Zekât nasıl verilir?

Para, mal ve ziynetlerin zekâtı nasıl verilir?

Zekât nasıl verilir?

Soru: 1- Param bir işyerinde ortaklıktadır. Elimde para yok, hisse senedi var. Zekâtımı nasıl vereceğim? Cevap: Ortak olduğun işyerinde hissene düşen miktarı hesap edeceksin, ne miktar hissen varsa o miktarın zekâtını vereceksin. Başkaları da kendi hisselerine düşenin zekâtını verecekler. Böylece ortaklıkta zekatı verilmeyen para kalmayacaktır. Şurasını da ifade edelim ki, şirketin üretim için bekleyen makineleri, taşıyıcı arabaları, mal koymak için bekleyen depoları, demirbaş eşyaları zekâta tabi değildir. Bunların dışında mal ve para olarak ne bulunuyorsa ondan ortakların kendi hisselerine düşen miktarın zekâtını vermeleri gerekir. Soru: 2- Kasada bir miktar param var. Dükkanda da yine bir miktar malım var. Ben zekâtımı paradan mı, maldan mı, bunların getirdiği kârdan mı vereceğim? Yoksa hepsinden de mi zekât vermem gerekecektir?.. Cevap: Zekât hem paradan, hem vitrindeki maldan, hem de her ikisinin de getirdiği kârdan verilir. Yani 'zekât, sermayeden değil kârdan verilir' sözü doğru değildir. Ayrıca satışa arz edilen malın da maliyetinden hesap edilerek verilir. İleride getireceği muhtemel kârı ilave ederek hesap edilme mecburiyeti yoktur. Soru: 3- Ticaret için değil de kullanmak için aldığım arabam, oturduğum evim, kiraya verdiğim mülküm var. Bunlardan zekât vermem gerekiyor mu? Cevap: Kullandığınız arabaya, oturduğunuz eve, kiraya verdiğiniz mülke zekât vermek gerekmez. Zekât bunların (varsa) getirdiği paradan verilir. Soru: 4- Hanımların ziynetlerinin ne kadarına zekât düşer? Bu konuda farklı ölçüler mi var? Cevap: Diyanet'in son tespitine göre 80 gramı geçen, daha geniş çevrede benimsenen bir diğer tespite göre de 85 gramı bulan ziynete zekât düşer. Bu ağırlıklara ulaşan ziynetin tutarı olan paranın zekatı verilir. Tabii bunlar Hanefi'nin görüşüdür. Şafii'de ise ziynetlerin ağırlığı 850 gramı bulmadıkça zekât vermek gerekmez. Buna göre ziynetlerinin zekatını vermeye gücü yetmeyen Hanefi hanımlar, ihtiyaç duyarlarsa Şafii görüşüyle amel ederek zorlanmayabilirler. Çünkü zorlanılan yerde bir diğer hak mezhebin kurtarıcı görüşüyle amel edilebilir. Mecburi olanlar yapar bu tercihi... Yoksa ziynetlerinin zekâtını kolayca verecek durumda olanların böyle bir tercihe ihtiyaçları yok demektir. Onlar kendi mezheplerinin görüşüne göre hareket ederler. Kolaylık getiren mezhebi tercihe ihtiyaç duymazlar. Bizim sözümüz mecbur kalanlar içindir. Nitekim bazı ilim adamları kolaylık getiren Şafii'nin görüşüyle amel ettiklerini kitaplarında kaydetmekteler... Soru: 5- Geçmişten kalan zekât borcumla, gelecekte vermeyi düşündüğüm zekâtımı çok muhtaç bir yer bulunca hemen verebilir miyim? Cevap: Geçmişten kalan zekât borcunu daha fazla bekletmeyip hemen vermen gerekir. Geciktirmede günah vardır çünkü... Gelecekte vereceğini düşündüğün muhtemel zekâtı ise çok muhtaç yer bulunca peşinen vermekte mahzur olmaz. Gelecek sene yeniden vermeniz gerekmez. Soru: 6- Zekât ve fitremi verirken hangi ihtiyaç sahiplerini öne almalıyım? Cevap: Evlenip başka aileye karışmış ihtiyaç sahibi kız-oğlan kardeşlere, sonra bunların çocukları olan yeğenlere, damada, ayrı evde yaşayan ihtiyaç sahibi geline, kayınvalideye, halaya, teyzeye, dayıya, diğer akrabalara, komşulara ve özellikle ihtiyaç sahibi öğrencilere, bunların vekillerine zekâtta ve fitrede öncelik tanınabilir. Soru: 7- Zekât ve fitre veremeyeceğimiz aile fertlerimizi sayar mısınız? Bunlar kimlerdir? Cevap: Zekât ve fitre, usul ve füru'a verilmez. Usulden maksat; ana, baba, dede, nine. Fürudan kasıt da, çocuklar, çocuklarının da çocukları olan torunlar. Bunlar mevcut varlığımızın ortaklarıdırlar. Zekâtla, fitreyle değil, varlığımızın kendisiyle bakılma hakkına sahip aile fertlerimizdirler. Bunları zekât ve fitreyle kollamaya kalkmak, borcu olan nafakayı vermemek gibi bir duruma düşmek olur. Hiçbir imkan sahibi anasına, babasına, oğluna, kızına, torunlarına zekât ve fitreyle bakmaya kalkışmaz... Ahmed Şahin - Zaman
<< Önceki Haber Zekât nasıl verilir? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER