Yıllardır yüz binlerce insanın zihnine ve kalbine dokunmaya devam ediyor. Bir aynanın iki yüzü olan ilim ve dini, derinlikli incelemeleriyle ele alırken hayatı okuyan ve okutan bir ilim ve kültür
dergisi olma gayretindeydi.
Sızıntı ile birlikte sevgi ve hoşgörü,
diyalog, herkesi kendi konumunda kabul etme, karşılıklı saygı, hak ve
adalet kavramları, mütevazı ve narin adımlarla yürüdü, bugünlerde bir milyona yakın
tirajıyla devasa bir misyon haline geldi. Sızıntı’yla beraber sorular
cevap buldu, sevinçler çoğaldı, toplumun nabzı daha sağlıklı atmaya başladı. Bir nesil, çeyrek asrı aşkın sürede Sızıntı ile birlikte büyüdü. Bu süre içinde Sızıntı’yı tanıyan ve okuyan insanlar, dünyaya yeni ve farklı bir pencereden bakmayı öğrendiler. Kâinatı, bilimi, teknolojiyi, insanı, kısacası hayatı yeniden anlamlandırma kabiliyeti kazandılar.
İlk sayısı 6 bin basılan dergi bugün yüz binlerce okura ulaşıyor, dünyanın çeşitli dillerinde yayınlanıyor, kırk iki ülkede okunuyor. Artık tiraj kaygısından çok, her dergiden en fazla insanın istifadesini hedefliyor. Kainatta gelişen, yaşanan her şeyi, yaslandığı referanslardan hareketle anlamaya ve tanımlamaya çalışıyor, okuyucusuyla bunu paylaşıyor. Konusu ne olursa olsun, Sızıntı'da yayımlanan her yazıda, görünenin ardında görünmeyeni
arama, kâinatın çok sesli musikini duyurma çabası var. Sızıntı’da tabiat hadiseleri yorumlanırken eşyanın fail değil, vesile olduğuna vurgu yapılmakta. İnsanın ahsen-i takvim olması sırrını ortaya çıkarmaya yönelik özel bir gayret okunmaktadır Sızıntı’da. Varlık ve hadiselere bakarken vesilelik yaklaşımını daima canlı tutması, Sızıntı’yı diğer dergilerden ayıran en önemli özelliktir. Sızıntı, “Varlıklar iş görür.” değil, “Varlıklara iş gördürülür.” der. Zamanla
Ortadoğu ve
İslam dünyasında “Sızıntı bakışı” denilen bir ekol oluşmuştur. Bu da Sızıntı’nın varlık ve hadiselere bakışına dair ilim dünyasına bir armağanı olmuştur.
Aylık ilim ve kültür dergisi Sızıntı dergisinin çok renkli ve geniş bir yayın heyeti bulunmaktadır.
Türkiye’nin her yanına dağılmış akademisyen ve öğretmenlerden oluşan yayın heyeti, Sızıntı dergisi için genel çerçeve ve üsluba uygun yazılar kaleme alıyor. Sızıntı, yayın hayatına çok sayıda yazar kazandırırken yazı ve haber dosyalarından da çok sayıda kitap meydana geldi. 27. yılında sesli yayına geçerek Türkiye’de bir ilki de gerçekleştirmiş oldu. Şüphesiz, sesli yayındaki en büyük
kazanç görme engelli Sızıntı okurlarının olacak. Bu proje,
vakit sıkıntısı yaşayan okurlar için de çok önemli bir
hizmet sundu. Sızıntı, bitmeyen enerjisiyle
Eylül rüzgârlarına,
Şubat soğuklarına aldırmadan hakikat seyrine ve düşünce dünyasındaki yolcuğuna devam ediyor. Otuz yıllık birikimiyle Sızıntı, hayatı okumak, anlamak ve paylaşmak için daha fazla okura ulaşmayı hedefliyor.