Sızıntı 370. sayıyı "Beklenen her şey olacaktır ve O'nun vaadettiği günler doğacaktır ama, kaderle tespit edilen ölçüler içinde olacak ve mevsimi geldiği zaman doğacaktır" müjdesini ve sevincini duyuran "Zamanla Gelen Sürprizler" isimli başyazı ile açıyor: "Hâdiselerin büyük ölçüde bir sis ve
duman arkasında cereyan ettiği her zaman söylenebilir; ancak dünyamızın bir bahar iklimine kaydığı da bir gerçek..."
Prof.Dr.Ömer Arifağaoğlu, Bediüzzaman'ın '
hafıza insan beyninde hardal tanesi büyüklüğünde çok
küçük bir yapıda
depo edilir' sözlerine vurgu yaptığı "Hafıza ve Hatırlama" başlıklı makalesinde, beynin bütün nöronlarının odaklandığı dikkat
çekici bir bilginin, eski bilgilerin gölgelenmesi, arka plâna düşmesi ve dolayısıyla da hafızanın zayıflaması mevzusunu çarpıcı misallerle anlatıyor.
Sızıntı bu ay, semâvi dinlerin kaynaklarında ve Mezopotamya uygarlıklarının destanlarında "
Tufan" olarak zikredilen hâdiseyi, 'fiziki unsurları' ve 'jeolojik ile arkeolojik bilgiler ışığında' olmak üzere iki ayrı başlık altında ele alıyor.Her iki araştırmada da "Tufan" ile ilgili en sağlıklı bilginin Kur'ân-ı Kerim'de bulunduğu ve bu bilgilerin mâhiyeti, beyan edilme şekli, zengin işaret ve delillerinin "bunlar ancak sonsuz hikmet sahibi bir Zât'ın kelâmı olabilir" gerçeğini bir kez daha ortaya koyduğu ifade ediliyor.
Zaman; mahiyet ve sınırlarını Yaratıcı'nın
tayin ettiği insana verilmiş önemli nimetlerden biri.Belki de insanlığın saat gibi bir âleti
icat edip, zamanı küçük dilimlere ayırması onun kıymetini kavramış olmasındandır. Zafer İhtiyar, günümüze kadar çeşitli merhalelerden geçmiş ve hayatımızı tanzim etmemizde büyük faydaları olan "Zamanın Tik-Takları:Saatler"in dünden bugüne uzanan hikâyesini anlatıyor.
Osman Oral,
Anadolu Selçukluları döneminde
Müslüman hanımın toplumda en muallâ mevkiyi temsil etmesi yönüyle güzel bir misal teşkil eden, ismi ve eserleri, eğitime
destek veren kadın-erkek
hayırsever insanlarımıza ilham kaynağı olan ve 1238'de Kayseri'de kendi ismiyle anılan bir
külliye inşa ettiren ”Hayırsever Hunat Hatun”un hayatı ve hizmetlerini paylaşıyor okuruyla.
Dr.
Ramazan Balcı "Topkapı Sarayı'nın Dili" başlıklı yazısında "Medeniyetimizin ana mekânlarından biri olan Topkapı Sarayı'nın dili çözüldüğünde, onun sırrı yakalabilir belki de" diyor ve ekliyor ardından: "Taşı oyan nakkaş son mısrasını tamamlamış mıydı şah beytin? Kınalı ellerinde büyüyen ateş çiçeklerine sevdasının son ilmiğini atabilmiş miydi son
Osmanlı güzeli?"
SIZINTI İlim-Kültür Dergisi Yıl 31 Sayı 370 Kasım 2009
----------------------------------------------
Gonca 91. sayıyı, "Biliyor musun dostum, yıllarca bir
harita olmanın hayâliyle yaşadım ben" cümleleri ile başlayan “Merhaba” yazısıyla aralıyor: "Ben bir harita olsaydım, gönül ölçekli bir harita sözgelimi, senin belirlemeni isterdim çizgilerimi. Haydi tut. Bak, sana uzattım ellerimi. Geri çevirmezsin beni değil mi?"
Orhan Bilir'in "Masal Oyunu"
masalı, Nesibe Şahin'in "Ezgiii, Duy Sesimiiii" hikâyesiyle
renk kattığı dergide,Yusuf Dursun "Gülüşünle Kal Çocuğum", Bestami Yazgan ise "
Bayram Neşesi" şiirleriyle selamlıyor Goncaseverleri.
‘Geziyorum'la bu ay; tarihi geçmişi, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış olması, topraklarında barındırdığı yüzlerce eseri, şifalı suları, tabii güzellikleri, tertemiz sahili ve sıcacık havasıyla,coğrafyamızda ayrı bir yeri olan Adana'ya konuk oluyoruz.
Kalender Yıldız "Kabartma Harfler",
Salih Şeref Duran "Çatlak Patlak Bir
Mikrop Umudu" ve Celil Caner'in "Çok Şükür" yazılarıyla katkı sağladıkları 91.sayıda, A. Başak Sezgin ise zengin bilgi dağarcığını paylaşıyor okuruyla.
İsmail Abay'ın resimlediği ve Mehmet Sami'nin yazdığı “Gizemli Vadi”de ki heyecan yüklü serüven bu ay da kaldığı yerden devam ediyor.
Gonca Kasım sayısının hediyesi, 4-5-6-7 ve 8.sınıflar için "İlköğretim Fen Deneyleri-2" VCD'si.
"Göğüslerde koklanıp okşanacak tomurcuk,
Üfül üfül esen tertemiz râyihasıyla;
Ötelerin en büyük armağanıdır çocuk,
Masmavi dünyâsı,neş'e tüten havasıyla"
GONCA Çocuk ve Kültür Dergisi Kasım 2009 Sayı 91
