Atabey, lise yıllarından beri Türkçe ve Kürtçe aşk şiirleri yazdığını, ancak bugüne kadar bunları yayımlamadığını belirterek, ikisini bir anda yayımlama kararı aldığını söyledi. Kitapta 13'ü Kürtçe 22'si Türkçe olmak üzere toplam 35 şiirin yer aldığını belirten Atabey, şiirin ruh ve duygu hali olduğunu ifade etti. Duyguları bedene dönüştüren her dilin anlamlı olduğunu kaydeden Atabey, “Hüzün, özlem, sevgi, ayrılık ve benzeri durumlardaki duyguları kaç dille ifade edebiliyorsanız, yüreğiniz o kadar dille şekillenmiş demektir. Kaç dille yazabiliyorsanız yüreğiniz o kadar dilin rengini almış demektir. Bu bakımdan duyguları bedene dönüştüren her dil anlamlı ve değerlidir. Uzun yıllar Türkçe şiir yazdım, yazmaya çalıştım. Yazarken etkilendiğim bir çok şair oldu. Daha sonra Kürtçe klasik eserler okumaya başladım. Baba Tahiri Uryan, Ali Hariri, Mela Hüseyine Bate, Faqiye Teyran, Ahmedi Hani, Cigerhun gibi şairlerin şiirlerinden etkilendim. Ardından bende Kürtçe şiir yazma fikri şekillendi. Kürtçe yazılmış eski eserleri okurken zorlanmama rağmen, zamanla her şey daha da kolaylaştı. Kürtçe yazarken gerek okurken ilk zamanlar bazı dostların desteğini aldım. Özellikle Nübihar yayınlarından çok faydalandım. Kitabın kapağındaki çiçek, Hakkari yöresinde bilinen 'ters lale', çocukluğumun geçtiği yörelerde yetişen ve şarkılara konu olmuş bir çiçektir” dedi.