İslamiyetin kendine has üslubu, metotları ve beşeri problemlere teklifleri açısından tam bir mükemmellik örneği olduğunu belirten
Gülen, "İslam toplumunun yeniden bir "ba'sü bad'el-mevt"e melekat-ı akliye, ruhiye ve fikriyesinde ciddi bir ıslaha daha canlı bir tabirle bir dirilişe ihtiyaç vardır. Evet dinin orijinini koruma ciddiyet ve gayreti içinde nassların esnekliğini vaddettiği genişlik ve evrensellikte her zaman ve her mekanda her
sınıf insanın ihtiyacını karşılayacak ve bütün hayatı kucaklayacak olan bir dirilişe ihtiyaç vardır." dedi.
Gaziantep'te düzenlenen sempozyuma katılamamaktan dolayı büyük hasret ve hicranla dolu olduğunu kaydeden
Fethullah Gülen, sempozyumun insanlığın birçok problemine alternatif çözümler sunacağını inandığını vurguladı. Gülen'in sempozyuma gönderdiği
mesaj şöyle: "Yurtiçi ve yurtdışından
peygamber yolu sempozyumunu teşrif eden medarı iftiharımız güzide ilim adamları,
ilahiyat ve
diyanet camiamızın kıymetli mensupları, çok değerli fikir ve kanaat önderleri, peygamber yolunun muazzez yolcuları öncelikle
heyet-i aliyenize en derin hürmet ve muhabbetlerimi arz ederim. Günümüzde peygamber yolunun iki mütevazi yolcusu
Yeni Ümit ve
Hira dergilerinin birlikte düzenledikleri çok önemli ilmi toplantıda aranızda bulunamamanın hasret ve hicranıyla dopdoluyum. İnsanlığın birçok problemine alternatif çözümler sunacağını ve çok bereketli geçeceğini
ümit ettiğim bu ilim meclisine gerek, "Allah'a çağırandan daha güzel sözlü kim olabilir ki" fehvasınca tebliğ sunarak, gerekse "Söylenenlere
kulak kesilip bütün benliğiyle dinledikten hemen sonra onu güzelce tatbik edenlere müjdeler olsun" mısdakınca dinleyici olarak katkıda bulunan herkese şükranlarımı sunarım. Bilindiği gibi peygamberler Allah'tan aldıkları mesajları tebliği ve temsil ederlerken insanı bir bütün olarak ele alır ve mesajlarını da böyle bir bütünlük içinde takdim ederler. Onun için peygamber yolunda
akıl, fikir,
kalp, hissiyat ve bütün semereleriyle vahiy gibi hususların hemen hepsi fevkalade önemlidir ve bunlar bir vahidin farklı yüzleri gibidir. Nitekim Kur'an-ı Kerim; "De ki: Bu benim yolumdur. Ben ve bana tabi olanlar insanları basiretle Allah'a davet edeniz." ayetiyle insanların akli, mantıki, zihni, fikri, hissi, kalbi, vicdani, tabii ve beşeri bütün ihtiyaçlarının gözetildiği ve hiçbirinin
ihmal edilmediği bu peygamber yoluna dikkat çeker.
Bu itibarla da yürüdükleri yol, peygamberlerin yoluna muvafık düşmeyen kimseler bu kuşatıcılığı ortaya koyamaz ve irşatta katiyen muvaffak olamazlar. İlk insan ve ilk Nebi'den itibaren her hak elçisi temel konularda müşterek bir yol takip etmiş, sürekli tevhid, haşr-ü neşr, peygamberlik kulluk ve
adalet gibi esasları nazara vermiş füruata ait meselelerde de zamana umumi şartlara ve insanlığın ulaşabildiği seviyeye bağlı irşat, tembih ve değişik ikazlar televvünüyle yoluna devam etmiş ve müntesiplerine hep yüksek hedefler göstermiştir. İnsanlığın İftihar Tablosu'nun tebliğ ve temsiliyle
vücut bulan
İslamiyet ise kendine has üslubu metotları ve beşeri problemlere çözüm teklifleri açısından semavi ve gayri semavi bütün sistemlerden farklıdır ve o her yönüyle tam bir mükemmellik örneğidir. Rehber-i Ekmel (Salallahu aleyhi ve selem) dünü, bugünü ve yarını itibariyle insanlığı yeniden inşa etmiştir, ediyor ve edecektir. Kendi devrinde tabiatlara sinmiş binlerce senelik çarpık anlayışları gayri insani davranışları suiahlak ve mizaç inhiraflarını bir hamlede bir nefhada değiştirdiği gibi tamamen şirazeden çıkmış günümüzün yığınlarına da sözünü dinleterek er-geç onları da zaptu rapt altına almak mesajının güzünü göstereceğine inancımız tamdır.
Hâtemu'l-enbiyanın ebedi mucizesi ve insanlığın problemlerinin en önemli çözüm mercii olan Kur'an rüştünü idrak etmiş insanlığa son mesaj ve son
çağrıdır. En son gelen bu ilahi risalet bütün dinlerde aynı olan değişmez muhkem esasları hatırlatmanın yanında inkişaf buudlu füruattaki emirleriyle de bütün zaman ve mekanların ihtiyacını karşılama vaadiyle gelmiş ve dini düşünceye son noktayı koymuştur. Evet İslam toplumunun yeniden bir 'ba'sü bad'el-mevt'e melekat-ı akliye, ruhiye ve fikriyesinde ciddi bir ıslaha daha canlı bir tabirle bir dirilişe ihtiyaç vardır. Evet dinin orijinini koruma ciddiyet ve gayreti içinde nassların esnekliğini vadettiği genişlik ve evrensellikte her zaman ve her mekanda her sınıf insanın ihtiyacını karşılayacak ve bütün hayatı kucaklayacak olan bir dirilişe ihtiyaç vardır. Böyle bir dirilişin şafak emarelerinden birisi sayılabilecek bu çok önemli sempozyumun tertip eden Yeni Ümit ve Hira dergilerini
tebrik eder, bütün varidatlarını gönül dili ve hal şivesiyle muhataplarına sunacak değerli hocalarımızın ve onların pür dikkat takip eden peygamber yolunun bahtiyar yolcularının rıza-yı ilahiye mazhar olmalarını dilerim. Mübarek beraberliğinizin şu sözlerde ifade edilmek istenen bir çağrı ve bir dilekçe olmasını niyaz ederim: Ey kupkuru çölleri cennete çeviren gül / Gel o bayıltan renklerinle gönlümüze dökül/Vaktidir ağlayan gözlerimizin içine gül/ Ey kupkuru çölleri cennete çeviren gül."