''Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, yalvarmak, yakarmak nafile bugün, gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne?...'' dizelerini kaleme alan
Diyarbakır'ın yetiştirdiği ünlü kişiliklerden biri olan
Cahit Sıtkı Tarancı'nın doğup büyüdüğü ve müze olan ev, çağdaş müzecilik anlayışıyla yeniden yorumlanacak.
Tarancı ve
ailesinin yaşadığı, 1733 yılında yapılmış Diyarbakır
sivil mimarisinin en güzel örnekleri arasında yer alan ve 1973 yılında
Kültür ve
Turizm Bakanlığı'nca müzeye dönüştürülen yapı, Diyarbakır
Valiliğince
restore edilecek.
Müzede 19. yüzyıl Diyarbakır yaşantısını canlandıran etnografik malzemeler, Tarancı'nın özel eşyaları, el yazısı ile yazılmış mektupları, kitapları, aile fotoğrafları ve belgeler de sergileniyor.
Diyarbakır Valisi
Mustafa Toprak AA muhabirine yaptığı açıklamada, Diyarbakır'a gelen her turistin mutlaka uğradığı mekanlardan biri olan Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi ile
Ziya Gökalp Müzesi'nin Karacadağ Kalkınma Ajansı'ndan aldıkları
destek ve Diyarbakır İl Özel İdaresi'nin eş finansmanıyla yeniden düzenleneceğini bildirdi.
''Cahit Sıtkı Tarancı ve Ziya Gökalp Müzesi Teşhir, Tanzim Onarım
Projesi'' kapsamında Ziya Gökalp Müzesi'nde de teşhir ve tanziminin yapılacağını, ödeneği hazır olan projenin 2011'in sonuna kadar gerçekleştirileceğini ifade eden Vali Toprak, her iki müzenin
Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı tescilli yapılar olduğunu kaydetti.
Vali Toprak, söz konusu yapıların Diyarbakır sivil mimarisini yansıtan en güzel yapılar arasında olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
''Diyarbakır'a gelen misafirlerimiz Ulucami, Hasanpaşa Hanı ile Cahit Sıtkı Tarancı Müzesine mutlaka gidiyor. Çok önemli bir yer. Son dönem Diyarbakır sivil mimari örneğini teşkil ediyor. Duvarlarındaki bezemelerine, işlemelerine, ortak
yaşam alanlarına, bahçe içerisindeki havuzuna, su kuyusuna, mutfağına, çocuk odasına, kışlık odasına ve yazlık bahçesine baktığınızda kenti yansıtıyor. Cahit Sıtkı Tarancı'nın doğup, büyüdüğü ev daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığımızca müze haline getirilmiş, ve gerçekten güzel bir şekilde insanların beğenisine sunulmuş. Ancak şimdi geldiğimiz noktada, donanım, teşhir, tanzim ve vitrin olarak bugünün
modern anlayışı içerisinde biraz eskimiş. Biz de bundan hareketle Karacadağ Kalkınma Ajansı'nın turizmin altyapısı ile ilgili katkıları kapsamında bir proje hazırladık. Hem Cahit Sıtkı Tarancı, hem de Ziya Gökalp müzesini yeni bir yüzle tanıtalım istedik. Valiliğin de katkısıyla projenin toplam bütçesi 344 bin 700 lira. Müzelerimizi çağdaş müzecilik normlarına göre yeniden düzenleyeceğiz.''
-SESLİ SİSTEMLE TANITIM-
Vali Toprak, Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi'nde kentin sosyal yaşantısını yansıtan figürlerin yeniden yorumlanarak ziyaretçilerin beğenisine sunulacağını, kullanılmayan boş mekanların da düzenleneceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''Müzelerimiz ziyaretçilerimizin ilgisini çekecek şekilde düzenlenecek. Ayrıca yıkılmış, dökülmüş olan rutubet alan yerlerini tamamen ortadan kaldıracağız. 19. yüzyıl Diyarbakır yaşamını tasvir edecek şekilde, sanat tarihçileri ve müze uzmanları ile Diyarbakır tarihini iyi bilen bir
ekip çalışmasıyla müzelerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Bir hedefimiz de ören yerlerinde, turizm mekanlarında mümkün olduğunca sesli
tanıtım sistemlerini devreye koymak istiyoruz. İlk
uygulama Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi'nde olacak. Sesli tanıtım rehberi sayesinde hem Tarancı'nın eserleri hem de Diyarbakır yaşantısı anlatılacak'' dedi.
-TARANCI'NIN YAŞAMI-
Geçen yıl Diyarbakır'da Kültür ve Turizm Bakanlığı,
Diyarbakır Valiliği,
Dicle Üniversitesi(D.Ü) ve
Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığınca düzenlenen ''Doğumunun 100. Yılında Uluslararası Cahit Sıtkı Tarancı Sempozyumu''yla anılan ve Diyarbakır'ın soylu ailelerinden Pirinççizadelere mensup olan Cahit Sıtkı Tarancı, 2
Ekim 1910 yılında dünyaya geldi.
Çocukluk ve
gençlik yıllarının bir bölümünü Diyarbakır'da geçiren Tarancı, ortaöğrenimini görmek üzere
İstanbul'a gitti.
Saint Joseph Lisesi ve
Galatasaray Lisesi'nde eğitim gören Tarancı, İstanbul Yüksek Mülkiye Mektebi ve Yüksek
Ticaret Okulu'ndan
mezun oldu. Yüksek öğreniminin bir bölümünü
Paris'te sürdüren ünlü
şair, öğrenimi sırasında Paris Radyosu'nda
Türkçe yayınlar spikerliği yaptı.
İkinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde Türkiye'ye dönen Tarancı, 1944 yılından itibaren Ankara'da sırasıyla
Anadolu Ajansı,
Toprak Mahsulleri Ofisi ve Çalışma Bakanlığı'nda çevirmen olarak çalıştı. 1954 yılında ağır bir hastalığa yakalanan Tarancı, tedavisi için Viyana'ya gitti. Tarancı, 13 Ekim 1956'da
vefat etti.
Ünlü şairin; ''Memleket isterim, Gök
mavi, dal yeşil,
tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterim. Ne başta dert ne gönülde hasret olsun, Kardeş kavgasına bir nihayet olsun'' dizelerini barındıran ''Memleket İsterim'' şiiri birçok devlet adamına da ilham kaynağı olmuştu.
Şairin kardeşlik ve memleket sevgisini anlatan şiirini 2005 yılında
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan Diyarbakır'da, 2007 yılında Türkiye'yi ziyaret eden
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon
Peres de
TBMM Genel Kurulu'nda okumuştu.
Diyarbakırlı Türk fikir adamı Ziya Gökalp'in doğduğu, 1956 tarihinde müze olarak ziyarete açılan Ziya Gökalp Müzesi de proje kapsamında restore edilecek.
Sivil mimari örneklerinden olan iki katlı ev, 19. yüzyıl başında
siyah bazalt taşı kullanılarak inşa edilen, iç avlunun etrafında birleşen
harem ve selamlık dairelerinden oluşan müzede Gökalp'e ait eşyaların yanı sıra yörenin etnografik eserleri de sergileniyor.