Sızıntı 373. sayıyı " Her diriliş eri bilmelidir ki, o,
Allah ve Resûlü'nün çağrısına icabet ettiği takdirde Cenâb-ı Hak da ona diriliş yollarını gösterecek ve onun dökülüp yollarda kalmasına asla meydan vermeyecektir" müjdesini duyuran "Belki Bir Gün Biz de Dirileceğiz" isimli başyazı ile açıyor: "Yıllar var ki bu mağmum coğrafyada hemen her zaman bir diriliş esintisi ve fevkalâdeden bir sur sesi bekleyip durduk. Allah daha fazla bekletmesin; fakat biz, yitirdiğimiz değerleri elde edeceğimiz güne kadar hep böyle aktif bir bekleyiş içinde bulunmaya kararlıyız."
Dr. İbrahim Uğurlu "Rüzgar Esmeseydi" başlıklı incelemesinde, Allah'ın kudret ve hikmet delillerinden bir
ayet olarak zikredilen
rüzgarları anlatıyor.
Fatih Balcıoğlu, "İttihat ve Terakki Üzerine Düşünceler"isimli yazılarına 373. sayıda da devam ederken, Sızıntı'nın 'Kalbin Zümrüt Tepelerinde' üst başlığını taşıyan tasavvuf eksenli orta sayfa yazısının bu ay ki konusu ise " Farklı Bir Açılımıyla Mârifet".
Ne ev ne de şehir sadece yerleşmek için ve barınmak üzere kurulmaz, onlar aynı zamanda kurucularının ruhlarını da görünür kılar. Nihat Dağlı "kitaplık" bölümünde, Kaynak Yayınlarından çıkan,'Osmanlıyı
Kuran"
Bursa şehrinin anlatıldığı "Dibâce" kitabını tanıtıyor.
İçinde yaşadığımız dünyada, hâdiseleri içinden çıkılmaz hâle getiren en önemli
psikolojik bozukluklardan biri de megolamanidir. Kendini olduğundan daha büyük görme eğilimi diyebileceğimiz megolamani, aslında narsistik kişilik adı verilen karakterin bir parçasıdır. Dr. Alâeddin
Hekim narsistik kişiliğin belirtileri ve bu kişiliğe sahip olanların kendilerinde var olduğunu zannettiği özelliklerini kaleme aldığı makalesinde; çocukluktan itibaren kişinin gerekli ihtimam gösterilerek yetiştirilmesi, bu konuda doğru düşünce tarzının gösterilmesi, büyüklenmeye karşı Peygamber Efendimiz'in( sallallahu aleyhi ve sellem) hayatından örnekler gösterilerek tavır alınması, narsistik yapının, megolamaninin önlenmesi ve böyle eğilimleri olanların
terbiye edilmesinin
inanç sistemimizin üzerinde durduğu hususlar olduğuna dikkat çekiyor.
Orhan Tek, geleneklerin,
toplum hayatını yönlendirme, sosyal düzeni sağlama,
yardımlaşma ve dayanışmayı geliştirme gibi önemli rollerinin olduğunu belirttiği "Toplum ve Gelenek" başlıklı yazısında, gelenekler arasında iyi-kötü ayırımı yapmaksızın onlara toptan değer atfetmek ne kadar yanlış ise toplumlara şahsiyet kazandıran, sosyal hayatı daha kolay yaşamamıza yardım eden ve milletlerin aynı zamanda hafızası sayılan güzel âdetleri kötü âdetlere feda ederek toptan yok etmeye çalışmanın da doğru bir yaklaşım olmadığına vurgu yapıyor.
Murad Muhsin'in "Esir Mehmedler", Dr.Aslan Mayda'nın "Bir Hücreden İnsana", Mehmet Gülgönül'ün "Kaza'nın Işığında Muhasebe", M.Ali Şengül'ün "Temsilde Canlılık" Sızıntı
Şubat sayısının dikkat çeken çalışmalarından sadece birkaçı.
Nice yıllara Sızıntı...