Tarihin şanlı sayfalarından bir bina

İşte Tarihin şanlı sayfalarından günümüze Ankara Valiliği binasının hikayesi

Tarihin şanlı sayfalarından bir bina

Tarihi kayıtlarına göre 17. yüzyılın başlarına kadar sancak beyinin ikameti için devlet tarafından yaptırılmış belirli bir bina bulunmayan Ankara'da ilk resmi yapı, 1824 tarihinde Seyyit Mehmed Âlim Efendi'nin Hacı Halil Ağa kızı Ümmühan Hanım'dan Tulice Mahallesi'ndeki "Hacı Abdi Paşa Konağı"nı vilayet halkı adına satın almış. Böylelikle kamu malları arasına katılan konak, resmî hizmet binası olarak kullanılmaya başlanmış. 1897 yılında ise Ankara Valisi Abidin Paşa tarafından sözü edilen konağın yerine bugünkü Hükümet Konağı'nın inşa edilmesi ile bugün başkent olan Ankara devlet eli ile yapılan ilk resmi yapısına kavuşmuş. İnşa edildiği dönemde askeri talimler de yapılan bu binada uzun yıllar memleket işleri yürütülmüş. Hükümet Konağı, Kurtuluş Savaşı dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yılları için de büyük önem taşıyor. Yunanlıların İzmir'i işgali nedeniyle Mustafa Kemal Paşa'nın 28 Mayıs 1919'da milleti mitingler yapmaya çağırması üzerine hemen ertesi gün 29 Mayıs 1919'da Ankara'da Hükümet Konağı önünde ilk miting yapılmış ve Ankaralılar Millî Mücadele'ye desteklerini ilk kez bu coşkulu mitingle ifade etmişler. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, 27 Aralık 1919'da, Ankara'ya geldiklerinde Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin Temsiliye Heyeti üyeleri, Ulema, Seğmenler ve Ankara halkının katıldığı coşkulu bir kalabalık tarafından karşılanmış. Gölbaşı'nda karşılanan Mustafa Kemal Paşa, Dikmen sırtlarından Yenişehir - Radyoevi-Ulus Meydanı yoluyla Hükümet Konağı'na gelmiş. Enver Behnan Şapolyo'nun, "Atatürk ve Seymen Alayı" kitabında anlattığı üzere; davullar zurnalar, halkın coşkulu tezahüratları ve Seğmenlerin zeybek oyunları ile karşılanan Mustafa Kemal Paşa, gün boyu hem halk ile kucaklaşmış hem de çok önemli toplantılar yapmış. Mustafa Kemal Paşa, o gün Hükümet Meydanı'nda yapılan merasimin ardından, Hükümet Konağı'nda kendisi için hazırlanan odada bir süre dinlenmiş. Bu oda, Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk'ün Ankara'da kullandığı ilk çalışma odası olmuş ve çok önemli kararlar burada alınmış. Bu odanın Atatürk'ün başkanlığındaki ilk bakanlar kurulu toplantısına da ev sahipliği yaptığı biliniyor. Ankara Valiliği Hizmet Binası, 23 Nisan 1920 tarihinden itibaren TBMM hükümetinin çalışma mekânı olarak da değerlendirildi. Ankara'da bakanlıkların çalışması için yeterli yapı bulunmaması nedeniyle, dört bakanlık dışındaki bakanlıkları bünyesinde toplayan Vilayet Konağı o dönemde en önemli yönetim merkezi oldu. BİRÇOK KEZ ONARIMDAN GEÇİRİLDİ Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze, Ankara Valiliği Hizmet Binası olarak kullanılan bu bina, ihtiyaç duyulan zamanlarda küçük onarımlardan geçirildi. 2006 yılında ise aslına uygun olarak binanın restorasyon çalışmalarına başlandı. Uzun ve hassas bir çalışma sürecinin ardından bina yeniden hizmete açıldı. Ulus Hükümet Meydanı'nda bulunan Ankara Valiliği Binası, Hükümet Meydanı'nın kuzeyinde yer alıyor. Ankara'nın en eski kamu binalarından biri olan Ulus'taki tarihi valilik binasının restorasyon çalışmalarına 2006 yılında başlandı. Ankara Valiliği tarafından başlatılan restorasyon projesi; TOKİ'nin finansmanı ve denetiminde üstlenici firmanın titiz çalışmaları, Ankara İl Özel İdaresi, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün katkıları ile orijinaline uygun şekilde yürütülerek, başarı ile tamamlandı. Tarihi binasının yeniden hizmete açılışı 27 Aralık 2009 Pazar günü gerçekleştirildi. Atatürk'ün 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelişinin 90. yıldönümünde yapıldı. Hükümet Konağı ve civarını kapsayan alanın eski dönemlere ait kalıntılar açısından çok zengin olduğu öteden beri biliniyor. Bu nedenle tarihi binanın restorasyon çalışmaları devam ederken, bir yandan da binanın bahçesinde Roma Yolu kazı çalışmaları yürütüldü. Kazılarda bulunan tarihi eserler, Valilik Binası'nın önünde orijinal bir yöntem ile sergilenmeye başlandı. Türkiye'de bir ilk niteliği taşıyan bu sergileme yönteminde; kazılarda bulunan eserler açık havada, yer altında bulunan ve üzeri cam ile kaplanmış bir bölmenin içinde yer alıyor. BİNANIN MİMARİ ÖZELLİKLERİ Simetrik bir plan düzenlemesine sahip ve tipik bir Osmanlı Geç Dönem Mimarlık yapısı olan binaya, meydana bakan tarafından giriliyor ve üç kollu görkemli bir merdivenle üst kata çıkılıyor. Aynı plana sahip olan her iki katta da merdivenin iki yanında uzun geniş koridorlara açılan büro mekânları yerleştirildi. Üst katta ortada, merdivenin bulunduğu bölümün tavanından aydınlatma sağlanıyor. Ayrıca koridorların herk iki ucunda, hem alt katta, hem de üst katta üçlü, mermer sütunlu ve sivri kemerli pencere düzenlemesi dikkati çekiyor. Simetrik bir anlayışla tasarlanmış yapının ön ve arka cephelerinin orta bölümü ile köşeleri dışa doğru taşırılarak cephe hareketlendirildi. Giriş cephesinin ortasındaki basık kemerli mermer kapı ile üzerindeki sivri kemerli mermer pencere ilginç bir kompozisyon oluşturuyor. Arka cepheye ise orta ekseni vurgulamak için iki kat boyunca devam eden Ankara taşından yapılmış geniş bir silme ile çevrili kemerli bir pencere yerleştirilmiş. Yapının dört cephesinde de kilit taşı dışa doğru taşan, basık kemerli düz silme ile çevrelenmiş pencereler yer alıyor. Yan cephelerde, koridorların ışık almalarını sağlayan sivri kemerli mermer pencere düzenlemeleri hemen dikkati çekiyor. Birinci kat ile ikinci kat arasında ve ikinci katın bitimindeki silme, yapının bütün cephelerini kuşatıyor. (CİHAN)
<< Önceki Haber Tarihin şanlı sayfalarından bir bina Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER