"Hırsızlıklar, haramilikler yapma gibi değişik spekülasyonlar gibi, kapkaçlar gibi milletin servetine hortumlar bağlayıp ama doğrudan doğruya iritibatlı ama kaçamak yollu başkalarının üzerinden kendi
havuzlarına milletin malını akıtma gibi şeyler... Bunlar hep el hıyanetine giren şeylerdir, işte bunlar hakiki manada
Müslüman değildir"
Hocaefendi, "yüksek hedeflere giden yollar pak olmalı" dedi.
"Yüksek hedeflere ulaşmak istiyorsanız o yüksek hedeflerin kudsiyeti ölçüsünde yürüyeceğiniz yollar da o kadar kutsi olmalı. O kadar pak olmalı. O kadar
temiz olmalı. O kadar iç bulandırıcı olmamalıdır. Yaptığımız bu güzel işleri dünyevi bir
takım çıkarlara bağladığımız zaman da menfaatlere bağladığımız zaman menfaat üzerine kurulan her
sistem her hareket her cereyan her
siyaset canavarlıktır."
Hocaefendi, Müslüman tabirinin, elinden dilinden emin olunan insan anlamına geldiğini hatırlattı.
"İnsanı yanıltan hususlardan bir tanesi de budur. Menfaat üzerine dünyalarını kurduklarından dolayı başkalarını karalamak suretiyle onlara alan tanımamak suretiyle bütün alanları kendi hesaplarına işgal etme gibi bir mülahazadan kaynaklanır. Her yeri biz tutalım bazen de şeytani şöyle bir mülahaza olur, mesela fırsat ele geçmiştir bir yerde bir nahiye müdürü bir kazadaki
kaymakam bir vilayetteki vali inşallah öyle olmasınlar, böyle bir fırsat ele geçmiştir ne yapıp yapıp ben böyle meşru gayri meşru bir yerlere birşey akıtmalıyım bir havuz yetmez bir ikinci havuz daha doldurayım bununla. Bir üçüncü havuz daha doldurayım, bu biraz
terbiye görmemiş insan tabiatını da ifade ediyor. Buyuruyor ki
Efendimiz (s.a.s) "iki tepe altını olsa üçüncüsünü ister."
Gülen, şeytanın insanı nasıl aldabileceğini şöyle izah ediyor:
"Burada şeytani masum gibi görünen mülahaza vardır. Biz müslümanız elhamdülillah ne olur olmaz belki bu adamlar bağışlayın
halk ifadesiyle diyeceğim bunu bize bir kelek oynarlar düzenimiz bozulur yeniden o düzeni kurmak için bizim böyle geride ihtiyat olarak bir stokumuz bulunmalı gibi bu da bakın masum gibi görünüyor fakat şeytanın sağdan çarpmasıdır bu."
"Ve çok iyi inandığınız insanlar bile bu mevzuda böyle bir zelleden kurtulamamışlardır. Medyaya düşenleriyle düşmeyenleri mülahazaya alabilirsiniz. Düşenler, sizin bilmediğiniz düşmüş olan insanlar mevzuunda da size bir fikir verebilir hafizanallah."
Muhterem
Fethullah Gülen Hocaefendi, güzel işleri, menfaate bağlı götürmenin başkalarının hukukunu ihlal etmek anlamına geldiğini söyledi.
"İşi menfaate bağlı götürüyorsanız
dindar bile olsanız, camide imam olsanız, beldede
müftü olsanız, yaptığınız işin içinde şahsi çıkarlarınıza gayretlerinize bağlamışsanız, onunla birşey elde etmeyi düşünüyorsanız, o krediyi şahsınız adına birşey elde etmeye bağlamışsanız, o istikamette kullanıyorsanız hafizanallah hiç farkına varmadan başkalarının hukukuna girebilirsiniz elinizi de kullanırsınız, dilinizi de kullanırsınız kimbilir hiç farkına varmadan bazı siyasilerde olduğu gibi bunlar madem böyle güç haline geliyor en iyisi bunları batırmak ve bunlara alan bırakmamak lazım alan bütünüyle bizim elimizde olursa kimse bize soru soramaz ama alanın içinde başkaları olursa
sorgulama meselesi de beraber olabilir onunla. En iyisi mi bütün muhalifler yok olmalı, Allah'ım bütün muhaliflerimizi yok eyle bizi muhalifsiz bırak da ayıplarımızı mayıplarımızı yakın takibe alan insanlar bulunmasın. Bu mülahaza ile yaşayan insanların esenlik vaad etmeleri
selam insanı olmaları 'selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü'ye bağlı yaşamaları mümkün değildir vesselam."