Yaşanmış bir sadaka hikâyesi...

İşte İstanbul'dan Hicaz'a yaşanmış bir sadaka hikâyesi...

Yaşanmış bir sadaka hikâyesi...

İstanbul Atatürk Havalimanı'nda hiç tanımadığım bir kşi umrede dağıtmam için sadaka verdi. Hira'daki taş ustalarından Medine'de Afgan öğrencilere kadar onlarca insan 100 dolardan nasibini aldı. Günlerdir beklediğimiz umre yolculuğumuz artık başlamıştı. İhramlarımızı giymiş uçağa alınacağımız salona doğru ilerliyorduk. Dillerde 'lebbeyk' duası, gönüllerde heyecan vardı. Her adımda kalp ritmimiz artıyor, ayaklarımız hızlanıyordu. Gruptan kopmamak için acele ederken, karşıdan gelen orta yaşlı biri, aniden önümüzde durdu. Cebinden 100 dolar çıkardı ve uzattı. "Rica etsem, sadaka olarak dağıtabilir misiniz?" diyordu. Kısa süren şaşkınlığın ardından adını sorabildim. "Önemli değil, Allah rızası için Kâbe'nin etrafındaki garibanlara dağıtırsanız çok memnun olurum." dedi bu kez. Israrlarım üzerine sadece ismini ve Laleli'de bir esnaf olduğunu söyledi. "İnşallah" deyip emaneti kabul ettiğimde, Zafer Bey tebessüm eder vaziyette ve "Allah razı olsun!" dualarıyla uzaklaşıyordu. Açıkçası sadaka konusunu hiç düşünmemiştik. Kime, nerede, nasıl verilirdi? 'Hayırlısı' deyip yolumuza devam ettik...
<< Önceki Haber Yaşanmış bir sadaka hikâyesi... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER