Sergiye katılanlar Selim'in kulağına takılan kadın küpesi, başındaki taç ve boynundaki gerdanlığı görünce "Bu nasıl rezalettir" dediler.Yapımcı ve yönetmen Nur
Onur, öksüz ve yetim çocuklara
destek olmak ve eğitimlerini sürdürmelerini sağlamak için kitabıyla da aynı adı taşıyan '
Mutluluk Bahçelerine Küçük Adımlar /
Lale Devri' adlı bir
sosyal sorumluluk projesi başlattı.
TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın himayelerinde gerçekleşen proje için
sanatçı ve işadamları bir araya gelerek önceki
akşam Ihlamur Kasrı'nda özel bir gece düzenlendi. Gece için ünlü takı tasarımcısı Muammer Ketenci'nin hazırladığı 300 parçalık özel koleksiyon podyumların ünlü mankenleri tarafından sergilendi. "Mutluluk Bahçelerine Küçük Adımlar" adlı kitabın satışından elde edilen gelirin tamamı ise çocukların eğitimleri için bağışlandı. bu arada projenin bir ayağı olan takı sergisinde
padişah Yavuz Sultan Selim, fotoğrafı büyük tepki topladı. Fotoğrafta
Yavuz Sultan Selim'e bir kadın küpesi takılmış, başına taç kondurulmuş ve boynu pırıltılı bir gerdanlıkla süslenmişti. Sergiye katılanların bir kısmı "Bir padişaha böyle saygısızlık yapılır mı derken bir kısmı ise sanat için her şey yapılır" dedi.
ŞAH İSMAİL'İ BİZE YAVUZ DİYE GÖSTERDİLER
Tarihçi
Erhan Afyoncu da konu ile ilgili değerlendirmede bulunarak Sasani hükümdarı Şah İsmail'in tarih vesikalarında Yavuz Sultan Selim olarak gösterilmek istendiğinin altını çizdi. Afyoncu konu ile ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu:
Önceki akşam düzenlenen bir sergide tarihi bir yanlışlık tekrarlandı. Takı sergisindeki Yavuz Sultan Selim, küpeli ve boynundaki gerdanlıkla resmedilmişti. Bu yanlışlığın sebebi ise yıllardan beri bize Yavuz diye öğretilen küpeli resimden kaynaklanıyordu. Yavuz Sultan Selim denince aklımıza hep kulağı küpeli, palabıyıklı bir resim gelir. Bu resim tarih
ders kitaplarında kullanıldığı için herkes Yavuz'u böyle tanır. Hatta kulağındaki küpenin sebebini üzerine birçok hikâye uydurulmuştur. Yok Yavuz Sultan Selim kılık değiştirerek Tebriz'e gidip, Şah İsmail'i satranç da yenince şah Şehzade Selim'e yenilginin hırsıyla bir tokat atmış, Yavuz da bu tokat kulağıma küpe olsun diye küpe takmış.
Bir diğer rivayete göre de Yavuz Sultan Selim İslamiyet'in kutsal topraklarına hakim olunca "Hadimü'l-Haremeyn", yani Haremeyn'in hizmetkârı olduğunu göstermek için küpe takmıştır. Yavuz Sultan Selim'e ait olduğu iddia edilen küpeli resim 18. yüzyıla ait bir Avrupalı
ressam tarafından yapılmıştır ve Sultan Selim'le uzaktan yakından ilgisi yoktur. Yavuz'u gösteren 16. yüzyıla ait ve daha sonraki dönemlerde çizilmiş minyatürlerde
sultanın kulağında küpe olmadığı gibi, portresi de çok farklıdır. Ayrıca "Selimname" isimli Yavuz Sultan Selim'in hayatını anlatan kitapların hiçbirisinde (Şükri-i Bidlisi, İdris-i Bidlisi, Celalzâde, Keşfi, Sücudi, İshak Çelebi vs.) sultanın küpe taktığına dair bir bilgiye rastlanılmaz. Türkmenler arasında küpe takmak eski bir gelenektir. Nitekim 1473'te Otlukbeli'nde Fatih Sultan Mehmed ile savaşan Akkoyunlu Türkmenlerinde küpe takanlar vardı (Neşri Tarihi, II, 819-821).
Ayrıca Kalenderilik ve Bektaşilik gibi tarikatlarda dervişler dünyadan ve dünyevi nesnelerden soyutlandıklarını göstermek için mengüç (küpe) takarlar. Bu iki gelenek de Yavuz Sultan Selim'e değil Akkoyunlular'ın topraklarında Safevi Devleti'ni kuran Şah İsmail'e uymaktadır. Ayrıca Şah İsmail'e ait bazı minyatürlerde de şah küpeli ve palabıyıklı tasvir edilmiştir. Avrupalılar tarafından çizilmiş bu resmin tarih ders kitaplarında kullanılması maalesef çok büyük bir talihsizlik olmuş ve yanlış bir Yavuz imajı oluşmuştur. Yavuz'a ait olduğu iddia edilen bu resim bir daha tarih ders kitaplarında kullanılmamalıdır.
BUGÜN