Şiir yazarının şiir okurundan çok olduğu bir tuhaflıkla yaşadığımız tespitinde bulunan Karataş'a göre şiir; temel kriterlerinde ortak bir kabul yapıl-a-mamış öksüz çocuğudur sanatın. Halbuki kişioğlu “sürüden ayrı durmak için…”, “fark edilmeyenleri fark etmek için…”, “içini sevgiyle, hüzünle, kederle, isyanla velhasıl insanî her türlü duyguyla doldurmak için…”, şiir
okumalıdır.
Fakat buradaki temel konu, şiir okumanın temel değerleri hakkında bilgi sahibi, fikir sahibi olunmadan; yani “şiiri okumadan” gerçek anlamda şiir okunmayacağı ana fikrinin oluşturulmasıdır.
Yazar bu temel kaygıdan hareketle kaleme aldığı çalışmasını 3 ana b
ölümde şekillendirmiş.
İlk olarak “Meseleler” başlığı altında neden şiir okuduğumuzdan, şiirde vicdan bahsine kadar geniş bir yelpazede şiir meseleleri işleniyor.
İkinci bölüm “Şairler ve Kitaplar” başlığıyla şekillenmiş. Fatih'ten Safahat'a, Sezai Karakoç'a, Nâzım'a ve günümüzün aktüel isimlerine yayınlarına değinmeler bu bölümün alt başlıklarından bazılarını oluşturuyor. Ve son bölüm “Temalar”a ayrılmış. Ölüm, kabir, anne ve çocuk bu bölümün alt başlıkları…
Ömrünün yaklaşık 35 yılını şiirin ardında geçiren, hem alaylı ve hem de mektepli sıfatını şahsında barındıran bir yetkin kalemden “şiiri okuma ipuçları” diyebiliriz bu çalışma için.
Şiire heves edenlerden, şiir üzerine düşünenlere ve şiir araştırmacılarına kadar geniş tabanlı bir altyapı kitabı “
Şiirin Ardında”. Şiir dinlemek, şiir okumak, şiir söylemek ihtiyacında olanlara duyurulur…
Sütun Yayınları