Bardakoğlu, bu yılki hac organizasyonuyla ilgili olarak
Diyanet İşleri Başkanlığı
Konferans Salonu'nda, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Fikret
Karaman ve Hac Dairesi Başkanı Seyfettin
Ersoy,
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (
TÜRSAB) Başkanı Başaran
Ulusoy ile birlikte
basın toplantısı düzenledi.
Öncelikle
Filistin ve Lübnan'daki duruma değinen Bardakoğlu, dünyanın ızdırap dolu bir hale geldiğini; insanların ihtirasları uğruna mabetlerin, yolların, köprülerin bombalandığını ifade etti.
Ortadoğu'daki acının bir an önce dinmesini ve barışın tesis edilmesini arzuladıklarını belirten Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Din adamları olarak her zaman barış çağrısı yaptık. Bu çağrıya karar mekanizmalarında bulunanların da
kulak vermesi gerekiyor. Bana göre, bu olayın meydana gelmesine yol açan tarafları, grupları, hevesleri, stratejileri ve
deniz aşırı destekleri görmezden gelerek; sadece bu hengameden insanları kurtarmak, insanlığın çok cüzi bir başarısıdır.
İslam'ın ve Müslümanlığın imajı etrafında oluşan bulanık havadan istifadeyle Ortadoğu'daki bu sıkıntılar ayrı bir trajedidir. Temennimiz, duamız bunların bir an önce sona ermesidir. Bütün dini liderler tüm dini kurumlar bu acımızı paylaşmaktadır''
Bardakoğlu, hiçbir din adamının teröre onay vermesinin düşünülemeyeceğini belirterek, ''Onay veriyorsa, din adamı kisvesini çıkarmış, siyasetçilerin ve uluslararası stratejistlerin aracı haline gelmiş demektir'' dedi.
-SERVİS VE KURBAN HİZMETLERİ TEK ELDE TOPLANACAK-
Bardakoğlu, hac organizasyonunu, her geçen yıl daha iyi hale getirmek için çalıştıklarını, tüm hacıların müstakil odalarda kaldığı, yemekli bir hac organizasyonunu hedeflediklerini söyledi.
Geçen yıla göre daha bakımlı evler kiralandığını, müstakil odaların sayısının arttırıldığını, tüm hacılara hem
Mekke hem de Medine'de 2 öğün yemek verilmesinin planlandığını bildiren Bardakoğlu, yemek hizmetiyle kadınların ibadete daha çok zaman ayırmasını sağlayacaklarını ve
ocak kullanımından doğabilecek hayati tehlikeleri önleyeceklerini ifade etti.
Önemli hedeflerinden birinin de
servis ve
kurban hizmetlerinin bir elden yürütülmesi olduğunu belirten Bardakoğlu, yol kenarlarında ve tarlalarda, kurallara uygun kesilmeyen kurbanların, İslam dininin bu ibadete yüklediği anlama aykırı olduğunu kaydetti.
Bu yıl hac kontenjanının 70 bin olduğunu bildiren Bardakoğlu, şöyle konuştu:
''Geçen yıldan bekleyen 190 bin hacıdan ilk 70 bini sırayla kaydedeceğiz. Kesin kayıtlar, 7-18
Ağustos tarihleri arasında il müftülükleri ile ilgili
seyahat bürolarına yapılabilecek.
Bakanlıklar Arası Hac Kurulu, hac mevsiminin, 1
Kasım 2006 ile 4
Şubat 2007 tarihleri arasında tespit edilmesini, hac çıkışlarının 22 Kasım-25
Aralık 2006, dönüşlerinin ise 4 Ocak-4 Şubat 2007 tarihleri arasında yapılmasını kararlaştırdı.'' Diyanet'in 2 yıldır ''en iyi hac organizasyonu'' ve ''üstün başarı'' ödülü aldığını vurgulayan Bardakoğlu, bu nedenle Suudi Hükümeti'nden sağlanabilecek ek kontenjanların, büyük olasılıkla sırada bekleyen adaylar için kullanılacağını söyledi.
-ŞEHİT AİLELERİNE ÖZEL KONTENJAN-
Bardakoğlu, Başkanlık olarak şehit ailelerine bin kişilik kontenjan ayırdıklarını, şehit ailelerinin kuraya tabi olmadan kendi imkanlarıyla hacca gidebileceklerini belirtti.
Diyanet personelinin ve görevli olarak kutsal topraklara giden ilahiyat fakülteleri
öğretim üyelerinin eş ve çocuklarının da kendi imkanlarıyla hacca gittiklerini vurgulayan Bardakoğlu, hac konusunda birine fazladan imkan sağlanmasının diğer kişiye haksızlık olacağını ifade etti.
Ayrıca Bardakoğlu, hacıların eğitimini önemsediklerini, ancak ''81 ile 81
Kabe maketi'' haberlerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek, hacı adaylarının, il ve ilçe müftülüklerinin önderliğinde din görevlilerince aydınlatılacağını kaydetti.
Tüm hacılara, İslam İlmihali,
Kuran-ı Kerim Meali, Hac İlmihali, Haccı Anlamak, Kutsal İklimde Dua kitapları dağıtacağını bildiren Bardakoğlu, bu yıl ilk defa kutsal topraklardaki tarihi mekanları anlatan ''Hicaz Albümü'' hazırlattıklarını ifade etti.
-HAC TİPLERİ VE FİYATLAR-
Hacı adaylarının yüzde 80'inin, 3-5 kişinin aynı odada kaldığı, birkaç odanın bir banyoyu paylaştığı, yemekli standart hac
tipini
tercih ettiğini belirten Bardakoğlu, bu hac tipinin 2100
avro olarak belirlendiğini kaydetti.
Bardakoğlu, 7 farklı hac tipi bulunduğunu, bunların fiyatlarının Harem'e uzaklığına göre değiştiğini ifade ederek, müstakil odaların ücretlerinin 2850-3500 avro, otellerin ücretlerinin ise 3700-4100 avro arasında değiştiğini bildirdi.
-''KUR'AN KURSLARI, MİLLİ EĞİTİMİN ALTERNATİFİ DEĞİL''-
Bir gazetecinin ''doğudaki kızlar için yatılı Kur'an kursu açılması gerektiği'' yönündeki açıklamalarını hatırlatması üzerine Bardakoğlu, bölgede kurslara yoğun talep olduğunu belirterek, ''Bu kurslarda sadece Kur'an değil iyi insan iyi vatandaş olmayı öğretiyoruz. Kur'an kursları milli eğitimin alternatifi değil, tamamlayıcısıdır. Bunları birbirine aşındıran kurumlar olarak görmemeliyiz'' diye konuştu.
Bardakoğlu, bir başka soru üzerine de merkezi vaaz sistemini değiştirmeyi düşünmediklerini, bunun ancak tüm din görevlilerinin vaaz edebilecek bilgiye sahip olduklarında gerçekleşebileceğini söyledi.
Düğünde havaya ateş açarak, ölüme sebebiyet verenler ile ilgili bir soruyu da Bardakoğlu, ''Havaya ateş açmayı marifet sayanların yaptığı cinayettir. Dolaylı ya da doğrudan adam öldürmek büyük günahtır. Havaya kurşun sıkmak bile günah'' diye yanıtladı.
-DİN ÖĞRETMENLİĞİ MÜFREDATI-
Eğitim fakültelerine bağlanan din kültürü öğretmenliği bölümünün müfredatının değiştirilmesiyle ilgili bir soru üzerine de Bardakoğlu, din kültürü öğretmenlerinin en iyi şekilde ve tam donanımlı olarak yetiştirilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Alel usul yetiştirirsek bu çocuklarımızı başka kapılara mahkum kılarız. Dini bilgiyi ne kadar iyi ve yerinde verirsiniz, insanların din hakkında bilgisi o kadar kucaklayıcı ve barışçı olur. Sığ bilgi verirseniz boşlukları insanlar kendi keyfiyle doldurur, o zaman da şikayet etmeye hakkımız olmaz. Bana göre, ilahiyat fakültelerinde yeterince dini bilgi alıyorlardı. Herhalde
eğitim fakülteleri de bundan aşağı kalmayacaktır. Eğitim fakültelerine şayet 'daha az dini bilgi alsın' diye götürülmüş olursa, bu yapılacak en büyük hatalardan birisi olur.''