlak görebilir misin?"
(Mülk, 67/3). Ancak kıyametle ilgili âyetlerde, semada çatlamanın vuku bulacağı sürekli tekrarlanır. "Gün gelir, yeryüzü başka bir yere, gökler de başka göklere çevrilir." (İbrahim, 14/48), "Gök yarılır, o gün zaafa düşer." (Hakka, 69/16) ve "(Kıyamet) günün(ün) şiddetiyle gök bile çatlar." (Müzemmil, 20/18) mealindeki âyetlerden, bu gökteki "çatlaklar"la yeni âlemlerin kapı açılacağı neticesini çıkarabiliriz.
Geometrik çekim dengesinin bozulmasıyla -Genel Relativite'nin de ispatladığı üzere- göklerin uzay-zaman düzlüğü Kur'an'a ait ifadeyle, dürülebilir ve bir kağıt gibi buruşturulabilir, yıldızlar yerinden düşer. Çünkü gök cisimleri cazibe ipleri ile hassas bir şekilde birbirine bağlanmıştır. Karadeliklerin müthiş çekimi bu dengeleri alt üst edebilecek kuvvettedir. Karadelikler konusunda Dünya'da ileri derecede uzmanlaşmış birkaç kişiden birisi olan
Stephen Hawking, “Zamanın Kısa Tarihi” adlı eserinde, kainatımızda “görülen” yıldızlardan daha fazla karadeliğin mevcut olduğunu belirtir. Hatırlayalım ki, sadece bizim galaksimizde 400 milyar görünen yıldız var! Bu durum tabii ki, ilim adamlarını “Acaba kıyamete bir adımlık mesafe mi kaldı? Siyah deliklerde kaybolan madde, ısı, ışık nereye gidiyor? Bunlar gerçekte yokluğa mı gidiyor?” diye de sormak mecburiyetinde bırakıyor.
Sema Kapıları
“O gün semayı, kitap sayfalarını dürer gibi düreriz. Sonra onu, ilk yaratılışa nasıl başladıysak öyle iade ederiz. Bu bizim vaadimizdir; şüphesiz yerine getireceğiz.” (Enbiya, 21/104). Bu ayetten kıyametin kainatı, gökleri de içine alan bir olay olduğunu anlayabiliriz. Kur'an-ı Kerim'de “semanın görünmez kapıları”na dikkatimiz çekilir. Kapılar geçit yerleri olduğuna göre, “sema kapıları” ifadesini; başka uzay-zamana, farklı boyut ve kainatlara geçit noktaları olarak anlamak mümkün müdür? Bir türlü çıkamadığımız kainatın dışına nihayet çıkabilecek bir kapı bulduklarını düşünen astrofizikçilere göre de, Karadelikler bir uzay-zaman kapısıdır. Kur'an'ın rehberliğinde kainattaki sırlara yorum ve açıklama getiren Bediüzzaman'a göre gökteki yıldızların bir kısmı
ahiret âlemlerine bakmaktadır.
Yazının tamamı için tıklayınız...