Filmin başrol oyuncularından Gürol Güngör, “Biz eşimizle, dostumuzla her gün konuşabildik, özlem giderebildik. Ama bu insanlar hiçbir şekilde bilmedikleri bir yere sadece hizmet uğruna gidiyorlar. Bu yüzden ben o insanları çok takdir ediyorum.” dedi.
Erkan Çıplak’ın yazdığı, Hamdi Alkan’ın yönettiği ve Yücel Erzen’in müziğini yaptığı ‘Selam Bahara Yolculuk’ filminin başrolünü Gürol Güngör, Aslıhan Güner, Merve Sevi, Mert Yavuzcan ve Mıktıbek Apazov paylaştı. Filmi ilk defa izleyen oyuncular, öğretmenlerin hiç bilmedikleri ülkelere giderek okul açmalarından etkilendiklerini söyledi.
Türkiye’den Kırgızistan’a giden İsmail öğretmenle yolu kesiştikten sonra hayatı değişen Mehmet karakterini canlandıran Mert Yavuzcan, “Sevginin adanmışlığını, yaşama zorluğunu tadarak bir şeyler için nasıl bedel ödendiğini, bunun karşılığının nasıl geldiğini keşfedip o yolda ilerleyen bir karakter. Benim için inanılmaz heyecanlıydı. Çok keyifli, özel ve yeri geldiğinde zor anlar yaşadık. 31 gün Kırgızistan’da kaldım. Muhteşem doğası olan, inanılmaz keyifli, insanları güler yüzlü bir halkla tanıştık. Seyircilerimiz çok dramatik, hüzünlü ama bir o kadar da bazı şeyleri hatırlatan çok keyifli bir film izleyecekler.” şeklinde konuştu.
Kazakistan’daki Türk okulunda Meryem öğretmeni oynayan Merve Sevi de, “Meryem, hep söylenilen gibi daha önce duyduğumuz gibi hep fedakar, her şeyini bırakıp sadece çocuklara yarar sağlamak amacıyla evini yurdunu terk etmiş bir öğretmen. Coğrafya olarak çok etkilenebilecek bir yerde çekim yaptık. Kazakistan’a gitmek bana nasip oldu. Ahmet Yesevi Türbesi’ne. Orada çok etkilendim.” dedi.
Böyle bir filmde eleştiri almaktan korkmadığını belirten Sevi, şöyle devam etti: “Ben oyuncuyum. Meryem öğretmen rolünü çok beğendiğim, Hamdi Alkan’ın yönetmenliğine inandığım ve güvendiğim için kabul ettim. Beni insanların tercihleri, bulundukları sosyal statü ilgilendirmiyor.”
‘ONLARA SELAM OLSUN DİYORUM’
Çantasını alarak Kırgızistan’a okul açmaya giden İsmail öğretmeni canlandıran Gürol Güngör ise, “Bir öğretmen oradaki çocuklara eğitim vermek için gidiyor. Oradaki zorluklarla karşılaşıyor. Biz 2015’de çektik filmi ama film 1990’larda geçiyor. O dönemde Rus ekolünden kurtulmuş bir Kırgızistan’da, telefon, bağlantı, sevdikleri, eşleri, dostları, arkadaşları olmadan göremedikleri bir yere gidiyorlar. Bilinmeze tohumlar atmaya gidiyorlar. Biz eşimizle, dostumuzla her gün konuşabildik, özlem giderebildik. Ama bu insanlar hiçbir şekilde bilmedikleri bir yere gidiyorlar. Sadece hizmet uğruna gidiyorlar. Bir şeyleri paylaşabilmek için gidiyorlar. Bu yüzden ben o insanları çok takdir ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Değişik ülkelere giden öğretmenler gibi yapıp yapamayacağını bilemediğini ifade eden Güngör, şöyle devam etti: “Bu insanlar takdir edilesi insanlar. Bu filmi onlara adıyorum. Onlara selam olsun diyorum. Eğitim için oraya ilk gidenlerle tanışma fırsatı buldum. Oraya giden ilk insanlarla, arkadaşlarla karşılaştık. Sohbet ettik. Onlardan feyz almak, anılarını dinlemek çok güzeldi. İngilizce zaten geçmiyor, Rusçaları yok, çat pat İngilizce var ve vücut diliyle anlaşıyorsunuz. Bir bina ve okul oluşturuyorsunuz ve bunun tohumlarını atıyorsunuz. Bu geçekten çok zor. Bilmediğiniz bir dil, kültür ve insanlar. Siz onlara bir şeyleri anlatıyorsunuz. İkna ediyorsunuz. Ve orada bir okul açıyorsunuz. Bu gerçekten çok önemli ve değerli.”
Kırgızistan’a giden Mehmet öğretmenin eşi Sevgi’yi oynayan Aslıhan Güner de, filmden dolayı çevresinden genellikle olumlu tepkiler aldığını belirtti. Dram oynamayı seven bir oyuncu olduğunu söyleyen Güner, “ Sevgi’nin her sahnesi beni derinden etkiledi. Seyirci bunu sinemaya gidince de anlayacak. Sevginin ara ara öyle sahneleri var ki çok yoğun. Oynadığım süre boyunca o adrenalini hissettim. Hep gözlerim dolu dolu oynadım. Zaten kadının gözünün yaşı dinmiyor. İki evladı var. her şeyini bırakıp eşine destek oluyor. Hani bini annelerimiz hep fedakardır ya elinden gelen her şeyin fazlasını yapar. Sevgi de öyle bir kadın. Sevgi’yi oynadığım için çok mutluyum. Ben yemeni çok severim. Köylü kızını oynamayı çok severim bu yüzden. Çocukluğumun belli bir kısmı köyde geçmiş olduğu için çok aşinayım bu tarz şeylere.” şeklinde konuştu.
Seyirciye küçük bir sürpriz yaptıklarını belirten Güner, “Benim hep hayalim olan bir şeydi bu. Yücel Arzen’e ait olan bir şarkı söyledim. Bakalım onu da beğenecekler mi? İzleyiciye sürpriz olsun.” dedi.
Film, 13 Mart'ta vizyona girecek
Cihan