Bazı hayatlar sadece yakınlarını etkilemekle kalmaz. Böyle bir hayat yaşayanlar sadece yakınları değil bütün bir
toplum tarafından unutulmaz. İşte
Yaşar Tunagür hocaefendi böyle biriydi. Aslen Siirtli olan Tunagür hocaefendinin
babası Ahmet Bey, Sultan
Abdülhamit döneminde sarayda
kalem bölümünde vazife yapmıştı. Sultan Abdülhamit'in muhafız alayındaki iki dayısı da, Sultan'a karşı yapılan bombalı suikastte hayatlarını kaybetmişti. Yaşar Tunagür Cumhuriyetin ilanından bir yıl sonra, 1924 yılında Beşiktaş'ta dünyaya geldi. Babasından henüz dört yaşında iken Kur'an-ı Kerim öğrenmeye başladı Yaşar Tunagür. İki senede Kur'an-ı hatmetti. Altı yaşlarında iken değerli hocasını yani babasını kaybeden Yaşar Tunagür devrin en önemli okullarında tahsil gördü. Nihat Sami Banarlı, Faruk Nafiz Camlıbel, Hıfzı Tevfik Gönensay gibi isimlerden
ders aldı.
Ortaköy camiinde 5-6 kişiyle cuma namazı kılınan günlerdi Tunagür hocaefendinin
gençlik günleri.
Hocaefendinin hayatı, bir bayram ikindisi namaz kılacak bir cami ararken değişti.
Namaz için onu kendi evine davet eden bir kişi onun uzun seneler ders alacağı, Hüsrev Efendi'yle de tanışmasına vesile oldu.
Askerlik vazifesini yapmak için İzmir'e gittiğinde ise
Kestanepazarı ile tanıştı. Burada Mehmet
Salih Tanrıbuyruğu ile birlikte çocuklara ders vermeye başladı. Ancak askerliği 9 ayda bitince onu çok seven Kestanepazarı
halkının kalması yönündeki ısrarlarına rağmen önce Ankara'ya ardından da İstanbul'a dönmek zorunda kaldı. İstanbul'da bir yandan Hüsrev Hoca'dan sarf, nahiv, mantık, fıkıh,
tefsir, hadis dersleri aldı, bir yandan da bu yoğun ilim mesaisine uygun bir iş olan Şer-i Siciller Mahzeni Tetkik ve Tasdik Memurluğu'nda vazifeye başladı. Tunagür hocafendi daha sonra bu yılları '5 yıl o mahzende ders okudum. Ben ne olduysam orada oldum' diye anlattı.
Yaşar Tunagür Hocaefendi 1953 yılında Ezine Müftülüğü'nde göreve başladı. Gittiği ve gideceği her yerde kendisinden istenilenin fazlasını yaptığından, halk tarafından da çok sevildi. Daha sonra Tunagür hocaefendinin Balıkesir'de yıllar yılı anlatılacak vazife günleri başladı. Hocaefendinin vaazlarına ilgi o kadar büyüktü ki camilere sığmayan cemaat için
hastane mescidinden hapishaneye kadar 52 yere ses hattı çekildi. Binlerce Balıkesirli Tunagür hocaefendiyi dinledi. Bir
Cuma gününe denk gelen ihtilalde sokağa çıkma yasağına rağmen her günkünden daha güzel giyinerek camiye gitti ve cuma namazı kıldırdı. Halkı itidal ve sükuna çağıran vaazının ardından iki gün sonra bu kez görevli
kurmay albayın ricası üzerine kürsüye çıkarak halka konuştu. Balıkesirliler bu büyük alimin söyleyeceklerini dinlemek için camiyi doldurdu.
Yaşar Tunagür hocaefendinin tüm vaazları böyleydi aslında. Edirne'ye
tayin edilen hocaefendi buradaki ilk günlerine de 10 -15 kişilik bir cemaatle başlamış daha sonra iman dolu bir kalbin anlattıklarıyla
Selimiye camii dolup taşmıştı. Buradaki vazifesi sırasında tanıştığı
Fethullah Gülen ile ise daha sonra kendi ifadesi ile baba oğul gibi olmuşlardı.
Tunagür Hoca
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı olduğunda bu kez
hizmet yeri Ankara'ydı. Arkadaşları arasında ise Turgut
Özal,
Korkut Özal ve Ali Demirel'e kadar pek çok önemli isim vardı. Tunagür Hocaefendi daha sonra Ali Demirel'in kendi teşvikiyle aldığı Yükseliş Kolejinin açılışını yaptı ve alt katındaki camide tam 5 sene hutbe okuyup cuma namazı kıldırdı.
12
Mart muhtırasının ardından bir
iftira sonucu cezaevine giren Hocaefendi ilim derslerine burada da ara vermedi. Bu güzel sohbet ortamları farklı düşüncelerden insanları bile bir mıknatıs gibi çekti ve Doğan Avcıoğlu bir gün hocafendiye "Hoca, bu anlattıkların doğru ise ya sen komünistsin, ya biz Müslümanız." dedi. Tunagür Hocaefendi bir iftira sonucu altı ay kaldığı cezaevinden 14 kilo vermiş bir halde
tahliye edildi. Yaşar Tunagür hocaefendi hep ilim aşığı bir büyük alim olarak anıldı.